dummy

Yeni nesil empati ‘cringe’ nedir: Kendimiz ve başkaları adına utanç duymak

“Bugün de başkası adına utandık” dediğiniz oluyor mu? Eski bir fotoğrafınıza bakarken “gözlerim kanadı, o nasıl kombin” diye kendi kendinize söylendiğiniz ya da geçmişte yaptığınız bir paylaşıma denk gelince “ah görmez olaydım, neler yazmışım öyle” dediğiniz? Cevaplarınız evetse, muhtemelen “cringe” kavramına çoktan aşinasınız ve belki de söylemlerinizde sıkça yer veriyorsunuz. Cringe duygusu, modern dünyada hem psikolojik hem de kültürel açıdan incelenebilecek olan, oldukça popüler bir fenomen. Özellikle sosyal medya platformlarında yaygın olarak kullanılan bir terim haline gelen cringe nedir, neden bu duyguyu hissederiz, gelin yakından bakalım.

dummydummy

Tiksinmek mi utanmak mı: Cringe ne demek?

Aslında, tiksinmeyle karışık utanç duygusu diyebiliriz. Kelime anlamı; “bir durumun rahatsız edici ve utanç verici olduğunu anlatan duygu” olarak tanımlanan cringe, aynı zamanda bir başkasının yaptıklarından, söylemlerinden ya da sergilediği davranışlardan onun adına utanç duymak anlamına da geliyor, bir nevi ikinci el utanç. Ancak, günümüzde cringe duygusunu yalnızca başkaları için hissetmiyoruz; kendi yaptıklarımız için de utanç duyabiliyor, hatta ‘tiksinebiliyor’, kısacası cringe hissedebiliyoruz.

Utanç duygusunun baskın olduğu, ancak tuhaflık hissiyle de harmanlanan ve kaçınma, görmezden gelme isteği uyandıran cringe, genellikle olay ve durumların toplumsal normlara uymadığı zamanlarda ortaya çıkıyor. Tabiri yerindeyse kendimize veya bir başkasına yakıştıramadığımız, beklentilere uymayan davranış ve tutumlar, cringe duygusunun yeşermesine neden olabiliyor ve rahatsızlık veriyor.

Gülünç, rezil ve hatta belki de ‘tiksinç’ olarak yorumladığımız bir davranışı gördüğümüzde kendimizi o davranışı sergileyen kişinin yerine koyup, onun adına çok derin bir utanç hissedebiliyoruz. Aynı duyguyu kendi yaptığımız bir davranış karşısında da duyabiliyoruz, özellikle de geçmişte yaptığımız ve bugün yeniden karşımıza çıkan konularda. Tıpkı eski bir fotoğrafımızda eleştirdiğimiz giyim şeklimiz ya da ‘bunu ben mi yazmışım’ diyerek reddetmek istediğimiz eski bir yazımız gibi…

Hayatımızın birçok alanında, belki de çoğu zaman farkında bile olmadan, bir şeyleri izlerken, birilerini gözlemlerken ya da sosyal medyada gezinirken cringe duygusu ile karşılaşabiliyoruz. Ya da kendi ‘zaman tünelimizde’ yolculuk yaparken… Kısacası, pek çoğumuz için bu duygu artık fazlasıyla tanıdık. Peki, bu duygunun bir kökeni var mı, psikolojik temellere dayanıyor mu ya da modern dünyada nasıl bir rol oynuyor?

Cringe duygusunun ardında ne var?

