dummy

Çocukluğunuzdaki özgürlük aslında hala içinizde: Onaylanmamaktan korkmayın

Kendi kabuğumuza çekildiğimiz bugünlerde daha küçük yaşlarımda sahip olduğum bir düşünme tarzını hatırladım. Onaylanmaya ihtiyacımız yok.

dummydummy

İnsan büyüdükçe, çevresindeki insan çeşitliliği arttıkça kendini kalıpların içine sokmaya çalışıyor. O kalıplara sığmayınca ya da dolduramayınca da anksiyeteler, depresyonlar, bağlanamama hissi çıkıveriyor. Oysa ki, çocukken canımız ne istiyorsa onu yapar, sonra da kalkıp “özgürce yaptım, çünkü böyle hissettim ya da böyle istedim” diyebilirdik.

Ne değişti? Bu onaylanma ihtiyacı sahi nereden geldi? Ne oldu da böyle dışarıya içeriden daha bağımlı olduk? İnsanların sosyalleşme ihtiyacı, sosyalleşirken çok iyi denilen yerlere yakın durarak, yok kötü denilen yerlerin önünden geçmeyerek şekilleniyor. Peki buna kim karar veriyor? Karar veren merci ile bizim hayata karşı bakışımız ne kadar uyumlu? Asıl kilit soru ise, toplumdaki genel geçer kurallara kendi ruhumuzdan daha bağlı olmak akıllıca mı?

Uygulamada henüz fark etmemiş olsak da (zaman alabiliyor) teoride hepimiz özeliz ve her birimiz birbirimizden farklı tatlara ve dokulara sahibiz. Bu dokular kısa bir sürede değil, yıllarca tecrübelerimizin işlediği ilmeklerle bir araya geldi. Yaşadığımız her milisaniyenin karakterimizde bir karşılığı var ve yaşadığımız her an sadece bizim gözümüzden bakıldığında anlamlı. Kimsenin hayatını uzaktan bakarak anlayamayız, kimse de bizim hayatımızı anlayamaz. Attığımız her adımın sorumlusu yalnızca biziz.

“Sebeplerimi bilmiyorsan, seçimlerimi yargılama.” 
Charles Bukowski

Sanılıyor ki herkes aynı şeye inanmalı, itaat etmeli, birbirine benzemeli, bu toplumsal bütünlüğün temeli falan filan. Hepimiz birbirimize benzeyeceksek, neden farklı fiziksel özelliklere sahibiz? Kendimizle ilgili, hatta evrenle ilgili bütün soruların karşılığı doğada mevcut. Farklı parmak izlerine sahip olmamızın bir sebebi var. Anlayacağınız evrende inanılmaz büyük gizemler yok aslında, sadece bakmayı bilmek gerekiyor. Gözlerimizi açmak için de şunu kabullenmeliyiz, kimseyi kendi değer yargılarımıza göre yorumlayamayız, bizim yaşadıklarımız bize, onun yaşadıkları ona, herkes kendi bacağından.

Doğumdan ölüme kadar olan süreç aslında tamamen kendi doğanı, kendi ruhunu tanıma yolunda seçimler yapma ve bu seçimlerin sonuçlarını yaşama üzerine kurulu. Yaşamı anlamak için ölümü anlamak gerekiyor diye düşünüyorum. Bütün canlı hayatın ömrünün sınırlı olduğu bir dünyada birinin senin için diktiği hayatı üzerine giyip var olmak mı, yoksa en sevdiğin elbiseni giyip salına salına var olmak mı?

Peki ya sonsuz ruh, ölmeyen ve sonsuz olan tek parçamız? Asıl ben? Ben dediğimiz şey beden midir, zihin midir, yoksa ruh mudur? Beden ölüyorsa, zihin çevre tarafından şekillendirilebiliyorsa, o zaman biraz ruhumuza yer açmamız gerekmez mi? Ruhumuzun isteklerine, nasıl tatları sevdiğine bakıp onu biraz doyurabilirsek, beden ve zihin de buna hizmet etmez mi?

Hayat onaylanmak adına birilerini ya da bir şeyleri beklemek için çok kısa, zaman illüzyon. En sevdiğimiz şeyleri yapıp, aynı zamanda çeşitliliğin parçası olabilecekken, girdiğimiz kalıpların içerisinden dışarıya bakıp kaybettiğimiz zamanlara üzülmek için her birimiz fazlasıyla özeliz. Yeni yaşımdaki niyetim, olmak üzere geldiğim ve olmaktan memnun olduğum ben olmak ve onaylanmamayı onaylamak.

İlham olması dileğiyle.

İlginizi çekebilir: Hayatı kaçırmamak için: Akışta olmanın mucizesi

Gizem Demirci: Selamlar, Ben Gizem, Hollanda'da ikamet etmekteyim. Hayat akışım dünyanın birçok yerinde yaşamamı, birçok farklı işle uğraşmamı sağladı. İspanya'da, İtalya'da, Almanya'da ve son olarak Hollanda'da yaşayıp; hemşirelik, mimarlık, iç mekan tasarımı, danışmanlık ve son olarak ürün tasarımcılığı ile uğraştım. Çok yönlülüğüm ve akış veni aynı zamanda birçok ruhsal, fiziksel ve mental öğretilere de yakınlaştırdı. Bunların arasında yoga, qigong, mindfulness ve tabii ki meditasyon var. Bu ruhsal yolculuğum beni sonunda bütün öğretilerin atası olan Falun Dafa disipliniyle buluşturdu. Yolculuğumun hiç bitmeyecek olması gerçeği aklımda; kendimle, hayatla, evrenle ilgili sorularımı ve cevaplarını sizinle de paylaşmak için buradayım. Umarım yazılarımı okurken eğlenir, soru sorar ve cevap arasınız. Herhangi bir konuyu derinlemesine konuşmak için bana ulaşmaktan çekinmeyin. Sevgiler!

Stressiz yolculuk hazırlığı: Tatil valizinde mutlaka olması gerekenler

Tatil zamanı geldiğinde içimizin coşkusu tavan yapsa da birçoğumuz bu heyecanı baskılayacak bir stresle karşılaşabiliyoruz: O da valiz hazırlama! Kimini hiç strese sokmayan, son gece şipşak hazırlanan tatil valizi, kimileri için günler öncesinden kaygı verici bir hadiseye dönüşebiliyor. “Ne lazım olur acaba” düşüncesiyle fazlaca eşya doldurmak ve hiçbirine tam anlamıyla ihtiyaç duymamak aslında oldukça zorlayıcı bir konu. Oysa anahtar, fazlalıklardan kurtulup gerçekten işe yarayan, hayatı kolaylaştıran ürünleri seçmekte…



Seyahat için gerekli belgeler

Kimlik, ehliyet, yurtdışına seyahat ediyorsanız pasaport, varsa seyahat sağlık sigortası belgeleri, biletler, kısacası yolculuk için gerekli tüm kağıtları ilk iş hazırlayın. Havaalanında sıkıntı yaşamamak veya kimlik/ehliyet gerekli olan yerlerde paniğe kapılmamak için tüm gerekli belgeleri bir yerde toplu tutun. Cüzdanınızı, banka ve kredi kartlarınızı da unutmayın. Bunları herkes bilir diyebilirsiniz ama işler biraz karıştığında canınızın sıkılmaması için biz de ilk madde olarak eklemek istedik.

Yolculuk konforunu artıran eşyalar

Tatil sadece varış noktasıyla değil, yolculukla da başlar… Uzun yola çıkıyorsanız ya da seyahatiniz boyunca konforunuzdan ödün vermek istemiyorsanız boyun yastığı, yolda uyumayı seviyorsanız göz bandı, yol tutuyorsa mide bulantısını önleyecek bir ilaç mutlaka yanınızda bulunmalı. Yolda telefonunuzdan ya da tabletinizden bir şeyler izlemeyi seviyorsanız yanınıza telefon tutuculardan da alabilirsiniz. Ancak hatırlatmaya gerek yok ama biz yine de söyleyelim, şoför sizseniz bu maddeyi es geçebilirsiniz.

Uygun kıyafet, ayakkabı ve aksesuarlar

Tatil boyunca muhtemelen sadece birkaç kere giyeceğiniz veya hiç giymeyeceğiniz kıyafetleri valizinize koymayın. Bunu kolayca yapmak için öncelikle gideceğiniz yerin hava durumunu ve çevresel şartlarını önceden öğrenin. Ardından tatil programınıza bakarak neler giyeceğinizi tek tek tespit edin. Kombinlerinizi önceden yapmak size tatilde de hız ve kolaylık sağlar.

Güneş koruyucuları

Yaz tatilinde en fazla dikkat edilmesi gerekenler konulardan biri de güneş ışınları. Güneşe kendinizi tamamen teslim etmeden önce mutlaka önlemlerinizi alın. Bir yaz tatili valizinin içerisinde mutlaka olması gereken şey, yüksek koruyucu özelliği olan bir güneş kremi. Ve tabii ki şapka ve güneş gözlüğü.

Kişisel bakım ürünleri

Bakım rutininizi sürdürmek, tatilde daha iyi hissetmenizi sağlar. Diş fırçası, diş macunu, şampuan, sabun, vücut losyonu, parfüm, deodorant, ağız suyu, tarak, ped, lif, tırnak makası, cımbız, tıraş-ağda malzemeleri gibi temel hijyen malzemelerini yanınıza almayı unutmayın. Ve tabii ki Yeni Dyson Supersonic r™ Saç Kurutma Makinesi’ni. Tatilde saçlarınızın kabarmasına, nemden ağırlaşmasına ya da oteldeki yetersiz makineyle uğraşmanıza hiç gerek yok.

Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi, Dyson’ın bugüne kadarki en güçlü ve en hafif saç kurutma makinesi olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda, kuaförler için üretilen profesyonel bir saç kurutma makinesi. Yani profesyonel saç şekillendirmesini bu yaz valizinizde sizinle her yere götürebilirsiniz.



Bu yaz saçlarınız elektriklenmesin: Yaz ışıltısı evet, kabarıklık hayır

Yaz aylarında sıcak hava, nem ve hava değişiminden etkilenen saçların kabarmaya ve elektriklenmeye daha meyilli olduğu bir gerçek. Havayı kontrol altına alamazsınız, neyse ki saçlarınızı kontrol altına almak Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi ile artık daha kolay

Daha pürüzsüz ve daha parlak bir görünüm için elektriklenmeyi %46’ya kadar azaltır*. Hem de aşırı ısı olmadan. Üstelik akıllı başlıkları, makinenize taktığınız anda en son kullandığınız ayarları hatırlayarak ısı ve hız ayarlarını otomatik yapar.

‘Hafiflik’ bu tatil hem valizinizde hem de saçlarınızda

Dyson Supersonic™ saç kurutma makinesinden yüzde 30 daha küçük, yüzde 20 daha hafif ve manevra kabiliyeti daha yüksek olan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizde seyahat boy bir saç kurutma makinesi kadar yer kaplarken, elinize aldığınızda kuaför salonu hizmeti sunar. Üstelik aşırı ısı kaynaklı hasar olmadan! Yani, hafiflik bu yaz hem valizde hem de saçlarda.

Hızlı kurutma, daha pürüzsüz ve daha parlak sonuçlar sunan Dyson Supersonic r™ tatil valizinizin vazgeçilmezi olacak. Dahası, uzmanlıkla ayarlanan akıllı başlıklar da en iyi performans için yanınızda. 

Bu yaz tüm kombinlerinizde şıklığınızı tamamlayacak saçlar için tercihiniz profesyonellerin tercihi Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesi olmalı. Hemen tıklayın ve stressiz bir yolculuk için tatil valizinizde mutlaka olması gereken Dyson Supersonic r™ saç kurutma makinesini yakından keşfedin.

*Havayla kurutmaya kıyasla.

Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp