X

Değer bilmek: Geç olmadan hak edene hak ettiği değeri verebilme sanatı

Geçenlerde, bir market alışverişi sırasında kasada beklerken, ödeme yapmaya çalışan bir adamın serzenişine denk geldim. Yapmış olduğu alışverişi nakit ödeme ile tamamlayacaktı ve sadece 25 kuruş eksik kalıyordu. Şöyle dedi: “Ah, demin yere 25 kuruş düşürdüm ve “Ne de olsa 25 kuruş, bir işime yaramaz, almasam da olur diye bıraktım, yürümeye devam ettim. Oysa şimdi o 25 kuruş tüm alışverişimi ödememi kolaylaştıracaktı.”

Bu minicik olay bana hayatımızdaki insanlara, sahip olduklarımıza bakışımızın tam da böyle olduğunu düşündürttü. Ve artık bu durum benim için sadece basit bir eksik kalmış 25 kuruş konusu olmaktan anında çıkmış, hemen penceremi ilişkilerimizde ve hayatımızda sahip olduklarımıza veya olamadıklarımıza karşı geliştirdiğimiz davranışlarımıza yöneltmişti. 

Çoğunlukla yanı başımızda bize yoldaşlık etmek isteyen, her sıkıntımızda, sevincimizde yanımızda olan insanlara kıymet vermez, hatta bazen ve maalesef onları “kolay harcarız.” Düşündüm, epeyce. Hayatın dengesi bunun üzerine mi kuruluydu? Ya da hayatımızda yanımızda olmaya ant içmiş, her an desteğe hazır, sevgisini cömertçe bize sunan onca insana bir nevi vefasızlık etmek, onların tüm bu çabasını görmezden gelmek biz insanların doğası gereği miydi? Tabii ki bu tip genellemeler yapmak doğru değil. Herkes aynı değil, biliyorum. Kadir kıymet bilen, birine hak ettiğine inandığı değeri veren pek çok gönlü güzel insan da var.
Ancak ben, günlük hayatın koşturmacasında, hayatımıza bazen küçük, bazen büyük dokunuşlarla ivme katan fakat kolaylıkla görmezden gelebildiğimiz değerlilerimize dikkatleri çekmek istedim.

Gerçekten elimizdekilerin kıymetini onları kaybetmeden bilmemiz bence bu hayatta sahip olacağımız en değerli özellik. Bunun için de sanırım şükretmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Şükürü, teşekkürü hayat akışımızda su içmek kadar önemli buluyorum. Unutuyoruz yoksa, hep olmayana odaklanıyor, hep “neden dahası yok” diye yakınıyoruz.

İşte ben bunun olmaması için, kendime bir şükür defteri oluşturdum. Her akşam, yatmadan, o gün için şükrettiğim her şeyi not ediyorum. Ve yazınca anladım ki, o kadar çok şey varmış ki şükredeceğim, içimin huzurla dolmasına sebep oldu. Bazen tek bir şey olur o gün için sizin şükür sebebiniz, bazen de onlarcası. Kaldı ki her sabah sağlıkla içimize çekeceğimiz bir nefes bile başlı başına bir şükür sebebi. İşte bu nedenle de, mühim olan görebilmek ve bunu fark edebilmek. Bizler, elimizde olanlara bir dönüp baksak, hayatımızın bize bahşedilen onca güzellikle dolu olduğunu göreceğiz.

Biraz dursak ve düşünsek, 25 kuruş için bile şükretmiş olsaydı o adam, sizce de yerden almak için tenezzül etmez miydi? Düşünüyorum da neden kıymetsizleştiririz ki sahip olduklarımızı? Onlara sahip olmak için “yeterince” mücadele etmediğimiz veya bizim kafamızdaki “değerli” kategorisine giremediği için mi tüm bu değer düşüklüğü veya yok saymalarımız. İlla bir şey için çok büyük bedeller mi ödememiz gerek o şeyin değerli olması için? Mesela cepten düşen daha büyük bir rakam olsaydı, onu düşer düşmez yerden alır yola devam ederdi değil mi? Ama belki de işin sırrı o büyük değerde değil, asıl küçük değerdeydi. Hayatımızda bize asıl iyi gelecek şey her zaman pahada ağır şeylerde olamaz değil mi?

Umarım benim de kendime aldığım bu kıssadan hisse ile, sizler de hayatınızda cebinizden düşürdüğünüz “25 kuruşların” kıymetini “cebinizden düşmeden” anlar ya da düşürseniz bile yeniden elde etmek için hak ettiği mücadeleyi verirsiniz. Kim bilir?

İlginizi çekebilir: Yalnız yaşamak insanı bencilleştirir mi: Öncelik sende mi, arkadaşlarında mı?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale