Büyük bir olay yaşandığında ilk tepkimiz kendini tamamıyla içinde hissedip yoğunlaşmakla, canının acımaması için uzak durmak arasında bir yerlerde olabilir. Farkındalık; şu anda olanların içimizdeki yansımasına bakıp, etrafımızdaki her şeyi dikkatlice gözlemlememizi sağlar. Devam etmek için yaptıklarımızdan veya yapamadıklarımızdan pişmanlık, endişe veya korkunun duygularımıza hakim olmasına izin vermemeliyiz.
Öfke, kızgınlık veya suçluluk için harcadığımız her dakikanın yardıma ihtiyacı olanlara el uzatma fırsatını kaçırdığımız dakikalar olduğunu düşünüyorum. Yoğun duygusal günler bizi bekliyor. İsyan etmek yerine topraklarımızın gerçeğini kabullenip farkında olalım. Farkındalık, gevşemek değildir. Sıradanlığın ötesine geçmek değildir. Düşüncelerin zihinden boşaltılması demek değildir. Farkındalık gerçeklerden, acılardan kaçmak ise hiç değildir. Farkındalık bir hareket planıdır; bir yol haritasıdır.
Hatırla; kargaşa içinde olumsuz duygularımız yüksek sesle bağırıp dikkatimizi çekmeye çalışır. O duygular ortaya çıktığında kucaklarsak, fırtınada sürüklenmez ve sakinleştiririz. Daha sakin olduğumuzda ise; doğru kararlar alacak, çözüm üretecek, organize olacak güce de sahip olduğumuzu görürüz.
Büyük bir üzüntü yaşarken, zor zamanlardan geçerken ne yapacağınla ilgili seçimini yap ve harekete geç. Uzakta olabiliriz, belki şu an fiziki yardım etmek zor olabilir. O zaman yardım bekleyenlerin ihtiyaçlarına odaklanalım, düzene kızıp hayıflanmak yerine bir tuğla da biz koyalım, bir sıcak battaniye ile ısıtalım.
Deprem fırtınasından geçerken de beynimiz kendini korumaya almak ister. Aşırı stres beynin enerjisini bloke eder, beyin de hücrelerinde yeterli enerji olmadığını düşünüp bedenden yiyecek ama özellikle karbonhidrat, tatlı ister. Stresle bedenimizde artan kortizol düzeyimiz ‘iştah uyarıcı etkisi’ ile yeme isteği oluşturur. Televizyon karşısında, elde telefon yıkıcı haberleri izlerken üzüntü, çaresizlik ve umutsuzluk serotonin hormonumuzu yerle bir eder. Karbonhidrat-şeker yemenin bedende yarattığı kısa süreli mutluluk ile önce bir rahatlama gelir ancak geldiği gibi de hızlıca da gider. Çünkü yaşadıklarımıza çare hiç de oralarda değildir.
Duygusal olarak zor zamanlarda tatmin olmak için: Neye yetiyorsak yardım edelim. Manevi olarak dua edelim, iyi dileklerimizi kalbimizden gönderelim. Kendimizi güçlü tutup desteğe ihtiyacı olanlara omuz verelim. Bir organizasyona dahil olalım veya biz organize edelim. Kurban rolünden çıkıp kurtarıcı olalım. Duygularımızı tatmin ettikten sonra bir sıcak sakinleştirici bitki çayı hazırlayalım:
1 tatlı kaşığı papatya, 1 çay kaşığı adaçayı, 2-3 adet zeytin yaprağı, 1 tarçın çubuğu, 2 karanfil 1 yıldız anason, hepsini 2 bardak kaynar suda 15 dakika demle. Bardağına alırken içine 1 dilim limon ekleyebilirsin.
İlginizi çekebilir: Menopoz, ara sıcak: Değişimi kucaklamaya hazır mısınız?