X

Dengeli empatinin incelikleri: Fazla empati bize zarar verebilir mi?

Empati kurmanın iletişimdeki önemini yaygın olarak biliyoruz. Peki, doğru empati nasıl kurulur? Fazla empati yapmak nelere yol açar? Bu yazımda, empatinin bize faydalarına ve fazla empatinin zararlarına birlikte bakalım…

Bazen empati yapmak konusunda konuşurken durumu fazla abartabiliyoruz. Sanki empati yapmayan/yapamayan insanlar vicdansızmış gibi algılanabiliyor. Peki, vicdanımızın bir ara vermesine izin verseydik o zaman nerede olurduk?

İyi kararlar vermek ve birbirimizin insanlığını tanımak için hem empatiye hem de diğer insanların bilincine güveniriz. Öyleyse empati, yani kendini başka birinin yerinde hayal edebilme yeteneği, nasıl gereksiz ve zararlı olarak düşünülebilir?

Elbette empatinin değeri göz ardı edilemez. Başımıza kötü bir şey geldiğinde birine söylemek isteriz. Gün batımının fotoğraflarını çekiyoruz çünkü birinin ona bakarken aynı keyfi yaşamasını istiyoruz. Yüksek dozda empatiye sahip olmanın ön koşul olduğu meslekler vardır: Öğretmenler, doktorlar, psikologlar, koçlar gibi…

Empati, anlaşılma ve iletişim ihtiyaçlarımızın karşılanabileceğini anladığımızda hayatı kolaylaştırır ve hoşumuza gider. Empatinin olduğu yerde yaşamda daha az uyumsuzluk ve çekişme olur. Empati, iletişim kuran her insanın her koşulda ihtiyacı olan şeydir.

Karşınızdakinin size “Nasıl hissettiğini biliyorum” dediğini ve sizi anladığını hayal edin. Genellikle bu, acı çeken birine söylenecek en rahatlatıcı sözler olarak düşünülür. Duygularımızın birileri tarafından kabul edilmesini ve alaşılmasını isteriz; iyi olacağımızın ve her şeyin daha iyi olacağının söylenmesini istemek çok insanı bir beklentidir.

Başka bir kişinin paylaştığı içgörü ve deneyimde teselli ararız. Ancak ve ancak onlar da bizim yaşadıklarımızı yaşadılarsa onlara gerçekten güvenebiliriz, değil mi?

Empatinin zorlaştığı yerler

Yine de bir başkasıyla gerçekten empati kurabilir miyiz? Bir kişinin deneyimi yalnızca kişinin kendisine özgüdür. Geçmiş tarih, mevcut durum ve sayısız başka faktör, her bir birey için bir deneyim oluşturur. Hayatın deneyimleri her zaman aynı şekilde hissedilmez, ancak kendi benzersiz ağımız aracılığıyla filtrelenir.

Kısacası, aynı şey tanıdığınız bir kişinin başına gelebilir, ancak o kişi tamamen farklı hissedebilir. Bu kulağa çok basit gelebilir, ancak çoğu zaman gözden kaçan bir gerçektir. Çoğu zaman empatik olanları erdemli olarak görürüz.

Araştırmalar, hayırsever eylemlerin genellikle akıldan ziyade empati tarafından yönlendirildiğini gösteriyor ki bu benim için pek de erdemli değil. Uzak bir ülkede açlıktan ölmek üzere olan binlerce çocuğa yardım eden bir hayır kurumu, Amerika’da kimliği tespit edilebilir bir çocuğa yardım eden bir hayır kurumu kadar başarılı olmayacaktır.

Binlerce kişinin durumunu, özdeşleştiğimiz kurban lehine görmezden gelebiliriz. Buna “tanımlanabilir mağdur etkisi” denir. Sonuç olarak, hayır işlerimizde o kadar etkili olamayabiliriz. Akıl ve gerçeklik bizi daha geriden takip ediyor olabilir!

Politikacıların “tanımlanabilir mağdur etkisini” kendi çıkarları için kullandıkları iyi bilinmektedir; zarar verici bir “onlar” ve “biz” söylemi dünya genelinde mevcut. Trump’ın Meksika duvarını ve Nigel Farage’ın sınırı geçen göçmenleri gösteren posterini düşünün. İkisi de destek toplamak için insanların eve ve kendilerine daha yakın olanlarla empati kurma eğilimini kullandılar. Kendi alanımızda olanları, bize aşina olmayanlardan korumak istiyoruz. Bu nedenle empati, bazen gözlerimize perde indirebilir.

Çok fazla empati kurmak

Eğitmen kimliğimden dolayı hayatımda çok kez kendimi, başka birinin kederiyle yüklenmiş hissettim. Başka birinin kötü durumuyla yüklü olmak, empatik olmaktan gelen her türlü iyiliği ortadan kaldırır/zayıflatır. O zamandan beri hissettiğim şeyin “empatik sıkıntı” olduğunu öğrendim.

Koçluk yetkinliklerimle beraber empatinin dengesini kurmayı ve danışanlarımla “sempati” kurmadan (empatinin aşırı dozu sempatidir) sağlıklı empati kurarak çok daha sağlıklı ilişkiler geliştirebildiğimi gördüm. Belki de mesleklerimde bu kadar başarılı olmamın ana nedeni, doğru iletişim ve doğru empati kurabilme becerilerimi yıllar içerisinde geliştirmiş olmamdır.

Bu nedenle, fazla empati durumunda mağdura yardım etmek için bir şeyler yapabilecek olan kişi, kendisini de duygularla boğulmuş bir yerde bulur. Karşısındaki ağlarsa ağlar, duygusal olarak çökmüşse dinleyici de çöker. Burada artık empatiden değil, sempatiden söz edebiliriz ki çoğunlukla, ilişkilerimizde sempati ağırlıklı bir iletişimi tercih etmek iletişim kuran iki tarafa daha da zarar verir ve sürdürülebilir çözümler sağlamaz.

Empatinin de kendi içerisinde sorunları olduğunu unutmamalıyız. Konu dünyayla empati kurmaya gelince, kendi önyargımızın farkında olmalıyız. Diğerlerine yardım etmek için kendimizi her zaman başka birinin yerine koymamız gerekmez, sadece ilgilenmemiz gerekir. Dengeli duygular beslemek, hem size hem de çevrenize en sağlıklı iletişimi ve sonuçları getirir.

İlginizi çekebilir: Hayatınızı değiştirecek 12 bakış açısı

Görkem Bakkaloğlu: Yüksek lisans eğitimi İnsan Kaynakları Yönetimi olup, 10 yıllık kurumsal iş hayatında uluslararası şirketlerde eğitim ve gelişim, strateji ve performans yönetimi, yetenek ve kariyer yönetimi konularında uzmanlaşarak, takımlara liderlik etti. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun Yetkilendirilmiş Koç Eğitim Programı mezunu profesyonel koçtur. 1000 saati aşkın koçluk seansı tecrübesi vardır. Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki ilk eğitimlerini tasarlayan eğitmenlerindendir. Türkiye’de sağlık ve futbol sektöründe motivasyon ve performans koçluğunu başlatan ve sistemler kuran ilk profesyonel koçtur. Motivasyon, performans ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam temelli eğitim ve koçluk programları ile insanların hayatlarını dönüştürmelerine yardımcı olmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale