X

Değişimin kilidi: Yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirin

Kendinizi sıkışmış mı hissediyorsunuz? Belki de bu sıkışıklığı dağıtmak ve daha iyi olmak için yapmanız gerekenleri biliyor ama harekete geçmek için “yapmayı istemeyi” bekliyorsunuz. Çoğumuz böyleyiz. Daha kötü hissetmek istemediğimiz için yapılması gerekenleri yapmayız ama aslında zaten kötü hissediyoruzdur… Bunun yerine, tüm bu iç sorgulamaları bir kenara bırakıp sizi gerçekten ileriye taşıyacak bir şeyi “yapmayı seçmeye” ne dersiniz? Eğer değişim yaratacak şeyleri yapmak için “istemeyi” beklerseniz, hareketsiz kalırsınız. Peki ne yapmalı?

1. Gölge yanlarınızı kabul ederek kendinize değişim için alan yaratın

Bazen hayatımızın içine sıkışıp kaldığımızı düşünürüz. Sağlıklı bir diyet benimsemek, düzenli egzersiz yapmak veya terapi gibi şeyler, tüm bu olumsuz havanın dağılmasına yardımcı olabilir. Ama biz kabul etmekten ve yüzleşmekten korktuğumuz taraflarımız olduğunu bildiğimiz için bize iyi gelecek bu şeyleri yapmaktan kaçınırız. Oysa hepimizin bir gölge tarafı var; hepimizde utanç, suçluluk gibi duygular var. Hepimiz mükemmel derecede kusurluyuz. Eğer bu parçalarımızı, kendimizden ve diğerlerinden saklamaya çalışmayı bırakırsak, kendimizi iyileştirmek için gerekli alanı yaratabiliriz. Böylece zihnimizi düşünce sarmalından çıkarmak ve yeniden kontrol altına almak için küçük bir adım atmak için de alanımız olur. Bu da daha sonra başka bir adıma yol açar ve bu böyle devam eder…

2. Başkalarına odaklanmak yerine kendinizle yüzleşin

Son zamanlarda kendiniz ve hayatınızla ilgili sevmediğiniz şeylere odaklandığınız için yataktan kalkamaz hale geldiyseniz ayna çalışması yapmayı deneyin. Aynada, kendi gözlerimize bakmak çoğumuz için kolay değildir. Ama aslında diğer insanlara odaklanmak yerine, kendimizle yüzleşmek zorundayız ve bunu yapmak, fark etmeden kendimizi çok fazla yargılamamıza neden olabilir. Yine de zamanla, kendimize sevgi dolu sözler söylemeyi öğrendikçe, bu yargılara meydan okumak daha kolay hale gelecektir.

Ayna çalışmasına basit cümlelerle başlayın. Elinizi kalbinizin üzerine koyun ve kendinize “Seni sevmeye çalışıyorum” deyin. “Seni sevmeyi öğrenmek istiyorum”, “Seni seviyorum”. Bunu defalarca tekrarlayın. Veya bir arkadaşınızın gelip sizi yataktan kaldırmasına ihtiyacınız varsa, o zaman bir arkadaşınızı arayın ve bunu rica edin.

Mücadele eden tek kişi sizmişsiniz gibi hissedebilir ve yardım istemenin zayıflık anlamına geleceğini, başkalarına yük olacağınızı düşünebilirsiniz. Ama durum bundan farklıdır. Aslında hepimiz birbirimize yardım etmek istiyor ama çoğu zaman bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Bu yüzden birinden yardım istemeniz sorun değil. Hatta yardım istemek cesaret ister. Sonunda, yardım isteme cesaretine sahip olduğunuz için kendinizi takdir edin.

3. Yapmaya direndiğiniz şeyleri keşfedin

Kendiniz için daha iyi bir yaşam yaratmak için bir anda büyük değişiklikler yapmanız gerekmiyor. Aksine, sizi ileriye taşıyacak şey, sürekli olarak küçük şeyler yapmaktır. Ama bazen küçük şeylere bile direnebilirsiniz. Diyelim ki bir arkadaşınız size daha iyi hissetmeniz için resim yapmayı, günlük tutmayı, doğada yürüyüşe çıkmayı, meditasyon yapmayı veya esnemeyi denemenizi öneriyor. Muhtemelen, “İstemiyorum” diyeceksiniz. Çünkü daha önce bu tavsiyeleri pek çok kez aldınız. İşte bu noktada, en sık duyduğunuz ya da en fazla direnç gösterdiğiniz öneriyi seçmeyi deneyin.

Örneğin bu, resim yapmak olsun. Buna ilk tepkiniz, “Ben sanatçı değilim” veya “Yaratıcı değilim” demek olabilir. Ama bu bir yalandır. Bu, zihninizin sizi olduğunuz yerde tutma çabasıdır. Çünkü zihin böyle çalışır. Zihinsel olarak kötü bir noktada olsanız bile, statüko beyninize her zaman rahat gelir. Sonuçta zihninizin ve bedeninizin aşina olduğu bir şeydir.

Oysa hepimiz, içimizde sınırsız miktarda bilgi barındıran yaratıcı varlıklarız. Her durumda kendimizi iyileştirme yeteneğine sahibiz. Yapmamız gereken, kendimizi zihnimizden ve düşüncelerimizden daha büyük bir şeye, yeniden bağlamak. İnanın o güç zaten içinizde var. Sadece halihazırda yapmakta olduğunuz şeye farklı bir yaklaşım benimsemelisiniz ve bunun yolu da “yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak”tan geçiyor.

4. Kendinize, yapmak istemediğiniz ama size iyi gelecek en küçük şeyin ne olduğunu sorun

Örneğin bu, sizin için aslında ulaşılabilir bir hedef olduğunu bildiğiniz “günde 3 dakika meditasyon yapmak” olabilir. Uygulamaya başladığınızda, bunu yapmak için 3 dakikadan daha fazla zaman harcadığınızı fark edebilirsiniz. Kendinizi sık sık rahatsız ve huzursuz hissedebilirsiniz. Ama yapmaya devam ettikçe muhtemelen zevk alacak, zihninizin sakinleştiğini gözlemleyeceksiniz. Meditasyon yapmak alışkanlık haline geldiğindeyse günde 3 dakika yerine 10 dakika meditasyon yapmayı isteyebilirsiniz. Meditasyon, düşüncelere kapılmak yerine duraklamamanıza ve düşüncelerinizi anlamanıza yardımcı olabilir.

Örneğin yeni biriyle görüştükten sonra zihniniz şu olumsuz cümlelerle boğuşuyor olabilir: “Beni iki gündür aramadı. Demek ki benden yeterince hoşlanmıyor. Ben zaten sevilecek bir insan değilim, çok sıkıcıyım. Kimse beni seçmeyecek. Belki de ben ona mesaj atmalıyım. Ya da hayır, biraz daha beklemeli, ona mesaj atmamalıyım.” İşte düzenli meditasyon yapmak size, bu ilk düşünceyi duyma ve hemen orada durdurabilme yeteneği kazandırabilir.

5. Her gün küçük bir adım için söz verin

Tutarlı uygulama ile düşüncelerinizin akışını duraklatmayı ve değiştirmeyi öğrenebilirsiniz. Bunu öğrendiğinizde muhtemelen yukarıdaki iç diyaloğunuz şu şekilde değişecek: “Beni aramadığına göre muhtemelen meşgul ama aramama nedeni benden hoşlanmamasıysa bu da sorun değil. Çünkü ben kendimden hoşlanıyorum. Şu anda neşelenmek için ne yapabilirim?”

Zihninizi meşgul eden düşüncelere karşı bu tür bir arabuluculuk, gizli yanlarınızın ve yaratıcı fikirlerinizin ortaya çıkmasına da yardımcı olur. Gördüğünüz gibi, aynı anda sadece bir şeyi düşünebiliriz. Sürekli olarak kendiniz veya başkaları hakkında olumsuz, yargılayıcı düşüncelere sahipseniz zihninizde yaratıcı, sevgi dolu, destekleyici, iyileştirici düşüncelerin ortaya çıkması için yer yok demektir.

Son olarak hepimiz çocukluk çağından itibaren çeşitli travmalara sahip olabiliriz. Yaşamın kendisinin uzun bir iyileşme yolculuğu unutmayın. Hayal kırıklığına uğradığımız ve geri adım attığımız zamanlar olabilir, daima da olacaklar. Ama harekete geçmek için “istemeyi” beklemeyerek ve yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirerek siz de hayatınızı değiştirebilirsiniz. Yazıda da detaylıca açıkladığımız gibi, yöntem basit: Küçük adımlar için kendinize söz vermek! Her gün, yapabileceğiniz ama yapmak istemediğiniz küçük bir şey için kendinize söz verin ve sonunda neler olacağını görün.

Kaynak: tinybuddha

İlginizi çekebilir: Değişim için gereken cesaret nasıl bulunur?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale