X

Deneyim, etki ve sezgi ile hayatlara dokunmak

İnsanın komplike yapısını anlamak her zaman en merak ettiğim konu oldu. Üniversite tercihimde, meslek seçimimde, arkadaş seçimimde hep merak ettiğim, tanımak ve öğrenmek istediğim şeylere yöneldim. Bunu bilinçli olduğum kadar bilinç dışı süreçlerimin de etkisi olduğunu biliyorum. Kağıt üzerinde kolay olan ama bir hayli çaba gerektiren bir konu insanı anlamak ve bir bütün olarak kabul etmek. Hayatta pek çok farklı parça ile bütünü bulmaya çalışırken yolda karşılaştığımız zorluklarla, engellerle mücadelemiz de sürüyor. Fark ettiğimiz ve değiştirebileceğimiz ne çok şey var, yaş aldıkça daha çok görüyorum. Hep başkalarına iyi olmak için dünyaya geldiğini düşünen ben, bu yıl kendime de daha fazla katkı sunacak bir yolculuğa girdim. Hep uzak kalmak istediğim hatta gerçekten eleştirdiğim bir alana, koçluğa çok da beğendiğim bir okulla yola çıktım. Hatta ilk ufak denemelerime de Amerikalı bir arkadaşıma destek vererek başladım.

Neden karşı olduğumu kısaca özetlersem; uzmanlık benim için çok önemli, uzmanlığı olan insanlara saygım sonsuz ve onlardan öğrenmek de eşsiz. 2013’te mezun olduğumdan bu yana çok fazla koçluk alanına yönelen, bu işi sadece koç unvanını sahip olurum diye yapan, üstelik işin etik kısımlarını görmezden gelen (birebir saatlerini doldurmak için verdiği eğitimleri bile kayıt altına alan, vb) kişiler gördüm. Etik gelmedi başta, genellemeler yapmama sebep olacak sayısız örneğin böyle olması beni bu işi çok iyi yapan insanlara karşı da ön yargılı hale getirdi; fakat zamanla işim gereği de çok fazla ekip yöneticisinin koçluk yolculuğunda aldığı faydayı gördüm. Kaliteli ve işine tutkuyla bağlı örnekler beni bu işin iyi yapıldığında nasıl dönüştürücü olduğuna ikna etti, ikna oldum.

Psikoterapi ile kıyaslanamayacak bir alan aslında koçluk. Piyasada da çok farklı şekillerde var olan bir konu ama ben de birkaç başlıkta yorumlamak istedim bu konuyu. Özellikle terapistlerin uzun soluklu bir akademik deneyimi ve teori bilgisi var ki bu eğitim çok kıymetli, hiçbir koçluk eğitiminin bunun yerini alması mümkün değil. O sebeple koçların psikoterapiye dair bir çalışma yapmasını da bekleyemeyiz (eğer öncesinde ayrıca psikoloji üzerine lisans ve ötesinde uzmanlaşacağı bir yüksek lisans eğitimi yoksa). Her ikisinde de eğitim kadar deneyim çok kritik. Yine her ikisinde de bence benzeşen ve eşsiz olan fırsat; karşımızdaki kişiye gerçekten ona düşündürecek hislerini cümlelere dökecek alan sunduğunuzda her şeyin nasıl değişebildiğini fark etmek. Her ikisinde kişinin tüm hayatına etki edecek konular konuşulabilir.

Öte yandan terapide iyileştiren bir yan varken koçlukta gelişim ve ifade edemediğin duyguları ifade etme fırsatı var. Terapi her zaman duygusal malzeme ile çalışırken, koçlukta bu zaman zaman olabilir. Terapi bir tanı ile başlar, koçluk ise bir figür bulmakla. Terapide olumsuz inanışlar, düşük özgüven gibi konuların oluşumu sebepleriyle incelenirken koçlukta bunları aşacak aksiyonlar ve davranışlar araştırılır, sebebin detaylarında vakit geçirecek bilgi birikim de terapistin uzmanlığındadır. Terapide sorunun kaynağı araştırılır ama koçlukta hislerin nedeni daha ön plandadır. Bence her ikisinde de konular ne olursa olursa olsun fark edip odaklanıp beyinden kalbe doğru yolculuğa çıkınca inanılmaz bir dönüşüm yaşama ve yaşatma şansınız var. 

Hem psikoloji eğitimlerim hem koçluktan öğrendiğim ve aslında herkesin basit adımlarla başlayabileceği bazı önerilerim de var. Gözlemsel farkındalık, sizinle iletişimdeki kişinin ne deneyimlediğini hissedebilmek ilişkilere çok olumlu etki ediyor. Buna sezgilerinizi de eklediğinizde işte, evde, belki de sokakta tanımadığınız kişiler de bile fark yaratabileceğimize inanıyorum. Niyet hayatta çok önemli, birine yardımcı olmak istediğimizde empati ile sürekli kendi örneklerimizden gitmek bir zamana kadar iyi sandığım bir şeydi, onun yerine bu süreçte de öğrendiğin sadece deneyimlediğim ortak duyguyu paylaşıp onun daha da fazla paylaşmasına izin vermeyi koydum ki bunu da herkes yapabilir.

Duygusal zeka bu işin bence en kritik yanlarından biri, kendi duygularımızı fark edip anlayıp yönetebilirsek bir başkasını da daha iyi anlamamız mümkün. Bunu da yine kendimizle çalışarak hepimiz kazanabiliriz. Duygularımızın merkezindeki amigdalanın fiziksel bir tehdit yokken de varmış gibi algılaması (amygdala hijack) birçok zaman strese panikle ve korkuyla yaklaşmamıza sebep oluyor. Bu tür riskleri minimize edecek, duyguların kontrolünü elinize alacak pratikler, meditasyon çalışmaları ve kendinizi yeterince dinleyerek, dinlenerek berrak bir zihne sahip olmak da bu işlerin içinde olsun olmasın herkesin kendisine yapacağı büyük bir yatırım.

Bu süreçten de öğrendiğim deneyime güvenmek, olumsuz ön yargıları kırmak ve iyi niyetle anlamak için dinlemek çok kritik, hepsinden önemlisi aksiyona geçirecek farkındalıklar kazandığımızda hayatın bugünden daha farklı olabileceği. İhtiyaçlarımızı karşılık bulduğu, kendi potansiyelimizi dışarı çıkarabildiğimiz ve her anından keyif aldığınız bir yaşam diliyorum hepimize 🙂

İlginizi çekebilir: Dip’ten çıkmak ve yeni niyetler üzerine

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale