X

Daha yaşanılabilir bir Dünya için hemen yapmanız gereken 13 küçük şey

Buzullar eriyor, hayvanların nesilleri tükeniyor, sular çekiliyor, yeşiller kuruyor ve Dünya, yardım çağrıları yapmaya devam ediyor. Birçok insan Dünya’nın daha yaşanılabilir bir yer olması için bir şeyler yapmak istiyor, ancak nereden başlayacağını bilemiyor. Ne var ki günlük yaşantınızda yapacağınız küçük değişiklikler ve tercihler, bu amaca sandığınızdan çok daha fazla hizmet edebilir. Yeter ki siz bu değişimleri birer alışkanlık haline getirin ve çevrenizdekilere bu konuda ilham verin.

İşte Dünya’yı daha yaşanılabilir bir yer yapmanın kolay ve pratik 13 yolu:

Yürüyün ya da bisiklete binin.

Birçok hastalığa neden olan hava kirliliği, doğanın ve canlıların en büyük düşmanlarından biri. Peki gideceğiniz yere bisikletle gidip hem hava kirliliğini önlemeye yardımcı olabilecek hem de trafik derdinden kurtulabilecekken, neden hala saatlerinizi sıkıcı araba yolculuklarında geçiriyorsunuz?

Toplu taşıma kullanın.

Eğer yaşadığınız yer ve günlük rutinleriniz bisiklet kullanmak için elverişli değilse, tercih edebileceğiniz diğer seçenek toplu taşımalar. Her gün milyarlarca insan evden işe gitmek için kendi arabasını kullanıyor. Bu da hem daha fazla trafik, hem de daha fazla hava kirliliği demek oluyor. Siz de ulaşımlarınızda toplu taşımayı tercih ederek hem zamandan hem de “havadan” kazanabilirsiniz.

Paylaşımlı araç servislerinden yararlanın.

Eğer toplu taşıma kullanma fikri hoşunuza gitmediyse, sizin için de bir alternatif var. Teknoloji ilerledikçe ortaya çıkan ve kullanımcısı her geçen gün artan paylaşımlı araç servisleriyle gitmek istediğiniz yere giden bir araç sahibiyle birlikte yolculuk edebilirsiniz ya da arabanızı aynı amaca hizmet etmek ve birini gitmek istediği yere ulaştırmak için paylaşıma açabilirsiniz.

Termos kullanın.

Her gün içtiğiniz kahveleri ve harcadığınız karton bardak sayısını bir düşünün… Yalnızca 10-15 dakika boyunca kullanıp daha sonra hiç ihtiyacınız olmayacak ve bir başkasının da işine yaramayacak olan o karton bardaklar, sandığınızdan çok daha ciddi miktarda atık oluşturuyor. İçeceğinizi gün boyunca aynı ısıda tutabilen termoslardan faydalanarak bunun önüne geçebilirsiniz.

Geri dönüştürülebilen su şişelerini tercih edin.

Çok susadınız ve etrafınızda ilk gözünüze çarpan bir market. Markete girdiniz, içecek dolabını açtınız ve karşınızda onlarca plastik su şişesi var. Biraz daha dikkatli bakın, hala göremediniz mi? Artık plastik sus şişelerinin bile geri dönüştürülebilen seçenekleri var. Böyle bir seçenek varken diğer plastik şişeleri satın almaya ne gerek var öyle değil mi? Söylemeden geçmeyelim, bu şişelerin kapakları, diğerlerinden farkı kolay algılansın diye yeşil tasarlanıyor.

Bir bez çanta edinin.

Bir daha kullanmayacağınız yüzlerce plastik poşet… Hatta öyle ki bazen ev plastik poşetlerden geçilmiyor. Bir dahaki market alışverişinizde yanınızda bez çanta götürmeyi ve aldıklarınızı o çantaya koymayı deneyin. Ve marketteki diğer herkesin aynı şeyi yaptığında ne kadar büyük bir değişime katkıda bulunacağınızı hayal edin.

Kendi meyve ve sebzelerinizi üretin.

İster geniş bir bahçede, ister pencere kenarında… Kendi meyve ve sebzenizi yetiştirmek sandığınızdan çok daha kolay. Ayrıca kendi ürettiğiniz bu besinlerin lezzeti, marketten satın aldıklarınızdan çok daha lezzetli olacak!

Sebze meyvelerinizi yerli üretimcilerden, mevsiminde satın alın.

Sebze ve meyvelerin üretildikleri yerden dağıtıldıkları yerlere ulaşmasını sağlayan araçların sayısı bir hayli fazla. Dolayısıyla bu aşamada havaya karışan egzoz miktarı göz ardı edilmemeli. Besinleri mevsiminde ve lokal üretim yerlerinden satın alarak bu problemi tamamen ortadan kaldırmasanız da, zaman içinde sezon dışı üretim miktarını azaltmaya katkıda bulunabilirsiniz.

Et ve hayvansal gıda tüketmeyin.

Hayvansal gıda sektörü, birçok sektöre göre en çok para harcanan ve doğaya en çok zarar veren sektörlerden biri. Siz de hayvansal gıda tüketmeye son verebilirsiniz. Bu sayede son zamanlarda bu gıdaların üretim koşullarıyla bağlantılı olarak ortaya çıkan zararlarından kendinizi koruyabilir ve hayvansal gıda sektörünün çevreye verdiği zararın önüne biraz da olsa geçebilirsiniz.

Çevrenizi temizleyin.

Çevre kirliliği, birçok canlı türünün neslinin tükenmesine yol açan en büyük problemlerden biri. Yolda yürürken gözünüze çarpan çöpleri toplayın, yere çöp atan insanları nazikçe uyarın, bu anlamda yapılan uyarıları dikkate alın ve kendi çöpünüzü karşınıza bir çöp kutusu çıkana kadar elinizde tutun.

Ampullerinizi yenileyin.

Evinizdeki aydınlatmaların ampullerini, yeni çıkan, çevreye duyarlı ve daha ucuz olan ampullerle değiştirin. Ayrıca bu ampuller daha az elektrik harcadığı için, maddi anlamda da kazanç sağlamanıza yardımcı olacak.

Ağaç dikin.

Ailenizle ya da arkadaşlarınızla bir gün kararlaştırın ve o günü sadece ağaç dikmeye ayırın. Bunu her ayın yalnızca bir günü yapacağınız rutin etkinliklerden biri haline getirin. Hem toprakla haşır neşir olmanın verdiği huzur hem de sevdiklerinizle faydalı bir şey gerçekleştirmenin verdiği haklı gurur, sizi sandığınızdan çok daha mutlu edecek.

İlginizi çekebilir: Doğaya sahip çıkma zamanı: Neden geri dönüşüm yapmalıyız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale