X

Compression kumaşlarla ilgili bilmeniz gereken 3 gerçek

“Compression” seni daha hızlı ve daha dayanıklı yapar mı?

Hareket halindeyken, kalp kaslarımıza oksijeni yüksek kan pompalar. Bu kan kaslara ulaşıp oksijeni boşalttığı anda kanı aynı hızda geri çekmek zorlaşır. Tam bu noktada “compression” sahneye çıkar. Kanın kalbe geri gelmesi ve dolayısıyla hızla tekrar oksijenle dolmasına destek olduğu söylenen compression; egzersiz, yarış, antreman sırasında canla başla çalışan kaslarımıza daha çabuk oksijenli kanın ulaşmasına da yardım eder. Tabii bu durum, kas gücünün, dayanıklılığının ve ufak farkların kritik olduğu tüm atletik aktivitelerde önem kazanır.  Ayrıca compression’ın laktik asit sorununu da azalttığı ve hatta engellediği dile getirilmektedir. O yüzden basketbol oyuncularından uzun mesafe koşucularına kadar herkes, hem hızı, hem dayanıklılığı artırdığı gerekçesiyle “compression” kumaşla üretilmiş olan tayt, şort, tshirt ve çorap giymeyi, özellikle son 10 yılı aşkın bir zamandır tercih ediyorlar. 

Ancak compression’ın faydaları hala tartışma konusu. Bazı araştırmalar sonucu elde edilen, compression giyen koşucular arasında yapılan karşılaştırmalı sonuçlara göre; compression gear giyen koşucuların hem hızlarında hem koşu mesafelerinde %1 ile 4 arasında bir oranla artış görüldüğünü belgeliyor. Yine de geçtiğimiz yıl TIME dergisinde çıkan bir makalede, compression özelliğinin sporcuların performansına katkısı konusunda henüz sağlam bir araştırma olmadığı söyleniyor. 

Compression sakatlık riskini azaltır mı?

Her spor faaliyetinde, yumuşak bir aktivite olduğu düşünülen yoga da dahil olmak üzere, kaslarımız ufak ufak yırtılır. Bu kaçınılmaz bir durum aslında. Compression; ismi üzerinde, baskısı ve tutuculuğu yüksek bir özelliktir. Bu nedenle kaslarımızı destekler, salınımını azaltır ve bu ufak zarar görmelerin biraz önüne geçebilir, hatta geçtiği söylenmektedir. Bu şekilde egzersiz sırasında ya da sonrasında oluşabilecek kas ağrı ve sızlamaları azalır. Ayrıca da söylemek gerekiyor ki; compression, sıkı ve tutuculuğu yüksek bir kumaş olduğu için elbette olduğunuzdan daha ince ve formda görünürsünüz. 

İlgili yazı: Vücut tipinize uygun tayt seçimiyle spor şıklığını sokağa taşıyın

Peki spor sırasında mı, yoksa sonrasında mı compression?

Sporcu masajının zorlanmış kaslarımıza ne kadar iyi geldiği aşikar. Yani aslında baskının kasların üzerindeki ödemi ve kas ağrısını iyileştiren faktörlerden biri olduğunu biliyoruz. Doktorlar ve koçların görüşü, idman sonrasında aktivitenin ağırlığına göre, en az 24 saat boyunca, “compression” yüksek tayt, çorap giymek kaslarda biriken ödemin ve kas ağrısının kısa zamanda toparlamasına yardımcı olduğu yönünde. Ayrıca şunu da hatırlatmak gerekir; tıpta compression, dolaşım bozukluklarının giderilmesinde sıkça kullanılan tedavi yöntemleri arasında. 

Sporu günlük hayatının bir parçası haline getirmiş atletlere sorduk:

Compression’ı neden tercih ediyorsun?

Compression yeni olmayan ama son tüketiciye, son yıllarda ulaşan bir teknoloji. Hem antreman sırasında hem sonrasında sürekli kullanıyorum. Compression sayesinde kesinlikle kan dolaşımında artış ve adele ağrısında düşüş oluyor. Yarış sırasında ise trisuit kullanıyorum, bunlar hafif ve çabuk kuruyan malzemeler.( İpek Onaran – Ironman 70.3 Triathlete – 2016 Glorya Ironman 70.3 – 2016 Avustralya Ironman Dünya Şampiyonası 14. Sıra)

İpek Onaran

Compression taytı ve şortunu daha uzun süre, daha hızlı koşabilmek için tercih ediyorum. Tasarımı kan akışını devam ettirecek ve laktik asit birikimini engelleyecek şekilde. O sebeple özellikle uzun yarışlarda yorgunluğu ya da yavaşlamayı bir miktar azaltıyor. Adidas’ın compression taytları ve üstleriyle koşuyorum. (Suzan Güven / Uzun mesafe/ Maraton – Ultra maraton koşucusu  / Pilates eğitmeni – Vodafone Avrasya Maratonu 2016 – Bodrum Global Run 2016 – Paris Maratonu 2015 – Kaçkar Ultra Maratonu 2015 – Münih yarı Maratonu 2015)

Suzan Güven

Antreman sırasında vücudumda stabilizasyon sağlamam için çok önemli bir hatırlatma sağlıyor! Hareketle bedenin, kasların savrulmuyor. Compression vücudun spiral dinamiklerini koruyor. O nedenle mutlaka compression ürünleri kullanıyorum. (Gözde Biber / @Hemfithemanne / #Pusetligunler kurucusu)

Gözde Biber

Antreman yaparken hava aldığı ve yokmuş gibi hissettirdiği için kullanıyorum, gerekirse 8 saat giyebilirim, hiç rahatsız olmuyorum. Sports Bra’larda da harika, tüm hareketleri rahatça yapabiliyorum. Nike tercih ediyorum. (Ceren Paşaoğlu – Master Personal Trainer / Mars Athletic Club)

Ceren Paşaoğlu
Hangi bölgelerde daha çok faydalanılıyor?

Torsoda kullanmıyorum, sadece bacak ve kalçalarda compression olan ürünleri kullanıyorum. Puma Power Active serisini tercih ediyorum. (İpek Onaran)

Yarış sırasında üst bacaklar için kullanıyorum. Compression’ı alt bacaklarımda tercih etmiyorum. Ama yarış sonrasında Compression çoraplarımı 1 gün boyunca giyiyor, hatta onlarla uyuyorum. Kesinlikle ağrıyı azaltıyor ve çok daha çabuk toparlanıyorum. (Suzan Güven)

Koşarken alt bacaklarımda çok rahat ediyorum, daha uzun sureli, daha iyi bir performansla koşabildiğimi fark ediyorum. Özellikle uzun mesafe koşularında ve maratonlarda kesinlikle compression tayt veya çorapları tercih ediyorum- İstanbul Vodafone maratonunda y.orstruly compression taytımla koştum. Bu mesafeye çok uygundu ve çok rahat ettim. (Melissa Fakabasmaz / maraton koşucusu – NYC Marathon 2016 – Vodafone Avrasya Maratonu 2016)

Melissa Fakabasmaz

Bulabildiğimde Diz altı compression tayt tercih ediyorum. Mesela New Balance uzun taytlarımla çok rahat koşuyorum. Diz altından itibaren compression ile daha uzun sure, daha rahat koşabildiğimi hissediyorum. New Balance ile koşuyorum. (Itır Erhart / Adım Adım Kurucu üyesi/ Maraton koşucusu – Runfire Kapadokya 2016, Likya Yolu, İznik Ultra Maratonu 2016 – Vodafone Avrasya Maratonu 2016)

Itır Erhart

Özellikle bacak çalışmalarında , bölgeye termojenik bir etki sağlamasından dolayı ve ayrıca iyi de hissettirdiği için tercih ediyorum. Detaylı tariflendiği gibi çok mucizevi etkileri olmasa da antrenman etkinliği bakımından kullanılabilir ve faydalıdır. (Tuğrul Çağrı Yılmazer)

Tuğrul Çağrı Yılmazer

Koşarken yorgunluğu hissetmemek ve koşu sonrasında rahatlamak için compression ürün kullanıyorum. En çok kalça, üst bacak ve alt baldırlarda etkisini hissediyorum. Nike ve y.orstruly marka compression tayt giyiyorum. (Gözde Uysal – Uzun mesafe / Maraton koşucusu / Yoga Eğitmeni / yogazero.com kurucusu / NYC Marathon 2016 – Vodafone Avrasya Maratonu 2016)

Gözde Uysal
Yasemin Örs: Bir yoga hayranıyım. Günlük hayatımın önemli bir parçası yoga. Kuvvet, esneklik, denge getiriyor ve felsefi olarak çizdiği yollar bana beni öğretiyor. Çocukluğumdan beri sporcuyum ama yogayla tanışmamla birlikte, hayatımda önemli değişiklikler oldu diyebilirim. Birkaç arkadaş Türkiye'nin en aktif STK'larından birini kurduk. Takibinde kendi spor kıyafeti markamı yaratmaya başladım, kurumsal hayatı tamamen bıraktım ve kendisi için 7/24 çalışan biri haline geldim. İnsanın tüm duygularını özgürce ifade etmesi, 100% kendisi olabilmesi, ona hayalinin ötesinde bir güç veriyor. Tüm yaptığım işlerde, kurduğum ilişkilerde buna dikkat ediyorum. O yüzden hep güzel insanlarla karşılaştığıma inanıyorum. Uplifers ekibi de buna en güzel örneklerden biri :)

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale