X

Cömertlik neden önemlidir: Karşılıksız iyilik yapmanın ve verici olmanın farkında olmadığınız faydaları

En son ne zaman cömert davrandığınızı, karşılık beklemeden iyilik yaptığınızı ya da başkalarına destek olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Eğer bu soruların cevapları çok uzun zaman öncesine dayanıyorsa bu yazımızdan sonra yeniden bir şeyler yapmaya başlamak isteyebilirsiniz. Yılın son günlerini kendinizi çok daha iyi hissederek uğurlamak ve başkalarının da mutlu olmasında rol oynamak için verici olmaya hazırlanın.

İyilik yapmanın ya da cömert davranmanın sizi nasıl hissettirdiğini hatırlamak için kendinize şu soruyu sorun: “Bağış yaptığımda, ihtiyacı olanlara yardım ettiğimde ya da elimdekileri başkalarıyla paylaştığımda kendimi nasıl hissediyorum?” Bir düşünün: Malınız, mülkünüz, eşyanız veya paranız azaldığı, başkalarına gittiği için mutsuz mu yoksa huzur bulmuş, rahatlamış, mutlulukla dolmuş mu? İlk seçenek pek olası değil; gelin sebebini bilimsel araştırmalar ile açıklayalım.

Bilimsel araştırmalar paralarını kendileri için değil başkaları için harcayan insanların bağış yaptıklarında, cömert davrandıklarında ya da kendilerinden bir şeyler verdiklerinde oksitosin hormon düzeylerinin arttığını bu nedenle de mutlu olduklarını, kendilerini çok daha iyi hissettiklerini ortaya koyuyor.

Amerika’da yakın zamanda yapılan bir araştırma, COVID-19’un yarattığı tüm zorluklara rağmen hayır kurumlarına gelen bağışlarda ciddi artışlar olduğuna dikkat çekiyor. Hemen hemen dünyanın her yerinde insanların son birkaç yıldır maddi zorluklarla, ekonomik krizlerle, geleceğin belirsizliği ile mücadele ediyor olmasına rağmen başkalarını da düşünerek kendilerinden bir şeyler vermeye devam etmelerini nasıl açıklarsınız? Yardımseverlik, iyi niyet, empati ve çok daha fazla iyi duyguyla elbette ki. Ancak, bu kadarla sınırlı değil.

Harvard ve British Columbia Üniversiteleri’nden araştırmacıların yaptıkları bir başka araştırma, başkaları için para harcamanın kişilerde kalıcı mutluluk yarattığına ve insanların ne kadar verici olurlarsa o kadar tatmin olduklarına dikkat çekiyor. O nedenle, şartlar zorlaşsa da yardım elini uzatanların sayısı azalmıyor.

Cömert olmanın, paylaşmanın, bir şeyler vermenin tek olumlu yanı sadece mutlu olmak ile de ilgili değil. Buffalo Üniversitesi’nde yürütülen benzer bir çalışma, yardımsever işlerin ölüm oranlarında azalmalara sebep olduğunu ortaya koyuyor. Yani, kendimizden bir şeyler vererek, başkalarına yardım elimizi uzatarak, daha mutlu ve daha uzun yaşayabileceğimizi gösteriyor. Yaptığımız küçücük bir yardımın, diğer insanlar için harcadığımız az miktar bir paranın başka nasıl faydaları olduğunu merak ediyorsanız yazımızı okumaya devam etmelisiniz.

İşte cömert davranmanın, yardım elinizi uzatmanın, kısacası verici olmanın belki de daha önce hiç farkına varmadığınız faydaları:

Sağlığınızı iyileştirir.

Yardım etmek, başkaları için bir şeyler yapmak, bağışta bulunmak, sizi iyi hissettirmesinin yanı sıra vücudunuzda da harika değişimlere yol açıyor. Kişinin bir şeyler vererek ihtiyacı olana yardımda bulunması, kan basıncını düşürerek stres seviyesini azaltıyor, bu da stresle bağlantılı olası sağlık sorunlarının oluşma ihtimalini düşürüyor ve genel sağlık halinin iyileşmesine katkı sağlıyor. Ünlü doktor ve yazar Stephen Post, “Why Good Things Happen to Good People: How to Live a Longer, Healthier, Happier Life by the Simple Act of Giving” kitabında yer verdiği birçok araştırma ile iyilik yapmanın bütüncül sağlığa olan olumlu etkilerine dikkat çekiyor. Kitabı incelemek veya satın almak için tıklayabilirsiniz.Why Good Things Happen to Good People: How to Live a Longer, Healthier, Happier Life by the Simple Act of Giving”

Empati ve minnet duygularınızı geliştirir.

Diğer insanları anlama, kendimizi onların yerine de koyabilme yeteneği olan empati, başkalarının ihtiyaçlarını düşündükçe, acılarını paylaştıkça, sıkıntılarını azaltmak için bir şeyler yapma isteği duyunca hızla pekişiyor. Örneğin, yardıma muhtaç birini gördüğünüzde içinizde hissettiğiniz destek olma isteği, aslında empatinin size verdiği bir sinyal olarak yorumlanıyor. Aynı zamanda bu his sahip olduklarınız için şükretmenizi, elinizdekiler için minnet duymanızı da sağlıyor.

Yaşamdan aldığınız zevki artırır.

Science Dergisi’nde yayınlanan bir araştırma, yardım etmenin, bağış yapmanın, cömert davranmanın, kısaca karşılık beklemeden başkalarına destek olmanın sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirdiğinizde ya da lezzetli yemekler yediğinizde aktive edilen ödül sistemini harekete geçirdiğine dikkat çekiyor. Mutluluk hormonları olarak tanınan hormonlardan biri olan oksitosin, yardımsever yönünüzü açığa çıkardığınızda daha fazla salgılanıyor, bu da daha fazla haz duymanızı, hayattan aldığınız zevkin artmasını sağlıyor.

Kişisel değerlerinizi güçlendirir.

İhtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmak, kendinizden bir şeyler vermek manevi yönünüzü güçlendiriyor. Vicdanınızla bağ kurmanızı, sahip olduğunuz değerlerin yeniden farkına varmanızı sağlıyor. Başkalarının hayatına dokunmak, onları iyileştirmek için çabalamak kendi yaşamınızda daha fazla anlamlı deneyimler biriktirmenize yardımcı oluyor. Ve en önemlisi vicdanınızın sesini dinlediğinizde, sorumluluk duygusuyla hareket ettiğinizde etik inançlarınıza uygun bir yaşam sürdürdüğünüzü hissederek tatmin duygunuzu besliyorsunuz.

Sosyal ağınızı genişletir.

Yardımsever yönünüz, başkalarıyla olan ilişkilerinizi geliştirmenize, sosyal ağınızı genişletmenize yardımcı oluyor. Gönüllü işler yaptığınızda, farklı hayır kurumları ile iş birliği içerisinde çalıştığınızda ya da ihtiyacı olan insanlara ulaşmak için farklı ağlar kullandığınızda yepyeni toplulukların bir parçası haline gelebilirsiniz. İletişiminizi güçlendirerek yeni arkadaşlar edinerek büyüyebilir; bir iken çok olabilirsiniz. Manevi yönünüz kadar sosyal yönünüzü de geliştirebilirsiniz. Kısaca yardım etmek, çok daha sağlam ve büyük bir sosyal ağa sahip olmanızı sağlıyor.

Bonus: Bulaşıcı etkisiyle başkalarını da harekete geçirir.

Dalga etkisini (ripple effect) mutlaka duymuşsunuzdur. Bir su birikintisine taş attığınızda sadece taşın değdiği yer değil etrafı da hareketleniyor. Yardım etmek de tıpkı böyle. California Üniversitesi‘nden James Fowler ve Harvard’dan Nicholas Christakis tarafından Proceedings of the National Academy of Science‘da yayınlanan bir araştırma, insanların cömert davranarak yardımsever eylemlerde bulunmalarının başkalarını da teşvik ettiğini ortaya çıkarıyor.

Sizin yaptığınız bir iyilik katlanarak büyüyor ve başkalarını da iyilik dalgasının içine çekiyor. Kendinizden küçücük bir şey verdiğinizde, yardım elinizi uzattığınızda hiç tanımadığınız insanlara ihtiyaçlarını giderebilmek için yardım edebilecek başkalarını da harekete geçiriyorsunuz.

İyiliğin hayatınızdan hiç eksilmemesi ve verdikçe azalmadan çoğalmanız dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Verici olarak mutluluğunuzu katlamanın 5 yolu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale