X

Değişmek ve gelişmek mi, kabullenmek ve beklemek mi: Kişisel gelişimin artıları ve eksileri

Kişisel gelişim ve değişim, en az kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve sahip olduğumuz olumlu ya da olumsuz özelliklere odaklanmaksızın, kendimizi koşulsuzca sevmek kadar temel ihtiyaçlarımızın başında geliyor. Ancak Radikal kabul: Kişisel gelişim ve kendini kabul paradoksunu çözmek mümkün mü?Kişisel gelişim ve değişim, en az kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve sahip olduğumuz olumlu ya da olumsuz özelliklere odaklanmaksızın, kendimizi koşulsuzca sevmek kadar temel ihtiyaçlarımızın başında geliyor. Ancak  yazımızda da bahsettiğimiz gibi, bu iki temel ihtiyacın birbiriyle çelişen doğaları gereği, aynı anda hem kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek hem de değişmeye çalışmak zihnimizde tutarsızlık yaratabiliyor. Radikal kabul, değişimi ve kabullenmeyi bir arada nasıl uygulayacağımız konusunda oldukça faydalı çözüm önerileri sunsa da, radikal kabul kavramını anlayabilmek için öncelikle yalnızca kişisel gelişime ya da yalnızca her şeyi olduğu gibi kabul etmeye odaklanmanın yaşamımızdaki artılarını ve eksilerini çok iyi değerlendirebilmemiz gerekiyor.

Kişisel gelişim ve değişim çabası da, her şeyi olduğu gibi kabul ederek yaşamayı tercih etmek de aslında ayrı ayrı pek çok pozitif getirisi olan şeyler ve her ikisinin de faydaları birbiriyle kıyaslanamayacak kadar kıymetli. Ancak yaşamımıza sağladığı olumlu getirilerin ve faydaların yanı sıra, her ikisinin de eleştirilen yönleri bulunuyor. Kişisel gelişime çok fazla odaklanmak benlik algımızı zedeleyebilirken, benlik algımızın fazla olumlu olması da gelişim ve değişim motivasyonumuzu olumsuz etkileyerek yaşamda ilerlememizi engelleyebiliyor.

Kişisel gelişim nedir, yaşamımıza nasıl fayda sağlar?

Kişisel gelişim, kim olduğumuzu ve kim olmak istediğimizi anlamak, hedeflerimizi belirlemek ve belirlediğimiz doğrultuda ilerleyebilmek için en uygun yol haritasını çıkarmak için ihtiyaç duyduğumuz en önemli öğrenme araçlarından biri. Duygu dünyamızı anlayabilmek, davranışlarımızın altıdaki motivasyonların farkına varabilmek ve eksik olduğumuz alanları belirleyerek bunlar üstüne çalışmak kişisel gelişimin en temel amaçları arasında yer alıyor.

Bilinçli olarak kendinizin daha fazla farkına vararak; düşüncelerinizi, duygularınızı ve tepkilerinizi gözlemleyerek ve kişisel gelişimi yaşamınızın her alanına entegre ederek daha tatmin olmuş, daha mutlu ve daha iyi bir yaşam sürdürebilmeniz mümkün. Kişisel gelişimi hiç bitmeyecek bir öğrenme süreci olarak görmek, yaşamın her alanında gelişmeye odaklanmak ve kendimizin daha iyi versiyonlarını keşfetmeye çalışmak yaşamımıza olumlu getirileri olan bir yaklaşım.

Kişisel gelişimin ve değişimin yaşamımıza olan getirileriyle ilgili saatlerce konuşabilmek mümkün olsa da, en basit haliyle şu şekilde şöyle özetleyebiliriz:

Kişisel gelişimin birkaç maddede özetlemeye çalıştığımız getirileri bile, yaşamımız için ne kadar önemli olduğu ve hayatımızın her alanına sayısız faydası olabileceğini oldukça net şekilde özetliyor. Ancak zihninizin sınırlarını sürekli olarak zorladığınız, devamlı olarak yeni şeyler deneyimlemeye odaklanarak konfor alanınızın dışında kalmayı alışkanlık haline getirdiğiniz, içselleştirmeye fırsat bile vermeden eğitimden eğitime koştuğunuz, kendinizden hep daha iyisini beklediğiniz ve beklentilerinizle kendinizi zorladığınız bir yaşam tarzı, bazı problemleri de beraberinde getirebiliyor:

Yeterince iyi olmadığımız düşüncesi

Pek çoğumuzun kendini geliştirme motivasyonun altında aslında yeterince iyi olmadığı düşüncesi yer alıyor. İdealimizdeki ‘olmak istediğimiz’ kişiyle ‘olduğumuz kişi’ arasındaki farkı görmek, gelişimimize katkı sağlama istememizin en önemli sebeplerinden biri. Dolayısıyla kişisel gelişimimize ve değişime gereğinden fazla odaklandığımızda olduğumuz kişiyi daha değersiz görebiliyor, sahip olduklarımızdansa eksikliklerimize odaklanarak benlik imajımızı olumsuz bir bakış açısıyla değerlendirme eğilimi gösterebiliyoruz.

Aslında kişisel gelişim ihtiyacımızın amacı eksikliklerimizi gidermekten çok, kendimizin daha iyi bir versiyonuna dönüşmek. Bu nedenle kişisel gelişimle ilgili çabalarınızın nihai amacının eksiklerinizi gidermekten çok güçlü olan yönlerinizi beslemek olduğunu aklınızda bulundurmalısınız.

Kendimizi başkalarıyla kıyaslama ve değersizlik hissi

Kişisel gelişime bu kadar ihtiyaç duymamızın başka bir önemli sebebi de kendimizi önemli hissetme isteğimiz. Yetersizlik hissiyle de bağlantılı olan bu önemli olma ihtiyacı, kişiliğimizi ve yaşantılarımızı sürekli olarak başkalarınınkilerle karşılaştırma davranışını beraberinde getiriyor. Her zaman bizden daha iyi yaşayan, daha iyi kişilik özelliklerine sahip olan, daha başarılı daha mutlu insanların olduğunu düşünmek, onlar gibi olabilmek için davranışlarını taklit etmek nihayetinde daha mutsuz bir yaşam sürdürmenizi de beraberinde getiriyor. Kişisel gelişimle doğrudan bağlantılı olmasa da, kişisel gelişime duyduğumuz ihtiyacın temelinde yer alan değersizlik ve önemsizlik hissi, gerçekçi olmayan beklentilerle daha da derinleşebiliyor.

Bilgi yoğunluğu ve karar verme yorgunluğu

Cevabını bilmediğimiz her soruya arama motorlarından yanıt bulabilmemiz kişisel gelişimin faydalarını yaşamımıza dahil etmek için muhteşem bir olanak olsa da, aşırı miktarda bilgi tüketimine odaklı bir yaşam tarzı benimsemek uzun vadede tükenmemize ve zihnimizin daha fazla bilgiye ihtiyaç duymasına sebep olabiliyor.

Psikolog Barry Schwartz’ın yürüttüğü bir araştırmanın sonuçlarına göre bilgi kaynaklarının sınırsız olması her ne kadar en doğru bilgiye ulaşmamıza olanak verse de, karar verme yorgunluğu yaşayarak kaygı düzeyimizin, kararsızlığımızın ve memnuniyetsizliğimizin artmasına sebep olabiliyor. Bu noktada kişisel gelişiminize katkı sağlayacağınız tüm bilgileri sadece bilgi edinme amacıyla araştırmak yerine, yaşamınızda uygulayabileceğiniz kadarını filtreden geçirmeniz ve edindiğiniz bilginin hayatınıza nasıl katkı sağlayabileceğini iyi değerlendirmeniz gerekiyor.

Beklentilerle dolu bir yaşam tarzı

Kişisel gelişiminize katkı sağlayacak bilgileri öğrenmeye ilk başladığınız zamanlarda bu bilgileri yaşamınıza entegre etmek konusunda oldukça motive ve istekli olabilirsiniz. Yaşamınızı iyileştirecek, sağlığınızı destekleyecek, gelişiminize katkı sağlayacak yeni bilgiler edinmek kişisel gelişimin en önemli adımlarından biri. Bununla birlikte, edindiğiniz bilgiler doğrultusunda kendinizle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmek ve bu beklentileri karşılamaya çalışmak için kurallara bağlı yaşamak özgüven eksikliği, yetersizlik ve değersizlik hissi gibi olumsuz durumları da beraberinde getirebiliyor.

Kişisel gelişim yolculuğu inişleri ve çıkışları olan, çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerin yanı sıra nadiren olumlu sonuç alabileceğiniz şekilde de ilerleyebilen bir süreç. Bu noktada önemli olan tek şey, küçük de olsa her başarınızda kendinizi ödüllendirerek ve takdir ederek içsel motivasyonunuzu canlı tutmak olacaktır.

Yaşamda dengeyi bulamamak

Kişisel gelişiminizle ilgili yaptığınız şeyleri kısaca gözden geçirirseniz, pek çoğunun eksik olduğunu hissettiğiniz ya da düzeltmeye çalıştığınız bir ya da birkaç alana odaklandığını görebilirsiniz. Geliştirmek istediğiniz alana yönelmek ve bu alanla ilgili çalışmak yaşamınıza katkı sağlayabilir, ancak bunu gerçekleştirmeye çalışırken yaşamınızın diğer alanlarından fedakarlık yapmanız gerekiyorsa kişisel gelişim çabanızın yaşamınıza olumsuz yansımaları olabilir. Yaşam sanatında ustalık kazanmak ve iyi yaşamı sürdürülebilir kılmak ancak bütünsel bir yaklaşımla mümkündür. Bu nedenle kişisel gelişimi yaşamınızı iyileştirmeye çalışmak için bir araç olarak kullanırken, nihai amacınızı ve odak noktanızı kaybetmemeye özen göstermelisiniz.

Aceleci zihniyet geliştirmek

Acelecilik ve hızlı olmak, değişimin hızlı gerçekleşmesini beklemek kişisel gelişim konusunda en sık düştüğümüz tuzaklardan biri. Çalışma temposunun çok yoğun olduğu, hızlı olmanın takdir edildiği ve 7 günün 24 saatini sorumluluklarla doldurduğumuz bir yaşam stili tükenmişlik hissini ve yaşamdan zevk almamayı da beraberinde getirecektir. Kişisel gelişiminizle ilgili yaptıklarınızı görev edinmek, sorumluluklarınızı çoğaltmak ve hızlı değişim beklentisine girmek uzun vadede aceleci bir zihniyeti ve yetişememe hissini geliştirebilir.

Kişisel gelişimin yaşamımıza sunduğu katkılarla birlikte, benlik algımız ve yaşam tatminimiz üstünde yarattığı tüm bu olumsuzluklar, radikal kabullenme yaklaşımının odağında olan ve özellikle kendimizle ilgili beklentilerimizi daha gerçekçi bir perspektiften değerlendirmemiz konusunda fayda sağlayan çözümlere sahip. Her şeyi olduğu gibi kabullenme ve değiştirmeye çalışma çelişkisi içinden çıkmak için, hem kabullenmenin hem de kişisel gelişimin ve değişimin yaşamınıza olan olumlu ve olumsuz yansımalarını bir arada görebilmeniz gerekiyor. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale