X

Deprem sonrası çocuklarla nasıl iletişim kurulmalı?

Yaşadığımız dünyada her gün onlarca, yüzlerce haberle karşılaşıyor, dünyanın birçok yerinden sarsıcı gelişmelere uyanabiliyor, doğal afetlerin gündemimizde yer aldığı acı günlerin üstesinden gelmeye çalışabiliyoruz. Ana haberler, sosyal medya paylaşımları, şahsi telefon konuşmalarımız, görüşmelerimiz ve çok daha fazlası çocuklarımızın da bulunduğu ortamlarda yer alabiliyor. Hayatın doğal akışında çoğu zaman çocukları olumsuz haberlerden tamamen korumak mümkün ve gerçekçi olmasa da maruziyetin şiddetini azaltmak için yapabileceğimiz pek çok şey var.

Biz yetişkinler nasıl ki savaş, terör, sel, deprem gibi felaketlerin mevcudiyetinde kendimizi kötü hissediyor; psikolojik ve duygusal bir savaşın içerisine giriyorsak benzer bir durum çocuklar için de geçerli. Üstelik, neyin ne olduğunu, neden olduğunu, ne anlama geldiğini bilmedikleri için onların yaşadığı zorluk çok daha kritik bir noktada.

Acımızın henüz çok sıcak olduğu, ülkemizdeki pek çok ilin etkilendiği ve milyonlarca yüreğin kanadığı büyük depremin ardından hem bireysel hem toplumsal anlamda destek olmak için elimizden geleni yaparken çocukların bu hassas dönemden mümkün olduğunca en az etkilenmesi için birkaç hususu bir araya getirmek ve paylaşmak istedik.

Doğal afetler gibi trajik ve travmatik etkiye sahip olaylar meydana geldiğinde, bu durumlarla çocukların başa çıkması zor olabilir. Doğal afetler, her yaştaki insan için stresli bir olaydır, ancak çocuklar için çok daha fazla kaygı uyandırabilirler. Memorial Hermann Southwest Hastanesi‘nde çocuk doktoru olan Maneesh Kumar, bunun nedeninin çocukların ne olduğunu her zaman anlamamaları ve ne olacağını bilmemeleri olduğunu belirtiyor. Ve bilgilendirmeyi hedef alan dürüst bir tutumun önemini vurguluyor. Diğer yandan, yıllardır çocuk ve ergen psikolojisi üzerine çalışan David Fassler da çocuklarla doğal afetler üzerine konuşmak zor olsa da mutlaka bu konuşmaları yapmanın gerekliliğine dikkat çekiyor.

Çocukları ‘etkin’ bir şekilde dinlemek, duygularını yok saymamak, onlara karşı mümkün olduğunca dürüst olmak, uygunsuz içeriklere (yaralı, enkaz, yıkım vb.) maruz kalmamalarını sağlamak böylesi bir doğal afetin yarattığı travmatik etkileri hafiflemek için en önemli adımlar. Peki, sonrasında ne yapmalı, çocuklar deprem haberlerini duymaya, görmeye devam ettikçe onlarla nasıl konuşmalı?

  • Çocukların soru sorabileceklerini bildikleri açık, rahat ve destekleyici bir ortam yaratın. Ama bunu yaparken onları zorlamamaya dikkat edin. Hazır olmadıkları sürece çocuklarla böylesi hassas konuları konuşmak olumsuz etkiler yaratabilir. İhtiyaç duydukları, sordukları ve bilmeleri gereken kadarını, yaş düzeyine uygun bir şekilde anlatın.
  • Mümkün olduğunca basit ve anlaşılır bir dil kullanın. Örneğin, depremin neden oluştuğunu anlatırken anlayamayacağı terimler kullanmaktan kaçının. Yaş ve gelişim düzeylerine en uygun tanımlamaları yapın.
  • Korkularını tanımlayın ve korkularını giderecek aksiyonları birlikte alın. Örneğin, deprem çantasını birlikte hazırlayın, koyduğunuz eşyaların ne amaçla olduğunu, ne işe yarayabileceğini ve hangi olası sorun için çözüm olduğunu paylaşın.
  • Doğru bilgileri dürüst bir yaklaşımla paylaşın. Örneğin, depremden korkmaması için ‘merak etme, deprem burada olmaz ya da geçti bitti bir daha tekrarlanmaz’ gibi hem gerçeklik algısına zarar verebilecek hem de olası bir tekrar yaşanma halinde size ve hayata olan güvenlerini zedeleyebilecek söylemlerde bulunmayın.
  • Soruları dinlerken veya cevap verirken aceleci davranmayın, sabırlı olun. Paylaştığınız bazı bilgiler ya da yaptığınız birtakım yorumlar, çocuklar için anlaması, kabul etmesi, sindirmesi zor olabilir. Bu nedenle aynı soruyu tekrar tekrar sorabilirler. Bu noktada anlayışlı olmalı ve tekrar tekrar açıklama yapmaya hazırlanmalısınız.
  • Aile güvenlik planınızı paylaşın. Halihazırda bir aile güvenlik planınız yoksa oluşturun ve çocuklarınızla paylaşın. Bu  afet durumunda ne yapmaları gerektiği konusunda kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olabilir.
  • Çocukların düşüncelerini, duygularını, tepkilerini kabul edin ve kaygılarının önemli olduğunu, onları anladığınızı hissettirin. Hiçbir endişelerini küçümsemeyin.
  • Çocukların çoğu zaman durumları kişiselleştirme eğiliminde olduklarını unutmayın. Kendileri için, yakın aile üyeleri veya arkadaşları için endişelenebilirler. O nedenle güvende olduklarını hissettirin. Ancak, güven vermek için gerçekçi olmayan söylemlerden kaçının; örneğin yeni bir deprem olmayacağının sözünü veremezsiniz. Bilsinler ki yanlarındasınız ve güvende olmalarını önemsiyorsunuz.
  • Kendi söylemlerinizi, duygularınızı ve davranışlarınızı kontrol altında tutmaya çalışın. Evet, zor olabilir ancak çocukların çok iyi gözlemciler olduğunu unutmayın. Sizin tepkilerinizi, söylemlerinizi adeta hafızalarına kazırlar ve sizin endişeniz, korkularınız onlara da geçer. Kendinizi özellikle çocuklarınızın yanında biraz daha sakin tutmaya çalışmanızda fayda var.
  • Zor durumlar için çalışan, depremden etkilenen insanlara, şehirlere yardım götüren binlerce insan olduğundan bahsedin. Kurum ve kuruluşların isimlerini, neler yaptıklarını, deprem bölgelerinde ne tür çalışmalar yaptıklarını anlatın. Yardımlaşmaktan bahsetmek ve oradaki insanlara yardım edenlerin olduğunu bilmek çocukları bir nebze de olsun iyi hissettirebilir ve olası bir deprem durumunda kendilerine de yardım ulaşabileceğini düşünmeye başlayabilirler.
  • Tıpkı duygusal ve psikolojik tepkiler gibi çocukların fiziksel tepkilerinin de farkına varın. Baş ağrısı, karın ağrısı, uyku bozuklukları başta olmak üzere çeşitli fiziksel semptomları gözlemlemenizde ve önlem almanızda fayda var.
  • Daha önce benzer bir durum yaşanmışsa ve özellikle yakın zamanlı bir travma veya depreme bağlı kayıplar varsa çocuklar daha savunmasız ve hassas olabilirler. Bu noktada profesyonel bir destek almak daha etkili olabilir.
  • En önemlisi çocukları aktif haberlerden mümkün olduğunca uzak tutmaya dikkat edin. Yaralı sayısı, ölüm vakaları, yıkılan binalar, artçı deprem haberleri gibi kaygı ve korkuyu tetikleyecek içeriklere maruz kalmaları, durumu onlar için zorlaştırabilir.

Diğer yandan, Türkiye genelinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın almış olduğu karara göre 13 Şubat 2023 tarihine kadar tüm okulların tatil edilmiş olması ve ülke genelinde hakim olan karlı-fırtınalı hava durumu nedeniyle çocukların ev ortamında nasıl zaman geçirdiğini kontrol altında tutmak da oldukça önemli. Bu dönemde çocukları biraz da olsa medyadan uzak tutmak için farklı aktivitelere zaman ayırabilirsiniz:

  • Lego, puzzle, bulmaca, sudoku, tangram gibi aktiviteleri birlikte yapın, daha eğlenceli bir hale getirmek için aile üyeleri arasında ufak yarışmalar düzenleyin.
  • Minik bilgi yarışmaları düzenleyin, ev ortamında herkesin katılabileceği ve yaş grubuna uygun soruların yer aldığı bir etkinlik planlayın.
  • Kitap okuma saatleri düzenleyin ve tüm aile birlikte kitap okuyun. Ya da kısa bir hikayeyi hep birlikte okuyup üzerine soru-cevap tartışmaları yapın.
  • Çocuklar ve yetişkinler için mandala kitaplarını boyayın; her farklı renkte kitapları değiştirin ve ortak, etkileşimli bir boyama yapın.
  • Sessiz sinema, mini tiyatro, kukla gösterisi gibi ufak piyesler düzenleyin, herkese bir rol verin.
  • Monopoly, UNO, Tabu, Scrabble, Satranç, Kızma Birader gibi kutu oyunlarından oynayın.
  • Terapötik ve rahatlatıcı etki sağlayabilecek oyun hamuru, kinetik kum, kil gibi farklı materyallerden bir şeyler yaparak zaman geçirin.
  • Mutfakta iş birliği yapın, çocukların çok seveceği tarifleri birlikte pişirin.
  • Sevdiklerinizi arayın, görüntülü konuşmalar yapın, sınıf arkadaşlarıyla bir araya gelecekleri online buluşmalar planlayın.
  • Telefon, televizyon, tablet gibi teknoloji kullanımlarını sınırlandırın ve mümkün olduğunca çocuğunuzun kullandığı aplikasyonları, girdiği web siteleri, izlediği kanalları kontrol edin.
  • Hava koşulları uygunsa her gün kısa süreli de olsa doğada zaman geçirmeye gayret edin.

Tüm bunların yanı sıra mümkün olduğunca evdeki rutinleri devam ettirmeye gayret edin. Çocuklarınızın uyku saatleri, yemek düzenleri gibi alışkanlıklarını bozmadan rutinlerini sürdürmek oldukça önemli.

Tüm anne-babaların ve sevgili çocukların süreci mümkün olan en sağlıklı şekilde atlatması en büyük temennimiz.

Kaynak: healthychildren.org, American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, verywellfamily, parents

İlginizi çekebilir: Çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olacak 5 pratik ipucu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale