X

Daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam için uzman tavsiyeleri

Hayata dair basit ama etkili birkaç tavsiye duymak ister misiniz? Günlük koşuşturmaların içerisinde hepimiz zaman zaman olumsuz duygu ve durumlarla, sağlık sorunlarıyla, yorgunluk ve stresle baş etmek zorunda kalabiliyoruz, ancak rutinlerimize ekleyeceğimiz küçük ama etkili alışkanlıklarla hem bedenimizi hem de zihnimizi daha mutlu tutabiliriz. USC Keck Medicine’den uluslarası üne sahip 5 uzman doktor, yaşamı optimize etmemize ve stresi en aza indirmemize yardımcı olacak çok basit görünen ama çok güçlü olan ipuçları sunuyor. Gelin, tavsiyelerine daha yakından bakalım ve her günümüzden en iyi şekilde yararlanmaya başlayalım. Hazırsanız işte uzman doktorların hayat tavsiyeleri:

Dr. Carolyn Kaloostian

Klinik aile hekimi olan yardımcı doçent Carolyn Kaloostian, hem beslenmeye hem de zihin sağlığına odaklanarak daha dengeli ve mutlu bir yaşam için önemli gördüğü ipuçlarını şöyle aktarıyor

Minnettar olun: Neye minnet duyduğunuz üzerine düşünün. Sabah, öğle veya akşam fark etmez. Önemli olan, bunu yaparken spesifik olmanız ve günde en az bir kez yapmanız. Minnettarlık, yaşama dair tutumunuzu bolluk odağında geliştirmenize ve hayatınıza daha fazla mutluluk çekmenize yardımcı olacaktır.

Öğle yemeğinizi huzur içinde yiyin: Ne yaparsanız yapın, masanızda öğle yemeği yemeyin. Öğle yemeği boyunca çalışmak, kendinize yapabileceğiniz en kötü şeylerden biri olabilir. İş ve sorumluluklardan uzak olduğunuz (en az) 25 dakikayı, besleyici bir öğünün tadını çıkararak geçirin. Bu, sevdiğiniz sağlıklı yemeğin tadını çıkarırken zihninizin sıfırlanmasını ve tazelenmesini sağlayacak.

Dr. Rick A. Friedman

Kulak burun boğaz ve beyin cerrahisi profesörü Rick A. Friedman, ruh ve zihin sağlığımızı korurken bütüncül sağlığımızı ve sosyal ilişkilerimizi de iyileştirebilecek iki önemli konuya değiniyor:

Mola verin: Gün boyunca sık sık ara verin ve derin nefesler alın. Sık sık ara vererek vücudunuzun sıfırlanmasına ve gün boyunca sakin kalmasına olanak tanıyabilirsiniz. Bu sayede anksiyete ile ilişkili artan nabız hızı ve kan basıncını ortadan kaldırmak için küçük ama etkili bir pratik uygulamış olursunuz.

Anda kalın: Anda kalmaya gayret edin. Anda kaldığınızda, geçmişte olmuş olaylar veya gelecekte olacak olaylar hakkında endişelenmenize gerek kalmaz. Bunun yerine, ‘gerçekten’ anı yaşayabilirsiniz ve böylece daha sağlıklı, daha mutlu bir yaşam için gerekli olan ilişkileri daha kolay kurabilirsiniz.

Dr. Helga Van Herle

Kardiyovasküler Toraks Enstitüsü’nde bir kardiyolog olan Helga Van Herle, beslenme ve egzersize dair en kritik gördüğü iki tavsiyeyi paylaşıyor:

Evde yemek yapın: Dışarıda yemek yerine evde yemek yapın. Dışarıda yemek konforlu bir deneyim sunsa da yapılan çalışmalar, evde hazırlanan yemeklerle karşılaştırıldığında, hem fast food yiyeceklerin hem de restoran yemeklerinin yağ ve sodyum açısından daha sağlıksız olduğunu göstermiştir.

Hareket edin: Yürümeye başlayın veya merdivenleri kullanın. Günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmak önemli. Ekran başında veya sevdiklerinizle çok fazla zaman geçirdiğiniz için hareket edecek zamanı bulmak zor olabilir, ancak bu zamanları kendiniz yaratabilirsiniz. Daha fazla yürümek için arabanızı varış noktanıza en uzak park yerinde park edin. Asansör yerine merdivenleri kullanmayı deneyin. Haftada beş kez beş kat merdiven çıkmak yaklaşık 302 kalori yakar. Bu, yılda 15 kilo kaybına neden olabilir.

Dr. Katherine Gibson

Klinik aile hekimi olan yardımcı doçent Katherine Gibson, yaşam kaynağımız olan suyun önemini bir kez daha hatırlatıyor ve şunları söylüyor:

Su için: Dehidrasyon yaşamamaya dikkat edin. Bunu yapmanın en iyi yolu, gün boyunca yanınızda tekrar kullanılabilir bir su şişesi bulundurmak. Optimal sağlık için günde en az 1.5-2 litre su içtiğinizden emin olun. Hidrate kalmak, enerji seviyenizi korumanıza, ruh halinizi iyileştirmenize, kabızlığı önlemenize, baş ağrılarını engellemenize, böbrek taşı riskini düşürmenize ve kilo vermenize yardımcı olabilir.

Dr. Edy Soffer

Klinik tıp profesörü ve USC Sindirim Sağlığı Merkezi’nde bir gastroenterolog olan Edy Soffer, hem danışanlarına hem de diğer herkese kritik bir tavsiye veriyor ve akşam yemeklerine dikkat çekiyor:

Hafif bir akşam yemeği yiyin: Akşam yemeklerini hafif geçirin ve akşam yemeği ile yatma vakti arasında en az birkaç saat bırakın. Özellikle geç saatlerde yenen ağır bir akşam yemeğinin hemen ardından uyumak, rahatsız edici asit reflüsüne neden olabilir. İyi bir gece uykusu için akşamları hafif yiyin ve yatmadan önce yaklaşık 2-3 saat boyunca başka bir şey yemekten kaçının. Bu, sabahları kendinizi tazelenmiş hissetmenize ve günü enerjik bir şekilde karşılamanıza da yardımcı olacaktır.

Tüm bu tavsiyeler, aslında oldukça basit görünse de kelimenin tam anlamıyla altın değerindeler. Günlük rutinlerinize kolayca ekleyebileceğiniz bu alışkanlıklar ile mutluluğunuzu artırabilir, bütüncül sağlığınızı destekleyebilirsiniz.

Daha fazla uzman tavsiyesi için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Kaynak: forbes

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale