Wellness sektörü, son dönemlerde bireylerin fiziksel ve zihinsel iyilik hallerini desteklemek adına çarpıcı bir büyüme sergiliyor. Her ne kadar bu büyüme pek çok girişimciye cazip gelse de bu sektöre adım atan çoğu girişim başarısızlığa sürükleniyor. Çeşitli wellness şirketleri, sürdürülebilirlikten yoksun iş modelleri ve tüketicinin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı eden stratejilerle hedefinden sapıyor. Diğer sektörler için de geçerli olan bu sapmayla birlikte, wellness sektörüne özel başarısızlık sebepleri de açığa çıkıyor. Bu yazımızda, hızla gelişen bu sektördeki başarısızlık döngüsünün ardındaki temel sebepleri derinlemesine inceliyoruz.
Wellness şirketleri neden başarısız oluyor?
Her yeni girişim, atıldığı sektörün pazarına bağlı olarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin ardında uygun iş modeli, tüketici ihtiyaçları ve sermaye gibi faktörler bulunuyor. Çoğu wellness şirketi de bu faktörlere bağlı kalarak ilerlemeye çalışsa da bu şirketler çeşitli nedenler sonucunda başarısızlığa sürüklenebiliyor. İşte, çoğu wellness şirketinin uzun soluklu olamamasının ardındaki beş temel neden:
Somut bir getiri tanımlamamak
Çoğu wellness şirketi, geliştirdiği hizmeti veya ürünü sergilerken ölçülebilir ya da tanımlanabilir bir sonuç sunmuyor. Bir başka deyişle, bu şirketler somut bir hedef geliştirmeden pazarda diğer şirketlerle rekabet etmeye çalışıyorlar. Örneğin, ‘’mental sağlığı iyileştirmek’’ gibi belirsiz sonuçlar tüketiciyle paylaşıldığı zaman tüketiciler bahsi geçen ürün/hizmet ne kadar gelişmiş olsa da şirkete karşı ilgi göstermiyor.
Bu sektörde net bir hedef belirleyen şirketler ayakta kalabiliyor. Kalıplaşmış ve somutluk taşımayan getiriler sunmak yerine belirsizliği kırmak gerekiyor. Örneğin, pek çok insan ‘’%30 daha az saç dökülmesi’’ gibi net bir getiri sunan şirketlere yöneliyor. Bu tarz hedefler belirlemiş olan ama vasat bir hizmet veya ürün sunan şirketler, son teknolojilerle çalışan fakat net bir hedefi bulunmayan şirketlere göre başlangıçta daha büyük bir kitleye ulaşıyor. Kısacası, ürün kalitesinden önce belirgin sonuçlar ortaya koyan şirketler kazanıyor.
Kullanıcıdan davranış değişikliği talep etmek
Wellness çözümleri, kullanıcıların mevcut davranışlarını tamamen değiştirmelerini talep ettiği zaman başarısızlığa sürükleniyor. Pek çok şirket, hizmetlerini ve ürünlerini sektördeki profesyonellere göre tasarlıyor. Bu durum sonucunda da sektörde yer almayan insanların alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştirmesi gerektiriyor. Bu köklü değişim, tüketicilerin günlük rutinlerini zor ve zahmetli bir hale getiriyor. Bu beklenen davranış değişikliği sonucunda da tüketiciler wellness şirketlerinden uzaklaşmaya başlıyorlar.
Mevcut inançlara bağlı kalmamak
Çeşitli sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de bazı faktörlerin etkinliğine dair toplum genelinde oluşmuş bir güven bulunuyor. Örneğin, popüler diş macunu markaları yeni ürünlerini kömür ve neem gibi içeriklerle piyasaya sürüyorlar çünkü bu içeriklerin aktifliğine dair yaygın bir güven söz konusu. Wellness şirketleri, bu örnekte olduğu gibi genel güvenden uzaklaştıkları zaman başarısızlığa sürükleniyorlar.
Güven, bir şirketin ürününün faydasını insanların halihazırda inandığı bir şeye dayandırmasıyla oluşuyor. Bir başka deyişle, çoğunluk tarafından kabul edilen inançlara ve değerlere bağlı kalmamak girişimlerin sonunu getiriyor.
Fonksiyonel zihinsel modelleri ihlal etmek
Bazı wellness şirketleri, tüketicinin zihninde kurulma olasılığı olan bağlantıları göz ardı edebiliyor. Bu durum sonucunda da başarısızlık açığa çıkıyor. Örneğin, tüketiciler bir şirketin aynı anda hem kaliteli fitness ekipmanları hem de iyi besin takviyeleri sunabileceğini düşünmüyor. Bu örnek, insanların bir şirketin tek bir alanda uzman olduğunu görme isteğini somut bir şekilde anlatıyor.
Bir şirket birden fazla wellness çözümünde lider olmaya çalıştığı zaman sona yaklaşıyor. Bu durumun önüne geçmek adına sektördeki şirketlerin tek bir alana yoğunlaşması büyük önem taşıyor.
Değer teklifini aşırı abartmak
Pek çok wellness girişimi, ilk satışlarını gerçekleştirmek için ürünlerinin veya hizmetlerinin sonuçları hakkında aşırı vaatlerde bulunuyor. Bu vaatlerin karşılanmaması sonucunda tüketicilerin güveni kırılıyor ve tekrar satın alma oranı düşüyor.
Ürünleri veya hizmetleri hakkında sunabileceklerinden çok daha büyük ve hayali getiriler açıklayan şirketler günün sonunda iflas bayrağını çekmeye yaklaşıyor. Bu nedenle, geliştirilen çözümlerin doğurabileceği sonuçlar hakkında her zaman gerçekçi ve açık olmak gerekiyor.
Wellness şirketlerinin başarılı bir şekilde yollarına devam edebilmeleri için tüketicilerin sağlıklı yaşamı ve iyilik halini nasıl algıladıklarını fark etmeleri büyük önem taşıyor. Bu algı mekanizması temelde somut sonuçlara, davranış değişikliğine ve inanç noktalarına dayanıyor. Şirketlerin bu üç temel parametreyi göz önünde bulundurması sonucunda pazarda sağlam bir konum inşa ediliyor.
Kaynak: Entrepreneur, WellSteps, Deloitte
İlginizi çekebilir: Başarısız olmuş mental sağlık girişimleri