Değer vermenin matematiği: Öz saygınızı nasıl ölçersiniz?
Zihinsel sağlıktan bahsedildiğinde hemen akıllara “kendine saygı” veya “öz saygı” kavramları gelir. 1970’lerde ABD’deki okullarda çocukların kendileriyle ilgili daha iyi şeyler düşünmelerini cesaretlendiren programlar uygulanmıştı. O dönemlerde, öz saygısı yüksek olan bireylerin, öz güveninin daha yüksek olduğu ve depresyonla mücadele gücünün arttığı düşünülüyordu. Böylelikle öz saygısı yüksek bir çocuğun, sadece eğitim serüveninde değil, hayatı boyunca daha başarılı olacağına inanılıyordu. Aslında bu kanıların yanlış olduğunu söylemek pek de mümkün değil.
Peki nedir öz saygı veya kendine saygı duyma hali? Kimileri öz saygıyı narsisizmle veya kendini yükseklere çıkarabilme yeteneğiyle tanımlıyor. Oysa öz saygı, narsisizmden farklı olarak sağlıklı seviyede empati kurabilme yeteneğini kapsar. En basit tanımıyla, öz saygı bir kişinin kendine verdiği değeri yansıtma halidir. Bu değer; kariyer, eğitim, zenginlik gibi dış kaynaklı bir başarı da olabilir, duygusal, zihinsel veya ahlaki mutluluk gibi iç kaynaklı da olabilir. Peki onlar kendilerini kibar veya gergin hissediyorlar mı? Onların da utandıkları şeyler oluyor mu? Elbette! Bunlar, herkesin kendi kimliği ve kendine verdiği değerle ilgili zaman zaman hissettiği karmaşık duygular.
Yazar ve Psikolog Robert Firestone The Self Under Siege (Kuşatma Altındaki Benlik) isimli kitabında “Kendini beğenmişlik, insanın hayalinde yarattığı bir benlik görüntüsüdür ve ebeveynlerin boş övgüleri ve gerçek sevginin yanlış inşa edilmiş halidir” diyor. Anne-babalar çocuklarını yetiştirirlerken, onların bu dünyadaki en iyi olduklarını söylerler oysa çocuk gerçeğin böyle olmadığını bilir ve kendine duyduğu tüm değer, çaba artık önemini kaybetmiştir. Narsisizm, kıskançlık ve kibir uyandırabilecek boş övgülerden ibarettir. Öz saygı ise insanın tüm farklılıklarını bilerek ve alçakgönüllülükle kabul ederek kendine saygı ve sevgi duymasıdır.
ABD’deki öz saygı hareketinin öncülerinden olan Psikolog Nathaniel Branden ise “Anksiyeteden depresyona, sebepsiz korkulardan tacize tüm psikolojik problemlerin kökeninde öz saygı düşüklüğü yatıyor” diyor.
Öz saygı nasıl ölçülür?
Öz saygının nasıl ölçüleceği konusu, aslında daha çok bireysel bir süreç. Bu alanda en sık kullanılan yöntem, Rosenberg öz saygı ölçeği adı verilen bir test. Bu testte, katılımcıya 50 kadar açıklama veriliyor ve katılımcı bu açıklamalarla aynı fikirde olup olmadığını söylüyor.
Öz saygının genetik olarak nesilden nesile aktarılması gibi bir şey söz konusu değil. Bir kişinin yaşadığı her bir deneyim, öz saygısını daha iyi veya daha kötü hale getirebilir. Çocuklukta bazı negatif dış deneyimler yaşanmışsa, anne-babalar çocuğunu duygusal olarak destekleyerek öz saygısını yükseltmesine yardımcı olabilir. Çok sert eleştiriler, fiziksel şiddet, reddetme, alay etme öz saygıya zarar veren davranışlardır.
Öz saygınızın yüksek mi, düşük mü olduğunu biliyor musunuz?
Eğer öz saygınız yüksekse, şu tür davranışları sergiliyor olabilirsiniz:
- Yargılarına güvenme
- Kendini suçlu değil, güvende hissetme
- Daha az endişe duyma
- Başarabileceğine inanma
- Kendini başkalarıyla eşit görme
- Kendini ilgi çekici bulma
- Manipüle etmeden sorunları çözebilme
- Aşırı öfke veya gerginlik hissetmeden birden fazla durumla mücadele edebilme
- İnandığı değerler için ayağa kalkma
Eğer öz saygınız düşükse, şu tür davranışları sergiliyor olabilirsiniz:
- Yalnız kalmaktan korkma
- Başarıya olan inancından şüphe duyma
- Yanlış eş, arkadaş seçme
- Başkalarını eleştirme
- Şiddete meyilli olma
- Utanma
- Depresif olma
- Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından üstün görme
- Anksiyete duyma
Öz saygınız düşükse, kendi kendinize yapabileceğiniz en güzel şey, kendinizle ilgili olumsuz duygularınızı yeni deneyimler aracılığıyla zorlamak, onlarla mücadele etmektir. Kendi değerinizi ortaya koymak için atacağını ilk adım, başarabilmek için kendinizden güç almak olabilir.
İlginizi çekebilir: Yetersizlik hissi nedir, aşmak için neler yapılabilir?
Kaynaklar:
Psych Central
Mayo Clinic