İçinde yaşadığımız çağda pek çok ürün ve hizmet olağanüstü bir hızla ayağımıza geliyor ve bize çeşitlilik sunuyor. Peki bunlara gerçekten ihtiyacımız var mı? Yediğimiz gıdadan kullandığımız kreme kadar aldığımız ürünlerin hangi aşamalardan geçtiğini biliyor muyuz? Peki, sahip olma imkanımız olduğu halde, daha iyi yaşamak için daha az tüketime gönüllü olabilir miyiz?
Gelin, tüketim alışkanlıklarımızı sorgulayalım ve tüketmek yerine türetmek için adım atalım:
- Türeticiliğin en aktif ortaya çıktığı alanlardan biri de gıda sektörü. Kendi balkonunuzda, bahçenizde mevsimlik sebze ve meyve yetiştirmeye ne dersiniz? Bunun için kırsalda olmaya gerek yok, şehirlerde de yiyeceğiniz gıdanın bir kısmını üretebilirsiniz. Üstelik bazı dernekler yılın belli dönemlerinde ücretsiz tohum ve fide dağıtmakta ve danışmanlık yapmaktadırlar.
http://www.yeryuzudernegi.org/projedetay.php?id=51
http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=7777
- ‘Kendim üretmem, öyle bir imkanım yok.’ diyorsanız gıda birlikleriyle tanışmalısınız. Bu sistemde üreticilerle tanışarak, hasattan pay satın alarak çiftlikleri destekleyebilir, karşılığında doğal gıdaya ulaşabilirsiniz.
http://gidatopluluklari.org/?page_id=96
http://www.yeryuzudernegi.org/projeler.php?pid=71
- Semtinizdeki ekolojik pazarlara giderek sertifikalı ürün satın alabilirsiniz. Ekolojik ürün, tohumdan hasada, hasattan son kullanıcıya ulaşana kadar bütün aşamalarında insana ve ekosisteme zararlı kimyasal girdi kullanılmadan üretiliyor ve sertifikalandırılıyor.
- Mutfağınızda katkı maddelerinden kurtularak kendi üretiminizi yapmanız mümkün. Doğa dostu bir çiftçiden aldığınız ekolojik undan çeşitli ekmekler; yoğurt, peynir, salça üreterek hem keyifli hem de sağlıklı bir sürece adım atabilirsiniz.
http://isilkayagul.com/florada-eksi-mayali-ekmek/
- Diş macunundan nemlendiriciye, sıvı sabundan çamaşır makinesi tozuna kadar, kişisel bakım ve temizlik ürünlerini de evde yapmak mümkün. Böylece hem ürünlerin içinde sadece olması gereken maddeler oluyor, hem de daha az ambalaj tüketiliyor.
http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/
- Uzun zamandır dolapta bekleyen, size dar ya da bol gelen, kullanmak istemediğiniz eşyalarınızı verin. Şehirlerde takas pazarları oldukça yaygınlaştı. Bu sayede para ödemeden kıyafet, kitap, CD gibi pek çok ihtiyaç karşılanabiliyor.
- Kafe ve restoranlar yerine parklarda buluşun. Haftada birkaç kez bir ağacın altında oturun. Yapay ışıkları ile insanı yoran alışveriş merkezleri yerine, sırtınızı ağaca yaslayın. Bu yöntem hem ekonomik hem de güvenli. Ağaçların sakinleştirici etkisi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.