X

Denemekle aşk olmadıysa; gitmek mi zor kalmak mı?

Çokça soru aldığım bir konuyu daha yazmak istiyorum sizlerle birlikte derinlerde belki aradığımız cevapları bulabiliriz (konu aşk olduğunda yıllardır arasam da henüz bulamadıklarım var). “Denedik olmadı” diye ulaşıyorsunuz bana. “Evet, birbirimizi seviyorduk ama onun annesi beni kabul etmeyecekti. Bunun babası beni istemeyecekti. Arkadaşlarım onu bana uygun görmediler. Ailelerimiz bir arada olmamıza izin vermedi” gibi birçok neden sayabiliriz. Sonra “olmadı” sözcüğü geliyor… “Aşk olmadı, evet istedik ama olmadı”.

Biliyorum ki kalmayı denediğimde “ben” olamayacağım…

Şimdi neyin olup neyin olmadığına daha yakından bakalım istiyorum sizlerle. Belki aynı konuda henüz bana yazmaya cesaret edemediniz ama eminim ki hayatımızda hepimiz en az bir kez bu gibi bir durumla karşılaştık… Dış “güçler” evet her ne kadar aşkın dışında diye düşündüğümüz o can-ım dış güçler ilişkiye olan inancımızı biz istesek de istemesek de geldi ve ele geçirdi değil mi?

Peki, neden bizler için bu kadar hassas bir dengedir dış güçler? Veya ilişkilerimizde “oldurmamak” noktasına getirdikleri o aşk olasılıklarımızı gerçekten oldurmamalarında bir neden var mıdır? Yani ortadan kalkmış olsalardı biz çok iyi gidiyorduk diye bir açıklama duyabilir miydik?

Ben kişisel tecrübelerimle bu konuyu sizlerle birlikte yorumlamaya çalışacağım. İlişkilerimizi en sevdiğim çiçek olan beyaz bir gül bahçesi olarak düşünelim. Bu bahçe koklamaya doyamadığımız bakmaya kıyamadığımız güzellikle güllerle kaplı. Bu bahçe bize ve aşk olduğumuz kişiye ait. Şimdi sorunu attığımız dış güçler ise sadece bir “an” için bahçemizi dolaşmaya gelen misafirlerimiz. Güllerimizden “aynı” kokuyu alamıyorlar belki “aynı” güzel görüşe sahip olamıyorlar. Belki daha önce “gül” nedir görmedikleri için bilmiyorlar bile… Onların bu bahçeye “değersiz” olarak bakması bahçemizin öyle olduğu anlamına mı geliyor?

İlişkilerimizi en sevdiğim çiçek olan beyaz bir gül bahçesi olarak düşünelim.

Fakat işte asıl sorun bahçenin “gerçek” sahipleri arasında yaşanan o “değer” ve görüş ayrılığında oluşuyor. Zamanla bu bahçe bize o kadar da muhteşem gelmiyor, kokladığımız o olağanüstü kokuları unutuveriyoruz. “Nasıl olsa başka bahçeler de var en güzeli burası mı?” diyoruz. O ilk kez gördüğümüz bembeyaz muhteşemliğe gözümüz alışıveriyor, bir misafir gelip de “bu bahçenin neyini seviyorsun?” dediğimizde “bilmiyorum” diye cevap verebiliyoruz…

Bu durumda aşkın “aşk” olması mümkün olabilir mi? Bizler ilişkimizin ve yaşadığımız aşkın güzelliğinden değerinden vazgeçtiğimizde sizce dış güçler bunu “gerçekten” bitiren sebepler olabilirler mi? O tüm sorumluluğu yüklediğimiz “aşkımıza engel oldular” dediğimiz bu güçler biz bahçemizi “yeterince” sevmediğimizde sadece ortaya çıkmış olan ve kaçınılmaz sonu hazırlayan etkenler değil midir?

Bu aşkın aşk olmadığını anladığımızda seçeneklerimize bakacağız şimdide. Sorumuzun devamında kalan yer; “ne yapmalıyım, gitmeli miyim kalmalı mıyım? Savaşmalı mıyım durmalı mıyım? Eğer karşımdaki kişi emek vermiyorsa ben emek vermeye devam etmeli miyim?” Bu sorular oldukça ciddi ve zorlu sorulardır aslında. Ben hemen kendimden vereceğim bir örnekle açıklamaya çalışacağım.

Bu nokta benim için “geri dönüşü” olmayan nokta…

Her ilişkide ve aşkta bazı noktalar olduğunu düşünüyorum, iki kişi arasındaki aşkın, sevginin ve bağın “kırılıma” uğradığı nokta diyebiliriz. Evet, aşk bitmiyor, evet sevgi bitmiyor ama işte bir nokta oluyor ki o bahçemizdeki bir gül örneğin soluyor ve asla yeniden açmasına imkan olmayacak şekilde sökülüp atılması gerekiyor… Bu nokta hepimiz için farklı benim için iki yıl gerekiyor veya bir başka kişi için gerçekten kırıcı bir süreç yaşaması gibi ama işte o “kırılma” anı yaşanmış oluyor.

Bu nokta benim için “geri dönüşü” olmayan nokta… Yani gitmek, evet zor olsa da gitmek gerekiyor. Biliyorum ki kalmayı denediğimde “ben” olamayacağım, o güzel bahçede solan gül gibi bir kez daha ve her baktığımda o solgunluğu o kurumuş hali hatırlayacağım ve evet “ben” olarak kalamayacağım. Bu kırılma noktası ertesi evet “kalmak mı zor gitmek mi?” diye soranlarımız oluyor, “ben ne yapmalıyım?” diye soruyorsunuz… Ne yazık ki bu cevabı “sizden” evet sadece “sizden” başka kimse veremez. Bunun sonuçlarını evet “siz” ve yine “sizden” başka hiç ama hiç kimse yüklenemez…

Aşk olmadı dediğimizde bu yol daha da engebeli oldu demektir…

Aşk olmak zorlu bir yoldur. Aşk olmadı dediğimizde bu yol daha da engebeli oldu demektir. Bunu dış güçler üzerine atılacak bir sorumluluğu ya da sebebi de yoktur; olmayan iki kişi arasında olmayan “olamayan” “oldurulamayan” şeylerdir. Peki ya sonrası gitmek veya kalmak noktasına geldiğimizde işimiz kolaylaşıyor sanmayın burası “alışkanlıkları” “yaşanmışlıkları” ve hatta “kendimizi” bile geride bırakmak gücünü gerektiren noktamızdır…

Bunun sorumluluğu yine kendimize ait olacaktır – ki dış güçler her neyi desteklerse desteklesinler – doğrusu “kalbiniz” bilir… Aşk olmadı deriz, aşk her daim olmakta ve olmaya devam etmektedir. Sadece “gören” gözlerle bakmak vardır, o muhteşem beyaz gül bahçesine… Olmayan aşk yoktur aslında, olsa olsa göremediklerimiz vardır ortada…

Bugün olmayan bir aşk noktasında bulduysanız kendinizi, “gitmek mi kalmak mı?” diye sormaktaysanız ve “ne yapacağımı bilemiyorum” dediğiniz o andaysanız, cevap içinizde saklıdır, güzel “kalbinize” bakmanız yeterlidir…

 

İlginizi çekebilir: Hayatta olabileceğimiz en güzel şey: Aşk olmak

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale