Zihnimizi sakinleştirmenin yolları hepimizin aradığı bir hazine adeta çünkü zihnimiz hiç durmadan bir konudan bir konuya geçiyor ve bunu epey geveze bir şekilde yapıyor. “Daldan dala atlayan zihin” dediğimizde aklınızda bir şey canlanıyor mu? Mesela şu diyalog tanıdık geliyor mu size de?
“Ay başı geldi, kirayı yatıracaktınız, unuttunuz mu? Kira demişken, evle ilgili işler var, onları da unutmamak gerek. Mesela usta çağırılacak… Yarınki toplantıda ne giyeceksiniz, sunumu nasıl yapacaksınız? Bugün bekleyen işlerinizi bırakıp sunumla mı ilgilenseniz acaba? Bu arada dün iş arkadaşınızın davranışı neydi öyle, onu da bir konuşup halletseniz iyi olur. Akşam markete uğranacak, alınacakları unutmamak gerek… Cumartesi günü kahvaltı var, ona da bir şey götürmeli…”
Bunların hepsini, hatta daha fazlasını aynı anda düşünme pratiği kendinizde de gördüğünüz bir davranış mı? Çoğumuz gün sonunda fizikselden ziyade zihinsel olarak bitkin hissetmekten şikayet ediyoruz. İş yoğunluğundan ötürü olduğunu sandığımız bu yorgunluk ve bitkinlik hissi aslında çoğu zaman, kafamızda aynı anda dolaşan düşünceleri yakalamaya ve hepsine yetişmeye çalışmaktan ileri geliyor. Dikkat dağınıklığına ve iletişim bozukluklarına neden olabilen bu durum kontrol altına alınmazsa zamanla ciddileşerek kontrolsüz öfke, korku ve paranoya yaratabiliyor.
Tıpkı bir maymun gibi daldan dala atlayan zihnimizi sakinleştirmenin birkaç basit yolu var. Neler mi?
Derin karın nefesleri alın.
Hepimiz nefes alıyoruz, fakat hepimiz doğru nefes almıyoruz. Uzmanlar, göğüs kafesi yerine diyaframı, yani karın bölgesini şişiren derin nefesler almayı ve bu sırada sadece nefes alış verişinize odaklanmayı öneriyor. Karın nefeslerinin odaklanmada ve kafayı boşaltmada etkili olduğu düşünülüyor.
Etrafınıza film izler gibi bakın.
Etrafınızda olup bitenlerden kendinizi ayrıştırmak için bir film izlercesine etrafa bakmak faydalı olabilir. İnsanların ne giydiğine, sokaktaki kedinin nasıl yürüdüğüne, köşedeki dükkandan hangi seslerin geldiğine dikkat edin. Bu, zihninizi bir süreliğine dinlenmeye bırakmanıza imkan verecektir.
Aklınıza dadanan düşünceleri not edin.
Zaman zaman zihnimiz sadece hatırlamak zorunda olduğumuz şeylerle bile gereğinden fazla yorulur. Önemli bir işe konsantre olmaya çalışırken aklınıza sürekli market alışverişinde unutmamanız gerekenler geliyorsa, bunları bir yere not edip aklınızdan çıkmalarına izin verin. Artık unutmamanız gereken tek şey nereye not aldığınız!
En kötü olasılığı düşünün.
Hayır, öneriyi yanlış yazmadık. Kafanızı kurcalayıp duran bir iş ya da başka bir konuyla ilgili olabilecek en kötü senaryoyu düşünmek, sonuçsuz bir endişeden çok daha iyidir. Çünkü çoğu kez, “En kötü ne olabilir?” diye kendimize sorduğumuzda aldığımız yanıtlar, bu kadar kafa yormamızı gerektirecek kadar korkunç olmaz. Örneğin, yaptığınız bir hata size işinizi mi kaybettirir, yoksa ufak bir uyarı ile paçayı kurtarır mısınız? Şayet gerçekçi yanıtınız uyarı ise, bunun saatlerce kafanızı kurcalamasına gerek olmadığını görerek rahatlayabilirsiniz.
Aksiyon planlarınızı hazır edin.
Boş boş endişelenmek kadar verimsiz ve zararlı bir huy azdır. Şayet düşündüğünüz kötü senaryolara karşı bir aksiyon planınız yoksa, sadece kafanızı meşgul ediyor ve bir arpa boyu yol alamıyorsunuz demektir. Oturup sakin kafayla neyin nereye varabileceğini ve buna karşı neler yapabileceğinizi düşünün, hatta bunları bir yere not edin. Ne kadar rahatladığınıza siz de inanamayacaksınız.
Biriyle dertleşin.
Aklımız ağzımızdan daha hızlı çalıştığı için, düşünme hızımız konuşma hızımızdan kat kat fazladır. Bu yüzden bir dostla dertleşmek düşünce ve duygularımızı toparlamamızı sağlar. Bazı şeyleri karşımızdakine açıklamaya çalışırken anlamlandırabiliriz ve bu da iç huzuru bulmamızı sağlar.
Ortam değiştirin.
Bazen fiziksel olarak aynı yerde durmak monotonluk hissiyle sıkılmanıza neden olabilir. Çıkıp şöyle bir dolaşmak, ofisteyseniz kahve almaya gitmek ya da çıkıp hava almak bile zihninizi baştan başlatmak için faydalı olacaktır.
Uzaklaşın.
Fiziksel olarak bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmasanız bile, ruhen uzaklaşabilirsiniz. Sakin ve sözsüz (sözlerine odaklanmayacağınız) bir müzik açın, kulaklıklarınızı takın ve gözlerinizi kapatın. O an kendinizi meşgul etmediğiniz için birden aklınıza çok fazla düşünce üşüşebilir, bunları sakince karşılayın ve “durmaya” devam edin. Aklınızdaki düşüncelerin öncelik sırasına girdiğini, hatta bazılarının yok olduğunu ve gözünüzü açtığınızda daha sakin hissettiğinizi fark edeceksiniz.
Kaynak
Live Bold and Bloom
American Institute of Stress
İlginizi çekebilir: Düşüncenin gücü: Girici düşünce nedir, nasıl yorumlanır?