Değişimin kilidi: Yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirin
Kendinizi sıkışmış mı hissediyorsunuz? Belki de bu sıkışıklığı dağıtmak ve daha iyi olmak için yapmanız gerekenleri biliyor ama harekete geçmek için “yapmayı istemeyi” bekliyorsunuz. Çoğumuz böyleyiz. Daha kötü hissetmek istemediğimiz için yapılması gerekenleri yapmayız ama aslında zaten kötü hissediyoruzdur… Bunun yerine, tüm bu iç sorgulamaları bir kenara bırakıp sizi gerçekten ileriye taşıyacak bir şeyi “yapmayı seçmeye” ne dersiniz? Eğer değişim yaratacak şeyleri yapmak için “istemeyi” beklerseniz, hareketsiz kalırsınız. Peki ne yapmalı?
1. Gölge yanlarınızı kabul ederek kendinize değişim için alan yaratın
Bazen hayatımızın içine sıkışıp kaldığımızı düşünürüz. Sağlıklı bir diyet benimsemek, düzenli egzersiz yapmak veya terapi gibi şeyler, tüm bu olumsuz havanın dağılmasına yardımcı olabilir. Ama biz kabul etmekten ve yüzleşmekten korktuğumuz taraflarımız olduğunu bildiğimiz için bize iyi gelecek bu şeyleri yapmaktan kaçınırız. Oysa hepimizin bir gölge tarafı var; hepimizde utanç, suçluluk gibi duygular var. Hepimiz mükemmel derecede kusurluyuz. Eğer bu parçalarımızı, kendimizden ve diğerlerinden saklamaya çalışmayı bırakırsak, kendimizi iyileştirmek için gerekli alanı yaratabiliriz. Böylece zihnimizi düşünce sarmalından çıkarmak ve yeniden kontrol altına almak için küçük bir adım atmak için de alanımız olur. Bu da daha sonra başka bir adıma yol açar ve bu böyle devam eder…
2. Başkalarına odaklanmak yerine kendinizle yüzleşin
Son zamanlarda kendiniz ve hayatınızla ilgili sevmediğiniz şeylere odaklandığınız için yataktan kalkamaz hale geldiyseniz ayna çalışması yapmayı deneyin. Aynada, kendi gözlerimize bakmak çoğumuz için kolay değildir. Ama aslında diğer insanlara odaklanmak yerine, kendimizle yüzleşmek zorundayız ve bunu yapmak, fark etmeden kendimizi çok fazla yargılamamıza neden olabilir. Yine de zamanla, kendimize sevgi dolu sözler söylemeyi öğrendikçe, bu yargılara meydan okumak daha kolay hale gelecektir.
Ayna çalışmasına basit cümlelerle başlayın. Elinizi kalbinizin üzerine koyun ve kendinize “Seni sevmeye çalışıyorum” deyin. “Seni sevmeyi öğrenmek istiyorum”, “Seni seviyorum”. Bunu defalarca tekrarlayın. Veya bir arkadaşınızın gelip sizi yataktan kaldırmasına ihtiyacınız varsa, o zaman bir arkadaşınızı arayın ve bunu rica edin.
Mücadele eden tek kişi sizmişsiniz gibi hissedebilir ve yardım istemenin zayıflık anlamına geleceğini, başkalarına yük olacağınızı düşünebilirsiniz. Ama durum bundan farklıdır. Aslında hepimiz birbirimize yardım etmek istiyor ama çoğu zaman bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Bu yüzden birinden yardım istemeniz sorun değil. Hatta yardım istemek cesaret ister. Sonunda, yardım isteme cesaretine sahip olduğunuz için kendinizi takdir edin.
3. Yapmaya direndiğiniz şeyleri keşfedin
Kendiniz için daha iyi bir yaşam yaratmak için bir anda büyük değişiklikler yapmanız gerekmiyor. Aksine, sizi ileriye taşıyacak şey, sürekli olarak küçük şeyler yapmaktır. Ama bazen küçük şeylere bile direnebilirsiniz. Diyelim ki bir arkadaşınız size daha iyi hissetmeniz için resim yapmayı, günlük tutmayı, doğada yürüyüşe çıkmayı, meditasyon yapmayı veya esnemeyi denemenizi öneriyor. Muhtemelen, “İstemiyorum” diyeceksiniz. Çünkü daha önce bu tavsiyeleri pek çok kez aldınız. İşte bu noktada, en sık duyduğunuz ya da en fazla direnç gösterdiğiniz öneriyi seçmeyi deneyin.
Örneğin bu, resim yapmak olsun. Buna ilk tepkiniz, “Ben sanatçı değilim” veya “Yaratıcı değilim” demek olabilir. Ama bu bir yalandır. Bu, zihninizin sizi olduğunuz yerde tutma çabasıdır. Çünkü zihin böyle çalışır. Zihinsel olarak kötü bir noktada olsanız bile, statüko beyninize her zaman rahat gelir. Sonuçta zihninizin ve bedeninizin aşina olduğu bir şeydir.
Oysa hepimiz, içimizde sınırsız miktarda bilgi barındıran yaratıcı varlıklarız. Her durumda kendimizi iyileştirme yeteneğine sahibiz. Yapmamız gereken, kendimizi zihnimizden ve düşüncelerimizden daha büyük bir şeye, yeniden bağlamak. İnanın o güç zaten içinizde var. Sadece halihazırda yapmakta olduğunuz şeye farklı bir yaklaşım benimsemelisiniz ve bunun yolu da “yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak”tan geçiyor.
4. Kendinize, yapmak istemediğiniz ama size iyi gelecek en küçük şeyin ne olduğunu sorun
Örneğin bu, sizin için aslında ulaşılabilir bir hedef olduğunu bildiğiniz “günde 3 dakika meditasyon yapmak” olabilir. Uygulamaya başladığınızda, bunu yapmak için 3 dakikadan daha fazla zaman harcadığınızı fark edebilirsiniz. Kendinizi sık sık rahatsız ve huzursuz hissedebilirsiniz. Ama yapmaya devam ettikçe muhtemelen zevk alacak, zihninizin sakinleştiğini gözlemleyeceksiniz. Meditasyon yapmak alışkanlık haline geldiğindeyse günde 3 dakika yerine 10 dakika meditasyon yapmayı isteyebilirsiniz. Meditasyon, düşüncelere kapılmak yerine duraklamamanıza ve düşüncelerinizi anlamanıza yardımcı olabilir.
Örneğin yeni biriyle görüştükten sonra zihniniz şu olumsuz cümlelerle boğuşuyor olabilir: “Beni iki gündür aramadı. Demek ki benden yeterince hoşlanmıyor. Ben zaten sevilecek bir insan değilim, çok sıkıcıyım. Kimse beni seçmeyecek. Belki de ben ona mesaj atmalıyım. Ya da hayır, biraz daha beklemeli, ona mesaj atmamalıyım.” İşte düzenli meditasyon yapmak size, bu ilk düşünceyi duyma ve hemen orada durdurabilme yeteneği kazandırabilir.
5. Her gün küçük bir adım için söz verin
Tutarlı uygulama ile düşüncelerinizin akışını duraklatmayı ve değiştirmeyi öğrenebilirsiniz. Bunu öğrendiğinizde muhtemelen yukarıdaki iç diyaloğunuz şu şekilde değişecek: “Beni aramadığına göre muhtemelen meşgul ama aramama nedeni benden hoşlanmamasıysa bu da sorun değil. Çünkü ben kendimden hoşlanıyorum. Şu anda neşelenmek için ne yapabilirim?”
Zihninizi meşgul eden düşüncelere karşı bu tür bir arabuluculuk, gizli yanlarınızın ve yaratıcı fikirlerinizin ortaya çıkmasına da yardımcı olur. Gördüğünüz gibi, aynı anda sadece bir şeyi düşünebiliriz. Sürekli olarak kendiniz veya başkaları hakkında olumsuz, yargılayıcı düşüncelere sahipseniz zihninizde yaratıcı, sevgi dolu, destekleyici, iyileştirici düşüncelerin ortaya çıkması için yer yok demektir.
Son olarak hepimiz çocukluk çağından itibaren çeşitli travmalara sahip olabiliriz. Yaşamın kendisinin uzun bir iyileşme yolculuğu unutmayın. Hayal kırıklığına uğradığımız ve geri adım attığımız zamanlar olabilir, daima da olacaklar. Ama harekete geçmek için “istemeyi” beklemeyerek ve yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirerek siz de hayatınızı değiştirebilirsiniz. Yazıda da detaylıca açıkladığımız gibi, yöntem basit: Küçük adımlar için kendinize söz vermek! Her gün, yapabileceğiniz ama yapmak istemediğiniz küçük bir şey için kendinize söz verin ve sonunda neler olacağını görün.
Kaynak: tinybuddha
İlginizi çekebilir: Değişim için gereken cesaret nasıl bulunur?