X

“Çok yıldızlı pekiyi” bir Antalya seyahati deneyimi: 65’te 3!

Bazen hep gittiğin yol, bazen de hep aynı ortam sana iyi gelmeyebilir. Ya da o hep bilindik olaylar hep aynı sonuçlar verdiğinden belki de seni tatmin etmez. İşte bu tatil de bu yönden farklıydı. Salaş bir yer değildi bir kere. 5 yıldızlı bir otel tatiliydi. Beni bilen bilir ucuz tatiller kovalarım. Çok gez az harca mottosu bu. Ama bu sefer bu “bilindik”, kendimce güvenli alandan çıkmak adına, bana uyandan yana olmadım. Hem sevdiğim arkadaşlarım istedi, hem de ben “değişiklik olsun ne kaybederim” dedim. Daha önce de Kıbrıs’ta çok yıldızlı bir otelde kalmıştım ve bu beni çok tatmin etmemişti.”Her şey dahil” olan şeyler bende yoksunluk hissi uyandırıyor. Bir yerde kapalı kalmışım da çıkamayacağım hissi doğuruyor. Ama belki bu da bir ön yargıdır ve yıkılmalıdır dedim ve şimdi bir çok yıldızlı otel deneyimi anlatacağım sizlere.

Akra Barut Otel

Antalya’da Haziran başında sezonu açma fikri uçak biletlerimizi birkaç ay önceden alırken iyi bir fikirdi. E oteli de merkezde havaalanına yakın, denize yakin seçtik mi seçtik, tamamdır. Her şey hazır. Sadece zamanı gelince gideceğiz işte. Kafamdaki “acaba”ları susturdum ve Haziran ayını bekledim. Çok sevdiğim dostlarımla her yer keyifli biliyorum ve “2 gece zaten ne olacak” diye düşündüm. Aynen de öyle oldu. Otel gerçekten konum olarak harikaydı. Kaldığımız odanın manzarasını da paylaşacağım sizinle, epey romantikti.

Otel odamızın manzarası
Otel odamızın manzarası

Ramazan olması da etken belki, oldukça boştu Antalya Havaalanı ve Antalya içi. Uçak iner inmez bavullarımızı da çok beklemeden aldık ve kendimizi bir taksiye attık. Burada bindiğimiz taksicinin de ne kadar keyifli ve hoş sohbet olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Hatta bu yazının başlığı için ondan ilham aldım. Keşke adını sorsaydık, kim bilir belki bir gün yeniden karşılaşırız. Sizi yazmıştım derim. Ne de olsa hayat tesadüf sandığımız yeniden yaratılan kurgulardan ibaret.

Biz uçaktan indiğimizde bizi maalesef Antalya güneşi karşılamadı. Gülmeyin lütfen, rica ederim. 🙂 İstanbul’da sen yağmurla boğuş, nasılsa bir Antalya var orada kemiklerim ısınır diye teselli et kendini tüm bahar. İstanbul havasını da meğerse biz cebe koymuş gelmişiz. İşte taksici ile de bu muhabbet devam etti. Geldiğimizin bir gün öncesi yağmur yağmış, “şimdi iyi ama” dedi. Yani 365 günün 300 günü güneşli nadide ilimizin geriye kalan – işte matematik – 65 gününün 3 gününü biz bulmuştuk. Çok yıldızlı pekiyi bize. Aslında bu da olasılık dahilinde bir şans bence. Lütfen gülmeyin, yine rica ediyorum. 65 de 3! Fena değil…

Otelimize bu tatlı ve yağmur konulu sohbet eşliğinde geldik ve hemen odalarımıza geçtik. Hava bulutlu olsa da mayo modumuzu bozmadık. Otel manzarasından anlarsınız; hem deniz, hem havuz varken lütfen yani, moral bozulur mu? Otelin artısı havuzları ve manzarası iken eksisi denize kıyısının olmamasıydı. Olduğu kadar Pınar değil mi?

Otelin roofbarı
Otelin roofbarı
Otelin roofbarı

İlk akşam yemeğimizi fiyata dahil olduğundan otelde yedik ve çok memnun kaldık. Roofbarında güzel vakit geçirdik. Burası da ayrı bir konseptti, ben sevdim. Otel romantikti gerçekten de. Bu bir “sevgililerle de geliniz” mesajıdır.

Oteldeki ilk sabah kahvaltımız çok güzeldi. Sonrası yine deniz ve havuz konseptiyle geçti. Hava nanemolla. Serin. O yine 65 günün biri idi kesinlikle. Gülmeyin. O an insan çok üzülüyor…

Otelin havuz kenarı

Akşamına bir arkadaşımızın önerisi ile Antalya merkezde yemeye karar verdik. “Oley otel sınırlarını aştık” diye sevinen bir ben vardı tabii ki. Arma Deniz Restoranı’na gittik. Yat limanına bakan 19. yüzyılda İtalyanlar tarafından da kullanılmış olan, şimdi ise restoran olarak hizmet veren bu yer gerçekten çok keyifli idi. Manzara ve yemekler şahane. Giderseniz beni de anın lütfen.

Arma Restoran’ın güzel manzarası
Arma Restoran’ın güzel manzarası

Antalya’daki 2. sabahımıza geldik, artık döneceğiz. Hava biraz “yağdı yağacak” gibiydi. O meşhur 65 günün 3 gününü rezerve etmişiz biz onu anladık burada. Ama tatilin gerçekten iyisi kötüsü olmuyor. Son gün hava kötü seyirlerde seyredince biz de çok yıldızlı otelin o zaman hakkını verdik işte. Kapalı yüzme havuzu, sauna vs. bunlar da artı değil mi? Evet yaz günü kapadık kendimizi içeri ama şartlar bunu gerektirdi. Demek ki böyle otellerin artısı da bunlarmış, yazıyorum bir kenara hemen.

Havaalanına dönmek de gelmek kadar kolay oldu. Şehirde trafik yok ya da bu trafik de biz bilmiyoruz. Zira İstanbul diyorum, konuyu siz biliyorsunuz.

Bir çok yıldızlı otel tatili ve Antalya serüveninin sonuna geldim. Sizi tatmin eden bir hikaye mi bilemeyeceğim ama umarım okumaktan keyif alırsınız. Benim fikrimi sorarsanız ben yine “az yıldız çok tatil”den yana olurum. Bu otel güzeldi evet, arkadaşlarımla çok keyifliydi ya da. Ama yine benim pansiyonlarım daha samimi. Benim gibi çok konuşkanlar. Bu tür otellerde görülen az samimiyet, az sohbet benlik değil. Umarım herkes kendine uyana kavuşur. Denemeden bilemezsiniz. Ben artık eminim mesela. “Kendini bil, kendini tanı” dedikleri bu olsa gerek.

Bir sonraki yazı işte o samimi, çok konuşkan, çok sevdiğim bir yerden olacak.

İlginizi çekebilir: Zaman dilimine biraz yaban mersini: Yeşilyurt Köyü, Assos, Kadırga Koyu, Manici Kasrı

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Cengizoğlu: Uplifers yolculuğuna pandemiden önce gezdiklerimi aktarmak icin başlamıştım. Daha sonra malum bu gezme süreci aksayınca izlediğim, okuduğum ya da gördüğüm bir şeyden etkilenerek bir şeyler yazma serüveni başladı. Olay sadece gezmek değilmiş ki; kelimeler bir yerlere sürükledi diyorum şimdi... İlham mi deniyor buna bilmiyorum ama yazıya dökülecek bir konu, bir olay, çekiyor seni yazmaya diyelim. Uplifers ailesinde yazmaya devam ediyorum bu yüzden seve seve .. Hepimize bol okumalar!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale