dummy

Çocukluk yaralarımızı sararak ilişkilerde iyileşmek mümkün mü?

Hepimizin çocukluğunda güzel anılar kadar üzücü olaylar, travmatik durumlar da olduğu kesin. Doğduğumuz andan itibaren kendimizi tanımaya, diğer insanlarla kaynaşmaya başlıyor ve iyi-kötü birçok deneyim biriktiriyoruz. Tüm bu yaşadığımız deneyimlerin büyümemize katkı sağladığı su götürmez bir gerçek ancak bazen bu deneyimler bizi büyütürken bir yandan da içimizde kapanmayan yaralar açabiliyor ve çocukluk travmaları hayatımızda derin bir yer kaplayabiliyor.

dummydummy

Çoğumuzun yaşamda yüzleştiği korkuların altında belki de yıllar önce yaşanan bir olaydan beslenen irili ufaklı travmalar bulunabiliyor. Terk edilmekten korkmak, sevmekten / sevilmekten korkmak, insanlarla yakınlaşmaktan korkmak, aşık olmaktan korkmak, konfor alanından çıkmaya korkmak, değişimden korkmak veya çok daha fazlası… Tüm bu korkular, yaşamımızda ilerlemek istediğimizde bizi geride tutabiliyor. Belki de uzun yıllardır içimizde taşıdığımız için varlıklarını, kökenlerini unuttuğumuz yaralar; bizim, hayatımızın, tüm sistemimizin ayrılmaz bir parçasıymış ve onlarla yaşamak zorundaymış gibi hissetmemize neden olabiliyor. Oysa ki bu yaralardan iyileşmek, büyümeye, gelişmeye, ilerlemeye devam etmek için hepimizin cesaret gösterip atması gereken büyük bir adım.

Kendimizi kişisel gelişime ve ruhsal uyanışa adadığımızda o çocukluktan beri içimizde taşıdığımız ve bizi birçok şeyden geride tutan yaraları birer birer bulup iyileştirebiliriz. Yaraların tüm katmanlarını soyup sonunda özümüzü şifalandırabiliriz. İçimizdeki kırık parçaları alıp kendi bütünümüzü çok daha güçlü bir şekilde yaratabiliriz.

Başkalarıyla olan ilişkilerimizi etkileyen, sevgi anlayışımıza balta vuran, belki de kendimizi değersiz hissetmemize neden olan o korkular, yaralarımızın en güçlü eseri gibi görünüyor olsa da biz yaralarımızdan çok daha güçlüyüz ve onları iyileştirerek korkularımızdan arınabiliriz. Belki karşılık bulamamış çocukluk ihtiyaçlarımız, ebeveynlerimizin sevgisizliği, ilkokuldaki zorba arkadaşlarımız, büyüdüğümüz anlayışsız ortamlar veya çok daha fazlası, bugün insanlara yaklaşmamızı, güçlü bağlar kurmamızı, dolu dizgin aşk yaşamamızı, daha büyük başarılar elde etmemizi, değişimden korkmadan ilerlememizi engelliyor olabilir. Öyleyse, artık tüm bu döngüyü yıkmanın, yaraları iyileştirmenin tam zamanı.

1. Kendi içinizdeki sevgi yuvasını keşfedin

Kendinizle daha derin bir bağ kurmaya başladıkça doğal olarak başkalarıyla da daha derin bağlantılara sahip olacaksınız. Sevgiyi, güveni, rahatlığı, konforu kendi dışınızda aramayı bıraktığınızda; tüm bunları önce kendi içinizde bulabildiğinizi gördüğünüzce ve öz sevginizi beslediğinizde her şeyin kendi içinizde başladığını fark edecek ve özünüzden aldığınız sevgi ve güvenle önce kendinize; sonra diğer insanlara bağlanabileceksiniz. Önce içinizdeki yuvayı besleyin; kendinizle baş başa kalın, gözlerinizi kapatın, her şeyden, herkesten uzaklaşın ve gözlerinizi yalnızca kendi içinizde açın. İçinizdeki yuvada kendinizi sevmeyi öğrendikten sonra başkalarını da sevebilecek, sevgiyle sardığınız iç yuvanızı başkalarına da açabileceksiniz.

İlginizi çekebilir: Öz sevgi ile mutluluğun kapısını aralayın: Mutluluk dışarıda değil, içeride

2. Kendinizi doğada topraklayın

Doğanın iyileştirici gücünü hafife almayın. Uçsuz bucaksız evrende her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu; doğanın, ihtiyacımız olan en önemli güç olduğunu fark edin. Size birlik ve aidiyet duygusunu yaşamanız için fırsat veren doğada kendinizi bulun. Temiz havayı çekebildiğiniz kadar derinlerinize çekin. Toprağa, kuma, suya dokunun. Güvenle doğaya bağlanmak için kendinizi ona açın ve yalnız olmadığınızı fark edin.

İlginizi çekebilir: Ekoterapi: İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin iyileştirici gücü

3. Kendinizi rahatlatmak için kendi yollarınızı bulun

Her şey herkesi rahatlatmaz; kimi bir fincan çayla, kimi doğada yürüyüşle kendini sakinleştirir, huzur bulur. Siz, kendi rahatlama yöntemlerinizi keşfedin. Uzun, sıcak bir banyo; dinlendirici bir meditasyon, huzurlu nefes egzersizleri, sevdiğiniz bir kitap, kristaller, sakin bir şarkı veya herhangi başka bir şey… Sizi rahatlatan, iyi hissettiren, sinir sisteminizi yatıştıran eylemleri bulmak için zaman ayırın. Kendinizi tanıyın ve size en iyi neyin geldiğini bulun. İster günlük tutun, ister dua edin, ister yüzün, ister hiçbir şey yapmadan yalnızca penceren dışarıya bakın. Kendinizi ne yaparken rahatlamış hissediyorsanız onu yapmaya zaman ayırın.

4. Tüm duygularınızla yüzleşin

Size iyi hissettiren duyguları bağrınıza basıp olumsuz duygularınızı kapının dışında bırakmayın. Böyle yaptığınızda, onları yok saydığınızda, onlar yok olmuyorlar; aksine sizi belki de ileride daha çok zorlayacak bir zamanda yüzeye yeniden çıkmak için bekliyorlar. Onları dışlamayın; olumlu-olumsuz tüm duygularınızı kabul edin ve onlarla yüzleşin. Size acı veren duygular da olsalar, anlayış, sevgi ve şefkatle onları karşılayabilirsiniz. Çünkü, ancak siz kendi içinizdeki ışığı alıp karanlık duygularınızı dönüştürme gücüne sahipsiniz. Olumsuz duygularınızdan kaçınmak veya görmezden gelmek, onları yalnızca yoğunlaştıracaktır. Bunun yerine, dikkatli olmayı ve bu duygularla yüzleşmeyi deneyin.

5. Olumlamaların gücünden faydalanın

Yaralarınızı dönüştürmek, yıllarca sizi esir almış olumsuz düşünceleri artık bırakmak ve onlardan özgürleşmek için olumlamaların gücünü kullanın. Artık güvende olduğunuzu, kendinizi sevdiğinizi, sevildiğinizi, değer görmeyi hak ettiğinizi, tüm iyiliklere, güzelliklere layık olduğunuzu kendinize söyleyin. İster yazın, ister yüksek sesle tekrarlayın: İyisiniz, değerlisiniz, sevilmeyi hak ediyorsunuz, güvendesiniz… Size ne iyi hissettiriyorsa; yalnızca onu dilinize, kalbinize yerleştirin.

İlginizi çekebilir: Hayatınızı daha huzurlu ve mutlu yaşamanızı sağlayacak 52 pozitif olumlama

6. Dersinizi alın ve orada bırakın

Neden ve ne zaman olduğunu bile bilemediğiniz bir yarayı bulmak, iyileştirmek, kaynağına inmek, sizde travma etkisi yaratmış o anı hatırlamak zor olabilir; çoğu zaman gerçekte belki de o an için anlamsız görünen bir şeyi hatırlamakta güçlük yaşayabilirsiniz ama sizi derinden sarstığını ve bugününüzü etkilediğinizi bilirsiniz. Öyleyse, kendinizi üçüncü bir şahıs olarak hayal edin. Öğrendiklerinizin bir listesini yapın, o yara sizi ne öğretmiş olabilir. Not edin, hepsini bir kenara yazın ve ondan ders aldığınızı, ondan öğrenmeniz gereken, çıkarımlar yapmanız gereken bir şeyler olduğunu düşünün. Dersinizi alın ve artık o yarayı, size öğrettiklerini bırakıp yolunuza devam edin.

7. Kendinize iyi baktığınızdan emin olun

Sizi zorlayan duygularla baş başa kaldığınızda, yarattığı stresle baş edebilmek için sağlıklı olmanız şart; üstelik her anlamda. Fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığınız için kendinize çok iyi bakmanız gerektiğini unutmayın. Yeterli ve dengeli beslenin, uykunuzu iyi alın, egzersizlerle bedeninizi güçlendirin, zihninize, ruhunuza iyi gelen pratikleri yapın; kötü alışkanlıklardan uzak durun. Alkol veya madde kullanımı olumsuzluklarla baş etmek için başvurulacak bir yol değildir, unutmayın. Bütüncül sağlığınıza çok iyi bakın.

Çocukluk yaralarınızı iyileştirerek kendinizi gelişime açmak için yukarıda değindiğimiz her şeyi yaşamınızda uygulayabilir; tümünden faydalanmak için bir terapist ile beraber çalışabilir, kendinizle baş başa kalmanıza yardımcı olacak meditasyon, yoga, mindfulness gibi çeşitli pratiklerden faydalanabilir, öz bakım ve öz sevgi alıştırmaları yapabilir, günlük tutabilir, güvenli alan için ilişkilerinizde sağlıklı sınırlar inşa edebilir, kendi ihtiyaçlarınızı gözlemleyebilir, destek gruplarına katılabilirsiniz. En önemlisi, tüm iyileşme sürecinde kendinize karşı nazik davranmayı ve sabırlı olmayı unutmayın. Yıllardır içinizde taşıdığınız yaralar, bir günde iyileşemez ama zamanla şifalanabilir. Acele etmeyin, duygularınızı kontrol ederek, kendinizi gözlemleyerek ilerleyin ve ne olursa olsun kendinize verdiğiniz değeri, gösterdiğiniz sevgiyi azaltmayın.

İlginizi çekebilir: Geçmişi affedin, olumsuz duyguları serbest bırakın

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp