Bir arkadaşınız var ve uzun süredir size Fransızca veya İspanyolca öğrenmek istediğini söylüyor. Bununla ilgili kitaplar alıyor, müzikler dinliyor, derslere kayıt oluyor, o dilde dergiler karıştırıyor ve bunların kendisini motive edeceğini düşünüyor. Ancak şimdiye kadar o dilde birkaç kelime konuşmaktan öteye gidemiyor.
Bir başka arkadaşınız ise neredeyse bir yıldır çalıştığı iş yerinden ayrılmaktan bahsediyor. Kendini ne kadar mutsuz ve tatminsiz hissettiğinden bahsediyor ve hangi işleri sevebileceğini anlatıyor. Hatta yakınlarda cv’sini bile düzenledi. Ancak henüz ortada ne bir istifa var ne de yeni iş arama çabası…
Birçoğumuzun hayatında böyle insanlar var. Hatta, hadi itiraf edelim birçoğumuz zaten bunları yapıyoruz. Kursa gitmek istiyoruz, yeni bir dil öğrenmek istiyoruz, ehliyet almak istiyoruz, tatile çıkmak istiyoruz, yeni bir yer keşfetmek istiyoruz, düzenli olarak egzersiz yapmak istiyoruz ama bir türlü olmuyor. Belki de yıllardır kendimize aynı şeyleri tekrarlıyoruz ancak bir türlü olmuyor. Neden bunları gerçekleştirmediğimiz sorulduğunda da “Vakit bulamıyorum, patronum izin vermiyor, tembellik ediyorum, aradığım motivasyonu bulamıyorum” gibi bahaneler sıralıyoruz.
Günümüzde herkes çok meşgul. Etrafımızdaki bilgi akışını, koşuşturmacayı düşününce aslında bu kadar meşgul olmamak elde değil. Ancak hepimize verilen zamanın süresi aynı ve gittikçe zor olsa da bunu kontrol etmek gerekiyor. Şöyle düşünün; herkese 24 saat süre veriliyor ve bu 24 saatlik süre içinde istediklerini yapabilen insanlar varsa, siz de bunu yapabilirsiniz demektir.
Sizin için önemli olan şeyler neler?
Dikkatli olmadığımız takdirde hepimizin etrafında dikkat dağıtan, zaman çalan şeyler var. Herkes günün 24 saatinde de bir şeyler yapmakla meşgul. Ancak hepimizin 24 saat içinde yaptığı şeylerin farklı olduğunu unutmamak lazım.
Kendinize şu soruyu sorun: Sizin için gerçekten önemli olan şeyleri yapmakla mı meşgulsünüz, yoksa zamanınızın bitmek bilmeyen vampirler tarafından çalındığını mı düşünüyorsunuz? Bunun için öncelikle hayatınızın önceliklerini sıralayın, sizin için nelerin önemli olduğunu belirleyin ve bir şeye vakit ayırmadan önce kendinize sürekli “neden” sorusunu sorun.
İlginizi çekebilir: Çok meşgul olduğunuzda sevdiklerinize zaman ayırabilmek için kendinize sormanız gereken 3 soru
Verimliliğinizi arttıracak şekilde hayatınızı nasıl organize edebilirsiniz?
Gün içinde vaktin nasıl geçtiğini ve 24 saatin nasıl bittiğini fark edemeyenlerden misiniz? İşte gün içinde önceliklerinizi belirlemenizi kolaylaştıracak bir egzersiz:
1. Elinize bir kağıt alın ve 3 bölüme ayırın
2. Birinci bölüme “Uyku – 8 saat” yazın ya da kaç saat uyku uyumanız gerekiyorsa onu yazın
3. İkinci bölüme “İş – 8 saat” yazın
4. Şimdi üçüncü bölüme alttaki her bir etkinliği ve ne kadar süre ayıracağınızı yazın:
- Yapmak zorunda olduğunuz şeyler (duş, yemek yeme, yolda geçen zaman)
- Yapmak istediğiniz şeyler (sevdiklerinizle vakit geçirme, egzersiz)
- Yaptığınız diğer şeyler (TV izleme, sosyal medyada vakit geçirme)
- Farkında olmadan vakit harcanan şeyler
Şimdi kendinize şu soruyu sormanın vakti geldi: Gün içinde iş ve uyku dışında kalan vaktinizi nasıl organize ettiğinizden memnun musunuz? Sevdiklerinizle geçirdiğiniz süre veya hobilerinizi gerçekleştirmek için ayırdığınız süre sizin için yeterli mi? Eğer bu süreler sizin için yeterli değilse bu bölümü nasıl yeniden organize edebilirsiniz? Belki sosyal medya veya televizyon başında daha az zaman geçirerek sevdiklerinize daha çok vakit ayırabilirsiniz.
Bu egzersiz, vaktimizin ne kadarını boşa harcadığımızı, aslında nasıl bunu daha iyi organize edebileceğimizi gösteriyor. Ayrıca, sahip olduğunuz zamanı organize etmek size kalmış bir şey.
Zaman kayıplarını önleyin
Hepimizin hayatında zaman kayıpları yaşanıyor. Örneğin her gün işe giderken iki saatinizi yolda geçiriyor olabilirsiniz. Bu süre, her gün kendi hayatınızdan kaybettiğiniz ve bir daha asla geri alamayacağınız bir süre. Böyle düşününce insanın canını acıtıyor değil mi? Belki de çok sevdiğiniz evinizden vazgeçip iş yerinize daha yakın bir yere taşınmayı gözden geçirebilirsiniz. Ya da patronunuzla konuşup haftada 1-2 gün evden çalışmayı teklif edebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Pomodoro tekniğini kullanarak zaman yönetimini öğrenmenin yolları
Ölü zamanları verimli kullanma
Her şeye rağmen yapmak zorunda olduğunuz şeyler yine de zaman kaybetmenize mi neden oluyor? Öyleyse siz de bu ölü zamanları olabildiğince verimli bir şekilde kullanabilirsiniz. Örneğin ev ile iş arasında gidip gelirken yolda geçirdiğiniz süreyi, kişisel gelişim videoları izleyerek veya bir alanda yeteneğinizi geliştirebileceğiniz videolar izleyerek geçirebilirsiniz. Arabanızı veya kullandığınız toplu taşıma aracınızı giden bir üniversiteye çevirebilirsiniz. Böylelikle her hafta 5-10 saatlik videolar veya ses kayıtları dinlemiş olursunuz. Bu, yılda 250 ile 500 saat arasında bir süreye denk geliyor!
Ya da temizlik yaparken veya yemek yaparken çocuklarınızı da işe dahil edebilir veya onların da yanınızda oturmasını sağlayarak onlarla vakit geçirebilirsiniz. Bunun gibi çözümler bulmak için aslında yapmanız gereken tek şey; yapmak zorunda olduğunuz şeyleri yaparken vaktinizi nasıl daha verimli kullanabileceğinizi düşünmek.
Zaman sizin, istediğinizi almak için onu iyi kullanın
Bir gün içinde hepimize aynı süre veriliyor. Bu süreyi en verimli şekilde kullanmak sizin elinizde. Sizin için neleri öncelikli olduğunu bilmek ve zamanınızı buna göre organize etmek, hayatınızda çok belirgin değişiklikler yaratabilir. Şunu unutmayın; düzene koyduğunuz şey sizin kendi hayatınız, bu yüzden sizin için en çok işe yarayan şey neyse onu yapın.
Kaynaklar:
Lifehack
Forbes
Zenhabits