X

Concorde Yanılgısı: Kaybeden stratejilere bağlılık

Hayatın her alanında zaman, para veya emek yatırarak ilerlediğimiz projeler, ilişkiler ya da girişimler vardır. Başlangıçta umut vadeden bu adımlar, bazen ilerleyen süreçlerde beklenen sonuçları vermez, hatta zarara yol açabilir. Ancak birçok insan bu noktada durup geri çekilmek yerine, mantıksız bir şekilde daha fazla kaynak harcamaya devam eder. İşte bu psikolojik durum, “Concorde Yanılgısı” olarak bilinir. Concorde Yanılgısı, bireylerin mantıklı çıkış yolları olmasına rağmen, yatırdıkları kaynakların “boşa gitmesini” engellemek için kayıplarına bağlı kalmaya devam etmeleridir.

Concorde Yanılgısı’nın kaynağı

Bu yanılgı adını, Fransa ve İngiltere’nin ortak geliştirdiği süpersonik yolcu uçağı olan Concorde’dan alır. Concorde, teknolojik olarak etkileyici olsa da ekonomik anlamda büyük bir başarısızlıktı. Hükümetler, bu projeye milyarlarca dolar yatırmış olmalarına rağmen, projenin sürdürülemez olduğunu gördükleri halde projeyi sonlandırmayı reddettiler. Çünkü daha önce yapılan büyük yatırım, onları projeyi sürdürmeye zorladı. Bu örnek, insan davranışlarında sıkça görülen bir eğilimi ortaya koyuyor: Yatırılan kaynaklar, bireyleri zarar ettikleri bir girişime devam etmeye yöneltebilir.

Psikolojik temeller

Concorde Yanılgısı, ekonomi ve psikolojide “gömülü maliyet” kavramıyla yakından ilişkilidir. Gömülü maliyet, geçmişte yapılan ve geri alınamayan maliyetleri ifade eder. Rasyonel Karar Verme Teorisi’ne göre bu tür maliyetler gelecekteki kararları etkilememelidir, çünkü geri alınamazlar ve gelecekteki sonuçları değiştirmezler. Ancak insanlar, geçmiş yatırımları göz önünde bulundurarak karar verme eğilimindedirler ve bu da çoğu zaman irrasyonel seçimlere yol açar.

Bu yanılgının altında yatan en güçlü duygusal faktörlerden biri “kaybetme korkusu” ve “yatırımın boşa gitmesi” hissidir. İnsanlar, bir projeye ya da ilişkiye ne kadar çok yatırım yaparlarsa, o kadar daha fazla bağlılık hissederler. İlişkiye, projeye ya da girişime harcanan zaman, emek ve para, geri dönülemez hale geldikçe bireyler, mantıklı olsa bile bu yatırımdan vazgeçmekte zorlanır. Bu durumda birey, kendini daha fazla zarar etmeye açık hale getirir.

Concorde Yanılgısı ve günlük yaşam

Concorde Yanılgısı yalnızca büyük projeler ya da iş dünyasında değil, günlük yaşamın birçok alanında da kendini gösterir. İşte, bu yanılgının farklı alanlarda nasıl tezahür ettiğine dair örnekler:

  • Kötü bir ilişkiye bağlı kalmak: Uzun yıllardır süregelen bir ilişki, taraflardan birine zarar veriyor olabilir. Ancak bu kişi, ilişkiye harcadığı yıllar, duygusal emek ve anılar nedeniyle ilişkiyi sonlandırmakta zorlanır. Mantıklı olan ilişkiyi bitirmek iken, kişi daha fazla zarar görmesine rağmen devam etmeyi seçer.
  • Başarısız bir iş projesine devam etmek: Bir girişimci, büyük miktarda para ve enerji harcadığı bir iş projesinin zarar ettiğini fark edebilir. Ancak yatırımının büyüklüğü, onu projeyi sonlandırmak yerine daha fazla kaynak yatırmaya iter. Sonunda daha büyük kayıplar yaşanabilir.
  • Sürdürülemez alışkanlıklar: Bireyler, bir alışkanlığa ya da hobiye aşırı zaman ve para harcamış olabilirler. Ancak bu alışkanlığın artık fayda sağlamadığını, hatta zarar verdiğini fark etmelerine rağmen, yaptıkları yatırımı haklı çıkarmak için o alışkanlığı devam ettirirler.

Bu yanılgıdan kaçınmak mümkün mü?

Concorde Yanılgısı’nın üstesinden gelmek zor olabilir, çünkü duygusal ve psikolojik faktörler kararlarımızı güçlü bir şekilde etkiler. Ancak bu yanılgıdan kaçınmanın yolları vardır:

  • Gömülü maliyetleri kabul etmek: Gömülü maliyetlerin geri döndürülemez olduğunu fark etmek, rasyonel kararlar vermeye yardımcı olabilir. Geçmişte yapılan yatırımın geleceği etkilememesi gerektiğini kabul etmek, bireyin bu yanılgıya düşmesini önleyebilir.
  • Duygusal bağlılıkları sorgulamak: Özellikle ilişkiler ve kişisel yatırımlarda, duygusal bağlılıkların irrasyonel kararlar almamıza neden olduğunu fark etmek önemlidir. İlişkilere ya da projelere duyulan bağlılık, mantıklı kararların önüne geçebilir. Bu durumda, mantıklı bir değerlendirme yapmak ve objektif olmak önemlidir.
  • Geri dönüşü düşünmek: Bir projeye ya da ilişkiye ne kadar yatırım yapılmış olursa olsun, geri dönüşün mümkün olup olmadığını sorgulamak gerekir. Eğer yapılan yatırım gelecekte bir kazanç sağlamayacaksa, devam etmek sadece kayıpları artırır. Geri dönüşün düşük olduğu durumlarda yatırımı sonlandırmak, uzun vadede daha sağlıklı olabilir.
  • Uzman desteği almak: Bireyler, kendi duygusal bağlılıklarını ve yanılgılarını fark etmekte zorlanabilirler. Bu durumda, bir uzmandan destek almak, daha objektif kararlar vermeye yardımcı olabilir.

Unutmayın ki insan; ben kendimi seçtim demeyi öğrendiğinde özüyle buluşabilir.

Sevgilerimle,

İlginizi çekebilir: Bireysel bilinçli farkındalık (mindfulness) oturumları vs. psikoterapi seansları

Ezgi Aslantas: Psikolog Ezgi Aslantaş istanbul Bilgi Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Lisans hayatı boyunca Kanada Okulları, Humanite Psikiyatri Hastanesi, Çocuk Aile Danışmanlığı merkezi gibi birçok kurumda staj yapmıştır. 2014 yılında Beşiktaş Gençlik Meclisi ile beraber "İstanbul'dan Çorum'a Dostluk Köprüsü" projesini gerçekleştirmiştir. 2016 yılında "Radyo Vesaire" isimli radyo kanalında "Şiirin Ezgisi" isimli psiko-sosyal bir radyo programı hazırlayıp sunmuştur ve yine 2017-2018 yılları arasında Doç. Dr Ayten Zara süpervizyonluğunda "Çocuğa Şiddete Dur De" ve "Van Başkale Okul Yapımı" projelerinde gönüllü olarak yer almıştır. 2019 yılında ise "Bulut Hareketi" isimli şiddete karşı bir sosyal sorumluluk projesi başlatmıştır ve proje kapsamında özel ve kamu kurumlarına seminerler vermiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Beceri Eğitimi, Adli Görüşme Teknikleri, Objektif Testler, Psikofarmakoloji, Denver II gibi birçok mesleki eğitim ve atölyeye katılmıştır. Mesleki ilgileri arasında; depresyon, anksiyete bozukluğu, yas, ayrılık, obsesif-kompülsif bozukluk, ilişki sorunları, stres yönetimi, duygu yönetimi, motivasyon gibi konular yer almaktadır. Psikolog Ezgi Aslantaş, şu anda ergen ve yetişkin bireylerle yüz yüze ve online olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale