Doğru yapıldığı sürece her türlü gezi, müzeler ve sanat galerileri dahil, bütün yaş grupları için eğlenceli olabilir. Çocukları deniz kıyısında bir tatil beldesine götürmekte sakınca görmeyiz; ama ya kalabalık bir metropol merkezinde çocuklarla gezmek mümkün mü?
Elbette gezilere küçük çocuklar dahil olunca önceden iyi bir planlama ve gezinin temposunu düşürmek gerekiyor; ama öte yandan bizim şöyle bir bakıp geçtiğimiz yerler, çocuklar için bir mucize; bu da unuttuğumuz hayret etme ve merak duygularımızı bize hatırlatıyor.
Şehir gezilerini planlarken
Gitmek için en ideal zamanı seçin. Araba koltuğunda veya pusetinde uyuyabilir mi? Öğle uykusu için yatağını arar mı? Çocuklar genelde erken kalkarlar. Sabah saatlerinde çıkılacak bir gezinin ardından öğle uykusu için eve dönebilirsiniz. Gezmek istediğiniz yere nasıl gideceğinizi planlamak en güzeli. Çocuklar kalabalıktan pek hoşlanmaz. Toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız yoğun ve trafik olan saatleri tercih etmeyin. Gitmek istediğiniz yerin o gün açık olup olmadığını, açılış saatlerini önceden kontrol edin.
Gezmek için en uygun yeri seçin. Yetişkinlerin ilgisini çeken yerler küçük çocuklar için de çekicidir. Sadece küçük gezginlerin bizden daha sabırsız ve gürültücü olduklarını unutmayın. Uzun süre sırada beklemeye veya çıt çıkmayan sessiz yerlere pek uygun sayılmazlar. Müzede bir konser iyi bir seçim olmayabilir. Fakat bahçesi bulunan bir arkeolojik müze hem onların dokunması hem de serbestçe yürüyebilmesi açısından çok daha iyi bir seçim olur. Gezileri basit ve kısa tutmak önemli. Günde bir müze veya hayvanat bahçesi, ünlü bir caddede gezinti ve sanat galerisi ardından yemek molası o gün için yeterlidir.
En gerekli eşyalar yanınızda bulunsun. Çocuğun tüm eşyalarını yanınıza alıp birkaç çanta taşımayın. Şehirde gezmenin en güzel yanı suyu, yiyeceği, ıslak mendili her köşe başında bulabilir olmak. Olmazsa olmaz eşyalar yanınızda bulunsun; altını değiştirmek için gerekenler, iki takım kıyafet, favori 1-2 oyuncak, bekleme esnasında atıştırabileceği sağlıklı birkaç yiyecek yeterli.
Geziye uygun bir bebek arabası alın. Küçük, hafif, kolaylıkla katlanabilir olsun. Eğer çocuğunuz kısa mesafeleri yürüyebiliyorsa ve elinizi tutuyorsa bebek arabasına hiç gerek yok. Yürümeyi tercih etmiyorsa veya henüz küçükse sırta veya kucağa takılabilen, sling veya kanguru tarzında bir bebek taşıma aracı da yeterli olur. Bazı müzeler bebek arabasını içeriye almanıza izin vermeyebilir, önceden sorup öğrenmenizde fayda var. Şehrin bazı ara sokakları bebek arabası kullanmak için dar ve kalabalık olabilir, kaldırımlar yeterli olmayabilir özellikle hafta sonları ve özel günlerde. Toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız, kapıdan geçmeme ihtimaline karşı yedek bir planınız bulunsun.
Çocuklarla şehri gezerken
En küçük aile ferdinin hızında gezin. Çocuğunuz empresyonist bir tablo karşısında büyülenmiş bir şekilde kalakaldıysa bunu kutlayın! Yan taraftaki başka bir eseri daha çok sever diye oradan oraya çekiştirmeyin.
Sık sık mola verin. Bez değiştirmek, süt içmesi veya sadece sarılmak için uygun yerlerde durun ve ufaklığın baterilerini şarj edin. Çocuklarla ilgili mekanlarda, müzelerde veya hayvanat bahçelerinde, hatta alışveriş merkezlerinde emzirmek ve bez değiştirmek için uygun odalar yeralır. Hiçbiri yoksa bir kitapçıyı veya sakin bir otel lobisini kullanabilirsiniz.
Planlarınızda esnek olmaya hazır olun. Mutlaka o restoranda yiyeceğiz diye tutturmayın; eğer masa için bir saat beklemek gerekiyorsa veya etraf çocuklara uygun değilse plan B, C hatta D’ye geçin. Çocuk oyun parklarının gücünü hafife almayın! Parkların yanından geçerken kısa da olsa mola verip çocuğun koşturmasını ve enerjisini atmasını sağlayın.
Tüm çabalarınıza rağmen başarılı bir gezi olmuyorsa dönüş yoluna geçin. Biz yetişkinlerin bile iyi veya kötü günleri olabilir. Yenilgiyi kabullenmeyin, ama gezinizi başka bir güne erteleyin. Derler ki, çocukla gezmek bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını bilemezsiniz. Yola koyulurken siz en güzelini düşünün.