Cringe! Hepimiz bunu artık dile getiriyoruz ya da pek çok kişinin dile getirdiğini görüyoruz. Ama dahası hepimiz bu duyguyu ‘hissediyoruz’. Yalnızca duygusal olarak değil; fiziksel olarak da. Uzmanlar; çok az duygunun cringe kadar fiziksel bir şekilde tezahür ettiğini söylüyor. Nasıl mı? Gergin omuzlar, buruşmuş yüz, kasılan bir karın, kısılan gözler, kızarmış yanaklar, hızlanan kalp atışları ve çevrilen kafa… Evet, işte bu cringe duygusunun adeta vücut bulmuş hali. Ne kadar tanıdık değil mi? Bir düşünün, en son ne zaman bu duyguyu ve beraberinde getirdiği fiziksel etkileri deneyimlediniz, eminiz ki çok uzak bir tarih değildir. (Ne de olsa özellikle başkaları adına utanacağımız şeyler her gün oluyor…)

Ünlü Psikolog Dr. Tara Quinn-Cirillo, cringe duygusunun aslında çok doğal bir duygu olduğunu ve klinik bir terim olmasa da herkesin bildiği, deneyimlediği bir durum olduğunu belirtiyor. “Tuhaf veya utanç verici durumlara karşı verilen fizyolojik ve duygusal tepkilerin tümü” olarak cringe duygusunu açıklayan Dr. Quinn-Cirillo, bu duygunun hem içsel hem de dışsal sebepleri olabileceğinin de altını çiziyor. Toplumun beklentileri, sosyal baskı, kişisel inançlarımız ve değişen koşullar, cringe duygusunun altında yatabiliyor. Kendi kafamızda yarattığımız benliğimiz ile başkalarının gözünden görünen kendimiz uymadığında ya da başkaları bizim (veya toplumun) onlardan beklediğimiz gibi davranmadığında aradaki bu uyuşmazlık cringe duygusunu açığa çıkarıyor.

Kendi adımıza veya bir başkası adına utanmak, gördüğümüzden, duyduğumuzdan ‘tiksinmek’, geçmişte yaşadığımız bir durumdan kaçınmak gibi durumların son gerece doğal olduğunu söylüyor. Ve duygusal tepkilerin fiziksel şekilde tezahür etmesinin de oldukça yaygın bir durum olduğu paylaşıyor. Cringe duygusunun asıl nedeninin ise yaşadığımız olay veya durumdan uzaklaşma isteği olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Birçok durumda fiziksel olarak kaçamayız, kendimizi uzaklaştıramayız, ancak ‘cringe’ aslında kaçmak istediğimizi göstermenin bir yoludur.”

Peki, hep bir şeylerden, geçmişte yaptıklarımızdan, başkalarının söylem ve davranışlarından ‘tiksinerek utanacak mıyız?’ Cringe ne demek bildiğimize ve altında yatan temelleri anladığımıza göre, yine de devam edecek miyiz ‘cringelemeye’?

Cringe olmalı mı olmamalı mı?

Hem olmalı hem olmamalı Nasıl yani diye meraklanmadan açıklayalım; cringe aynı zamanda son zamanların en yaygın popüler komedi kültürünün de bir parçası. Pek çok dizi bunu başarılı bir şekilde kullanarak yüzümüzü güldürmeyi başarıyor. En başta da ‘cringe sahneleri’ ile her platformda paylaşılan The Office. Bu eğlenceli sitcomu bir kez izlediyseniz ya da sahnelerine denk geldiyseniz cringe ile ilgili kafanızda oluşan soru işaretleri bir anda aydınlanabilir. Sonuçta, gülüyoruz, eğleniyoruz, öyle değil mi? Birçok yapım cringe ögelerinden faydalanarak komik içerikler sunabiliyor.

Ancak, işin bir de gerçek yaşam boyutu var. Dizilerde, filmlerde görünce gülüp geçtiğimiz cringe duygusu günlük yaşamda pek de eğlenceli değil. Neticede bunu yaparken, özellikle kendimiz adına utanırken, çoğu kez benliğimizi eleştiriyor, eleştirmekle de kalmayıp yerden yere vurabiliyoruz. E bu da biraz haksızlık değil mi… Öz güvenimizi zedeliyor, yaptığımız, söylediğimiz, giydiğimiz, yazdığımız şeyleri beğenmiyor, kendimize dair birçok şeyden ‘tiksinerek utanıyoruz’ yani kendimizi cringeliyoruz.

“Zihninizin size davranışlarınızın başkaları tarafından nasıl algılanabileceğine dair ‘yargı’ düşünceleri gönderdiğini fark etmeye çalışın. Durumun ‘gerçeklerini’ kolayca kaybedebiliriz ve durumu gerçekte olduğundan çok daha kötü görebiliriz” diyor Dr. Quinn-Cirillo. Diğer bir deyişle, kendinizi sürekli bir başkasının gözünden nasıl göründüğünüzü düşünerek yıpratmayın.

Aksi halde bu cringe döngüsünden yıllar boyunca çıkamazsınız. Bugün, iki sene önceki birr dans videonuzu cringelerken, seneye de bugün giydiğiniz bir kıyafet için aynı duyguyu hissedebilirsiniz. Taylor Swift’in New York Üniversitesi’nde yaptığı doktora konuşmasını hatırlayın: “Utançla (cringe ile) yaşamayı öğrenin, utanmaktan ne kadar kaçınmaya çalışırsanız çalışın, hayatınıza geriye dönüp baktığınızda cringe hissedeceksiniz.” Dr. Tara Quinn-Cirillo da konuya benzer bir yerden yaklaşıyor ve cringe duygusunun bizi sınırlamasına izin vermememiz gerektiğini söylüyor. Yani, siz siz olun sitcom sahnelerindeki cringelere gülüp geçin ama ne kendiniz adına ne başkası adına utanarak kendinizi yıpratmayın, en azından bunu alışkanlık haline getirmeyin.

İlginizi çekebilir: Ruhsal eğitmen olarak duygularımız: Suçluluk ve utanç

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Stressiz yolculuk hazırlığı: Tatil valizinde mutlaka olması gerekenler

Tatil zamanı geldiğinde içimizin coşkusu tavan yapsa da birçoğumuz bu heyecanı baskılayacak bir stresle karşılaşabiliyoruz: O da valiz hazırlama! Kimini hiç strese sokmayan, son gece şipşak hazırlanan tatil valizi, kimileri için günler öncesinden kaygı verici bir hadiseye dönüşebiliyor. “Ne lazım olur acaba” düşüncesiyle fazlaca eşya doldurmak ve hiçbirine tam anlamıyla ihtiyaç duymamak aslında oldukça zorlayıcı bir konu. Oysa anahtar, fazlalıklardan kurtulup gerçekten işe yarayan, hayatı kolaylaştıran ürünleri seçmekte…



Seyahat için gerekli belgeler

Kimlik, ehliyet, yurtdışına seyahat ediyorsanız pasaport, varsa seyahat sağlık sigortası belgeleri, biletler, kısacası yolculuk için gerekli tüm kağıtları ilk iş hazırlayın. Havaalanında sıkıntı yaşamamak veya kimlik/ehliyet gerekli olan yerlerde paniğe kapılmamak için tüm gerekli belgeleri bir yerde toplu tutun. Cüzdanınızı, banka ve kredi kartlarınızı da unutmayın. Bunları herkes bilir diyebilirsiniz ama işler biraz karıştığında canınızın sıkılmaması için biz de ilk madde olarak eklemek istedik.

Yolculuk konforunu artıran eşyalar

Tatil sadece varış noktasıyla değil, yolculukla da başlar… Uzun yola çıkıyorsanız ya da seyahatiniz boyunca konforunuzdan ödün vermek istemiyorsanız boyun yastığı, yolda uyumayı seviyorsanız göz bandı, yol tutuyorsa mide bulantısını önleyecek bir ilaç mutlaka yanınızda bulunmalı. Yolda telefonunuzdan ya da tabletinizden bir şeyler izlemeyi seviyorsanız yanınıza telefon tutuculardan da alabilirsiniz. Ancak hatırlatmaya gerek yok ama biz yine de söyleyelim, şoför sizseniz bu maddeyi es geçebilirsiniz.

Uygun kıyafet, ayakkabı ve aksesuarlar

Tatil boyunca muhtemelen sadece birkaç kere giyeceğiniz veya hiç giymeyeceğiniz kıyafetleri valizinize koymayın. Bunu kolayca yapmak için öncelikle gideceğiniz yerin hava durumunu ve çevresel şartlarını önceden öğrenin. Ardından tatil programınıza bakarak neler giyeceğinizi tek tek tespit edin. Kombinlerinizi önceden yapmak size tatilde de hız ve kolaylık sağlar.

Güneş koruyucuları

Yaz tatilinde en fazla dikkat edilmesi gerekenler konulardan biri de güneş ışınları. Güneşe kendinizi tamamen teslim etmeden önce mutlaka önlemlerinizi alın. Bir yaz tatili valizinin içerisinde mutlaka olması gereken şey, yüksek koruyucu özelliği olan bir güneş kremi. Ve tabii ki şapka ve güneş gözlüğü.

Kişisel bakım ürünleri

Bakım rutininizi sürdürmek, tatilde daha iyi hissetmenizi sağlar. Diş fırçası, diş macunu, şampuan, sabun, vücut losyonu, parfüm, deodorant, ağız suyu, tarak, ped, lif, tırnak makası, cımbız, tıraş-ağda malzemeleri gibi temel hijyen malzemelerini yanınıza almayı unutmayın. Ve tabii ki Yeni Dyson Supersonic r™ Saç Kurutma Makinesi’ni. Tatilde saçlarınızın kabarmasına, nemden ağırlaşmasına ya da oteldeki yetersiz makineyle uğraşmanıza hiç gerek yok.

Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi, Dyson’ın bugüne kadarki en güçlü ve en hafif saç kurutma makinesi olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda, kuaförler için üretilen profesyonel bir saç kurutma makinesi. Yani profesyonel saç şekillendirmesini bu yaz valizinizde sizinle her yere götürebilirsiniz.



Bu yaz saçlarınız elektriklenmesin: Yaz ışıltısı evet, kabarıklık hayır

Yaz aylarında sıcak hava, nem ve hava değişiminden etkilenen saçların kabarmaya ve elektriklenmeye daha meyilli olduğu bir gerçek. Havayı kontrol altına alamazsınız, neyse ki saçlarınızı kontrol altına almak Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi ile artık daha kolay

Daha pürüzsüz ve daha parlak bir görünüm için elektriklenmeyi %46’ya kadar azaltır*. Hem de aşırı ısı olmadan. Üstelik akıllı başlıkları, makinenize taktığınız anda en son kullandığınız ayarları hatırlayarak ısı ve hız ayarlarını otomatik yapar.

‘Hafiflik’ bu tatil hem valizinizde hem de saçlarınızda

Dyson Supersonic™ saç kurutma makinesinden yüzde 30 daha küçük, yüzde 20 daha hafif ve manevra kabiliyeti daha yüksek olan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizde seyahat boy bir saç kurutma makinesi kadar yer kaplarken, elinize aldığınızda kuaför salonu hizmeti sunar. Üstelik aşırı ısı kaynaklı hasar olmadan! Yani, hafiflik bu yaz hem valizde hem de saçlarda.

Hızlı kurutma, daha pürüzsüz ve daha parlak sonuçlar sunan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizin vazgeçilmezi olacak. Dahası, uzmanlıkla ayarlanan akıllı başlıklar da en iyi performans için yanınızda. 

Bu yaz tüm kombinlerinizde şıklığınızı tamamlayacak saçlar için tercihiniz profesyonellerin tercihi Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi olmalı. Hemen tıklayın ve stressiz bir yolculuk için tatil valizinizde mutlaka olması gereken Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesini yakından keşfedin.

*Havayla kurutmaya kıyasla.

Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp