X

Çok kararsızım ne yapmalıyım? Karar verme sürecini kolaylaştıracak öneriler

Daha önce hiç kendinizi çok da önemli olmayan bir karara takılırken veya herhangi bir şekilde karar vermekten kaçınırken bulduğunuz oldu mu? Diyelim ki aralarından seçim yapabileceğiniz birkaç seçeneğiniz ve bir avuç dolusu takıntınız var. Başka şeyler kolayca dikkatinizi dağıtıyor, kendinizi bunalmış hissediyor ve nihai kararı vermekten kaçınıyorsunuz. İşte araştırmacılar bu davranışı son otuz yıl içinde defalarca kez araştırdılar ve buna “kararsızlık”, “karar vermeyi erteleme” adını verdiler.

Kararsızlık nedir?

Kabul edelim, önemli ya da önemsiz her gün yapmamız gereken çok fazla seçim var. Ve bazen karar vermek hiç kolay olmuyor. Hatta çoğunlukla kendimize “Neden bu kadar kararsızım” diye sorarken buluyoruz kendimizi. Peki kararsızlık ne demek?

Kararsızlık, en basit haliyle karar vermekte zorlanmak anlamına geliyor. Kararsız kaldığınızda iki veya daha fazla seçenek arasında bir seçim yapamaz, hatta harekete geçemezsiniz. Kararsızlık sizi arada ve belirsizlik içinde bırakır. Kendinizi bunalmış ve endişeli hissetmenize neden olur.

Bununla birlikte kararsızlık hepimizin başına gelir. Oldukça insani ve normal bir durum olsa da sürekli olarak karar vermekte zorlanmak, hayatınız üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Kararsızlık temel olarak eylemsizliğe yol açar, bu da size paraya, zamana, kaçan fırsatlara mal olur. Öz saygınız zarar görebilir, aşırı stresli ve endişeli hissedebilirsiniz. Hatta sonunda depresyona dahi yol açabilir. Peki neden zor karar verilir?

Neden karar vermekte zorlanırız?

Eğer yukarıdaki tüm betimlemeler size de çok tanıdık geliyorsa doğru yerdesiniz. Kararsızlık, hepimize bir sıkışmışlık hissi getiriyor. Bu noktada kararsızlığın olası nedenleri üzerine düşünmek, sorunu çözmede herbirimize yardımcı olabilir:

1. Çok fazla seçeneğe sahip olmak

Diyelim ki canınız tatlı bir şeyler çekti ve bir pastaneye girdiniz… Cam raflarda birbirinden güzel bir sürü tatlı duruyor. Siz de önünde düşünüp duruyor, hangisini seçeceğinize bir türlü karar veremiyorsunuz… İşte zaman zaman kararsız kalmanızın bir nedeni bu olabilir. Çok fazla seçenek varken doğru karar nedir? Ya yanlış seçeneği seçerseniz? Bunun gibi düşünceler zihninizde dönüp durabilir.

2. Mükemmeliyetçilik ve başarısızlık korkusu

Eğer mükemmeliyetçi biriyseniz muhtemelen asla başarısız olmak istemezsiniz, bunun sonucunda da kararsızlıkla mücadele edersiniz. Çünkü karar vermeyi ve seçeneklerinizi “doğru” veya “yanlış” olarak görürsünüz ve kesinlikle “yanlışı” seçmek istemezsiniz. Her zaman yakalanması zor olan “mükemmel kararı” kovalarsınız ama ne yazık ki böyle bir şey yoktur… Tüm bunlar sonuçta kararsızlığa yol açar.

3. People pleasing (İnsanları memnun etme çabası)

Sürekli kararsızsanız belki de nedeni bir people pleaser olmanızdır. Bir people pleaser, karar almadan önce her zaman başkalarını düşünür. Acaba hangisi onları daha mutlu ederdi? Peki ya siz? Sizin istekleriniz ne olacak?

Başka bir ifadeyle, insanları memnun etme önceliğine sahip biriyseniz, kararsızlık size kendisini iki farklı şekilde gösterir:

  1. Sizin istediğiniz şey ile başkalarının istedikleri arasındaki mücadele.
  2. Hangi seçeneğin başkalarını en mutlu edeceği arasındaki mücadele.

Bir randevuya çıktığınızı ve partnerinizin size nerede yemek yemek istediğinizi sorduğunu hayal edin. Siz Çin yemeği yemek istiyorsunuz ama karşınızdakinin Meksika mutfağını tercih ettiği bilgisine de sahipsiniz. Sonuçta Meksika mutfağını seçerek onu üzmeyecek bir karar alıyorsunuz… Partnerinizle, arkadaşlarınızla, çocuklarınızla ve ailenizle bu tür akıl oyunları oynamanın ilişkileriniz üzerinde de olumsuz etkileri olabileceğini unutmayın.

4. Güven eksikliği ve kendinden şüphe

“Neden bu kadar kararsızım” sorusunun bir başka nedeni de, özgüven eksikliği yaşamak ve kendinden şüphe duymak olabilir. Söz konusu kararlar olduğunda, hangi yöne gitmek istediğinizi veya gitmeniz gerektiğini bilebilir, ancak yine de kendinizi güvensiz hissedebilirsiniz. Kendinizden şüphe duyduğunuzda ve kendiniz hakkında ikinci bir tahminde bulunduğunuzda ise ertelemeye ve karar vermeyi ertelemeye başlarsınız.

5. Overthinking (Fazla düşünmek)

Overthinking, yukarıda saydığımız birçok nedenle bağlantılı olabilir. Ve tıpkı onlar gibi, karar verme yeteneğinize ciddi zarar verebilecek bir şeydir. Eğer bir aşırı düşünenseniz her olası kararı tüm açılardan inceleyebilir, “Ya şu olsaydı” döngüsüne kapılabilirsiniz. Bunun nedeni ise başarısız olma, mükemmeliyetçilik veya insanları memnun etme çabası olabilir. Aşırı düşünmenin sorunu ise büyük resme bakmayı unutmaktır.

6. Değişim korkusu

Kararsızlığın bir diğer yaygın nedeni ise değişimden korkmaktır. Çoğu insan kendi konfor alanında kalmayı sever, çünkü orası rahat ve güvenlidir. Konfor alanının dışına çıktığınızda ise bilinmeyenin içindesinizdir ve bu da her insan için bir parça korkutucu olabilir. Ama büyümek ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız değişim şart! Dolayısıyla, değişiklik istemediğiniz, ondan korktuğunuz ve statükoyu alt üst etme riskini almak istemediğiniz için karar vermekte zorlanıyor olabileceğinizi de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz.

“Çok kararsızım ne yapmalıyım”: Kararsızlık sorunu nasıl çözülür?

Peki, karar veremeyen insan ne yapmalı? Eğer kararsızlıkla mücadele ediyorsanız, bunun üzerinde çalışabileceğiniz bir şey olduğunu bilin. Yani biraz çaba ile karar verme sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Karar vermede daha iyi olmak için aşağıdaki ipuçlarından yardım alın:

  • Kararsız kaldıysanız, kendinize bir korkunuz olup olmadığını sorun. Dilerseniz düşüncelerinizi yazarak korkularınızla yüzleşin ve şu anda sizin için en doğru kararı verin.
  • Bir kararı fazla düşünmek sizi hiçbir yere götürmez. Bu nedenle düşünmek konusunda bir zaman sınırı belirleyin.
  • Seçeneklerinizi birden ona kadar derecelendirin ve hangi seçeneğin sizin için en iyi olacağını kendinize sorun. Hangisi size iyi gelecek? İçgüdülerinizi takip edin ve en yüksek puan alan kararı seçin.
  • Küçük adımlarla başlayın. Örneğin buzlu kahve mi yoksa limonata mı içmek istiyorsunuz? Bunun gibi verilecek önemsiz bir karar varsa, oradan başlayın ve zamanla daha büyük kararlar alın.
  • Kendinizi kararsızlıkla mücadele ederken bulduğunuzda “5 kuralını” uygulayın. Alacağınız kararın 5 dakika, 5 ay veya 5 yıl sonra sizin için önemli olup olmayacağını kendinize sorun. Cevaptaki zaman aralığı ne kadar kısa olursa, vereceğiniz kararın etkisi de o kadar küçüktür. Cevabınız “5 yıl” veya daha uzunsa o zaman karar hakkında düşünmek için kendinize sınırlı bir süre verin, süre dolduğunda bir karar alın.
  • Güçlü yanlarınızın neler olduğunu düşünün ve sonra bunları karar verme sürecinize nasıl dahil edebileceğinizi düşünün.
  • Çok fazla seçenek varsa, onları sadece ikiye indirmeye çalışın.
  • Hayatınızdaki güvendiğiniz bir kişiden tavsiye isteyin. Ancak yine de kararı veren siz olmalısınız, onlar değil; unutmayın.

Sonuç olarak karar vermek her zaman kolay değildir, ancak karar verme konusunda emin olun siz de herkes kadar yeteneklisiniz. Karar verme süreçlerini kolaylaştırmak konusunda adım atmaya istekli olun ve zamanla kendinizdeki olumlu değişiklikleri gözlemleyin.

Kaynaklar: psychologytoday, happierhuman

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale