X

Değişen mevsime karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirin!

Sonbaharın gelişiyle aniden soğuyan havalar, hastalıkları artırmaya başladı. Mevsim geçişindeki bu durum da pek çok kişiyi olumsuz etkiledi. Bu dönemde en sık karşılaşılan sorunlar; halsizlik, yorgunluk ve şüphesiz ki enfeksiyon hastalıkları.

Mevsim geçişlerinin bu olumsuz etkilerinden ve olası enfeksiyonlardan korunmamız için yapmamız gereken öncelikle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek. Bilindiği üzere bağışıklık sistemi, vücudun enfeksiyonlarla mücadelesine yardımcı olan doğal savunma sistemi. Yaşam tarzınızda yapabileceğiniz bazı değişikliklerin (sigara ve alkol tüketimi olmaması, düzenli egzersiz, günlük yeterli miktarda sıvı alımı vb.) yanı sıra beslenmenize de dikkat etmeniz çok önemli bir nokta.

Vücut direncini artırmak için bu dönemde antioksidan olarak da görev yapan A, C, E vitaminleri ile selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerden, bunun yanı sıra omega – 3 ve omega – 9 yağ asitlerinden yeteri kadar almak gerekir.

Mevsim geçişinde tüketmemiz gereken besinler aynı zamanda doğanın bizim ihtiyaçlarımıza yönelik sunduğu, mevsim sebze ve meyvelerdir. Brokoli, ıspanak, domates gibi sebzeler ve turunçgiller hem antioksidan hem de C vitamini yönünden zengin mevsim sebze ve meyveleridir; öğünlerimizde sık sık bu besinlere yer vermek de daha dinç hissetmemize ve vücut direncimizi korumamıza yardımcı olacaktır. 

Bu besinlere mutfağınızda mutlaka yer açın

  • Sarımsak:

Doğal antibiyotik niteliğindedir. Enfeksiyonlara karşı savaşarak bağışıklık sistemini güçlendirmesiyle bilinir. Başta kalp ve damar tıkanıklığı, aynı zamanda kanser de dahil olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde kullanılır.

Sarımsağı çiğ tüketmek istiyorsanız zeytinyağlılara, salatalara ve yoğurtlarınıza ekleyebilirsiniz. Pişmiş tüketimi için önerilen ise pişirmeden 45 dk kadar öncesinden soyup bekletmek. Çünkü bu şekilde açığa çıkan allisin pişirmeden önce aktif hale gelip, piştiğinde değerini kaybetmiyor!

  • Ispanak:

Ispanak, A, C, E, K vitamini, DNA onarımında görev alan folik asit, kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum içeriği yüksek bir sebzedir. Lif ve antioksidan özelliği ile kanser, kalp, Alzheimer gibi hastalıklara karşı da koruyucu özelliğe sahiptir.

Besin değerini kaybetmemesi için ıspanağı mümkün olduğunca az pişirin ve pişirildiği gün tüketin. Eğer dilerseniz çeşitlendirmek için çiğ halde salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.

Ayrıca ıspanağı yanında taze sıkım portakal veya limon suyu ile birlikte tüketmek hem aldığınız C vitamini miktarını yükseltecek hem de demir emiliminde yararlı bir rol oynayacaktır.

  • Dereotu:

Dereotu, Fosfor, bakır, magnezyum, A ve C vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, demir ve çinko yönünden çok zengindir. Bir tutam dereotu bir yetişkinin C vitamini ihtiyacının %40’ını, A vitamini ihtiyacının ise %43’ünü karşılamaktadır.

Bağışıklık sistemimiz için etkili bir antibakteriyel aktivite sağlayıcısıdır, vücudumuzun enfeksiyonlara karşı direnç kazanmasına yardımcı olur.

Sindirim sisteminin çalışmasını destekleyerek, çok sık görülen hazımsızlık, mide ağrısı gibi problemlerin giderilmesinde de oldukça etkilidir.

Dereotunu özellikle sabah kahvaltılarınıza çiğ olarak ekleyebilir, gün içinde salatalar ve zeytinyağlılarda hem lezzet katması hem de besin değerini artırması için kullanabilirsiniz.

  • Maydonoz:

A, C, E ve K vitaminleri ve demir, fosfor, potasyum, kalsiyum, kükürt ve magnezyum mineralleri açısından zengin bir besindir.

Antienflamatuar, antioksidan özelliği taşıyan bir vitamin deposu olarak bağışıklığı güçlendirmesiyle bilinir. Ödem attırıcı etkisi sayesinde hareketsizlikten kaynaklanan şişkinliklerden kurtulmanıza yardımcı olur ve hazmı da kolaylaştırır.

Çiğ tüketilmesi tavsiye edildiği gibi saplarını da atmayıp kaynar suda bekletmek toksinleri vücudunuzdan atmayı sağlayacaktır.

  • Turunçgiller:

Portakal, mandalina, greyfurt ve limon. Hepsi de içerdikleri C vitamini ile kış aylarında ve mevsim geçişlerinde bizi hastalıklardan koruyan doğal kurtarıcılar.

Turunçgillerde C vitamininin yanı sıra A ve B vitaminleri, şeker, lif, potasyum, magnezyum, kalsiyum, demir, fosfor, folik asit ve bakır gibi mineraller de bulunuyor. Porsiyon kontrolü yapıldığı takdirde meyve olarak tüketebilirsiniz. Taze sıkıldığında ise hızlıca tüketilmelidir.

Zeytinyağlı yemeklere ve salatalara taze sıkılmış suyunu ekleyebileceğiniz gibi çaylarınıza ve sularınıza da ekleyerek hem tat katıp hem daha faydalı hale getirebilirsiniz. Aynı zamanda bu meyvelerin kabukları da oldukça faydalı olduğundan iyice yıkayıp rendeleyerek hem aroma hem koku sağlayabilir hem de kabuğundan da faydalanmış olursunuz.

  • Zencefil:

Doğal ve güçlü anti-enflamatuvar, ağrı kesici ve antioksidan özelliklerine sahiptir.

Lökosit üretimini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra yağ yakımına da destek olur.

Yararlanabilmek için, tozunu yemeklerinize serpebilir, çorbalarınıza sarımsak gibi rendeleyerek veya ezerek ekleyebilir ya da çayını hazırlayabilirsiniz.

“Kış Çorbası”yla bağışıklık sisteminizi güçlendirin, metabolizmanızı hızlandırın!

İşte sizlere evlerinizde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz pratik bir tarif. Mevsim sebzelerinden oluşan bu çorbayla hem bağışıklık sistemini güçlendirin, hem metabolizmanızı hızlandırın.

Malzemeler:

-9-10 yaprak ıspanak

-1 avuç brokoli

-3-4 kereviz sapı ve yaprak kısmı

-1 adet havuç

-1 tutam maydonoz

-1 yemek kaşığı bulgur

-1 serçe parmak kalınlığında zencefil

-2 diş sarımsak

-1 yemek kaşığı zeytinyağı

-Pul biber, kimyon, karabiber

Hazırlanışı:

Ispanak sapları ve brokoli haşlanır. Havucun kabukları soyulup, dilimlendikten sonra sarımsak ile birlikte 1 yemek kaşığı zeytinyağında sotelenir.Bu sırada kereviz sapları ayıklanıp yıkanır ve ince ince doğranır. Sonrasında ıspanak, kereviz sapları, brokoli ve havuç blender’dan geçirilip karıştırılır. Kıvamını ayarlamak için su eklenir kimyon ve karabiber eklenip 1 taşım kaynatıldıktan sonra pul biberle servise sunulur.

 

 

 

 

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale