X

Covid 19’dan ne öğrendik: Bu zorlu sürecin öğrettiği 4 ders

Bu olay beni kötü etkiledi, bu dünya için iyi, şu bizim için zor, olumlu bir sürecin içerisindeyiz…” Bu cümleleri ve benzerlerini sıklıkla duyuyoruz. Bizi etkileyen olayları “iyi” ya da “kötü” olarak sınıflandırıyoruz çoğu zaman. Yaşadıklarımıza yalnızca bir tarafından bakıyor, olayları bir kalıba sokup öyle göre karar veriyoruz tepkilerimize. Oysaki çoğu zaman olumlu ve olumsuz iç içedir. İçinde bulunduğumuz durumu uzaktan gözlemleme fırsatımız olduğunda, her oluşun içinde güzelliklerin ve kötülüklerin saklı olduğunu görebiliriz. Son zamanlarda dünyadaki herkesi etkileyen Covid de, bize bazı zorlukların yanında, bazı farkındalıkları da getirdi.

Ufak detayların kıymetini anladık

Covid’den önce “ayrıcalıklarımızın” ne kadar farkındaydık? Bir günümüz her şey “normalken” nasıl geçiyordu? Rutinlerimizin farkında mıydık? Özel bir önlem almadan otobüse binebiliyor, metroyla işe/okula varıyor, belki arkadaşlarımıza sarılıyorduk. Kalabalık masalarda muhabbet ederek öğle yemeği yiyor, iş/okul çıkışı sahilde, parkta veya favori kafelerimizde sevdiklerimizle buluşuyorduk. Bugün bu “ayrıcalıkların” neredeyse tümünden mahrumuz. Sahilde yürüyüş yapmanın, plajda yüzebilmenin, konserlerin, oyunların, sinemaların, restoranda yemek yemenin, seyahat etmenin aslında ne kadar büyük bir özgürlük olduğunu ancak bugün anlayabiliyoruz.

Sevdiklerimizle olabilmenin lüksünü fark ettik

Covid dünyayı şubat, Türkiye’yi mart ayından beri etkiliyor. Bu süre zarfında birçok bayram, doğum günü, özel gün vardı. Bu özel günlerin dışında, fiziksel olarak sevdiklerimizden ayrı kaldığımız sayısız gün geçirdik. Sosyal bağlarımızın, diğer insanlarla olan iletişimimizin, kalabalık ortamların değerini anlıyoruz böylece. Sosyalleşmeye ihtiyacımız var; işte bu yüzden en çok özlediğimiz şeyler toplanmak, birlikte iyi vakit geçirdiğimiz kişilerle yüz yüze muhabbet etmek, belki birlikte dans etmek ve en çok da sevdiklerimize sarılmak. Peki ya tokalaşmak? Oldukça basit ve gündelik bu alışkanlığımızın bile bir çeşit özgürlük ve bir nevi iletişim aracı olduğunu yeni yeni fark ediyoruz.

Yalnız kalabilmeyi öğrendik

Biraz daha kendimize dönelim. En son ne zaman bu kadar uzun süre yalnız kalmıştık? Belki çoğumuz uzun süre bu kadar uzun süre evde kalmamıştı, belki hiç bu kadar boş vaktimiz olmamıştı. Kimi zaman çok sıkıldık, kimi zaman kendimizi üretken olmak zorunda hissedip harekete geçtik. Öyle ya da böyle, bu süreçte oldukça kendimizle baş başa kaldık ve bir bakıma yalnız kalmanın o kadar da korkunç bir şey olmadığını deneyimlemiş olduk. Uzun süredir hakkında düşünmeyi ertelediğimiz seçimlerimizi, hayallerimizi, karakterimiz sorgulamış; belki kendimizi yakından tanımaya başlamış; duygu, düşünce ve alışkanlıklarımızı gözden geçirme fırsatı yakalamışız bile olabiliriz.

Toplum olmanın bilincine vardık

Peki Covid’in katkıları yalnızca bireysel mi? Toplumsal bilincimize etkisi ne oldu? Uzmanların söylediğine göre, semptomları göstermesek bile taşıyıcı görevi üstlenip bir başkasının hastalanmasına ve belki de ölmesine sebep olabiliriz. Bu bilinç ile zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayarak ve gerekli önlemleri alarak kendi dışımızdaki tüm insanları önemsediğimizi belli ediyoruz bir anlamda. Biz iyiysek, güvendeysek ve dikkatliysek karşımızdaki kişinin de lehine davranmış oluyoruz. Bu konudaki ortak duyarlılığın gelişmesini bu sürece borçluyuz.

Tamamen eski halimize dönmemiz ne kadar sürer bilinmez ama fark ettiğimiz bu güzellikler, ayrıcalıklar ve özgürlükler aklımızın bir köşesinde kalmalı. Temiz havada bir yürüyüş, kalabalık bir aile yemeği, özgürce yapılan seyahatler, hayatın içine saklı minik özgürlükler biz farkında olduğumuzda güzeller.

Daha fazla paylaşım için Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Coronavirüsün psikolojik etkileriyle baş etmenize yardımcı olacak 10 öneri

Cansu Varol: Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi ekollerini kullanmaktadır. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale