Çocuklarla iletişimde günün en önemli dakikaları ve onları dönüştürecek cümleler
Hayat küçük anlardan oluşuyor. Özellikle de en sıradan, en acele ettiğimiz anları görmezden geldiğimizde hem kendimiz hem çocuğumuzun üzerinde etkisi büyük oluyor. Bir tatminsizlik hissi, ilişkide istediğimiz yakınlığı bulamama, bir yavanlık hissi…
Mindfulness hayatın tam içinde derim hep, abartmıyorum. Öyle;) Bu okula geç kalmasın, karnı doysun, ödevleri bitsin, uykusunu alsın niyetiyle geçen anlar, ağzımızdan çıkanlar bambaşka etkiler yaratabiliyor. Bu etkiler genellikle çok da istemediğimiz şekilde oluyor.
Özellikle o anlarda işinize yarayacak, gününüzü anlamlı hale getirecek, çocuğunuzla aranızdaki bağı güçlendirmenizi sağlayacak birkaç öneride bulunmak istedim. Çok uzun sürelere de ihtiyaç yok. Her bir dönem için 2-3 dakika yeter de artar bile;) Bir deneyin bakalım neler olacak:)
Çocuklar için mindfulness
Sabah o uykudan uyanıp da gözlerini dünyaya açmaya başladıkları ilk dakikalar:
Acele acele uyandırıp, “Haydi, geç kaldın! Çabuk! Hızlı ol biraz!” gibi şeyler demek yerine:
- Gel bir-iki dakika yan yana uzanalım.
- Sana sarılarak, saçını okşayarak güne başlamak ne güzel!
- Bugün hevesle beklediğin ne var?
…gibi cümleler kurabiliriz.
Okuldan eve geldikleri dakikalar (veya senin işten eve geldiğin dakikalar. Burada önemli olan dışarıdaki hayatın bitip evdeki hayatın başlaması ve o başlangıç anı):
Uzaktan seslenmek, “Sen biraz televizyon izle, bilgisayarda oyna ben üstümü değiştireyim” veya “Bir kafamı toparlayayım, müsait olunca gelirim yanına” veya “Hemen yemeği hazırlayayım, birazdan otururuz sofraya” ya da “ödevlerini yaptın mı?” demek yerine;
- Seni görmek ne güzel. Haydi bana bugünün en güzel anını anlat.
- Canın sıkkın görünüyorsun. Biraz oturup sarılalım mı birbirimize (yumoş yumoş :))?
- Haydi gel bir şeyler atıştıralım ve günümüzü konuşalım. En iyi ve en kötü anlarını. Ne dersin?
… gibi cümleler kurabiliriz.
Günün son dakikaları, yatmaya gitmeden hemen önce:
İyi geceler dileyip odasına göndermek yerine veya “Dişlerini fırçaladın mı? Tamam o zaman iyi uykular” diye salondan seslenmek yerine ya da yatırıp, üstünü örtüp, ışığı kapatıp odadan hemen çıkmak yerine;
- Bugünün en iyi anı neydi?
- Bugünü bir düşünsen, neye teşekkür edersin? Ne için şükredersin?
- Bugünü birbirimize anlatarak paylaşmak bana çok iyi geldi. Teşekkür ederim.
- Bugün göstermiş olduğun nezakete, yaptığın iyi davranışa, o zor konuyu anlamak için gösterdiğin çabaya, güler yüzüne hayran kaldım. Seninle gurur duyuyorum
…gibi cümleler kurabiliriz.
Neden mi cümlelerden bahsediyorum? Çünkü ağzımızdan çıkan söz çok kıymetli. Ne konuşuyorsak onu gerçekleştiriyoruz. En büyük isteklerimizden biri çocuklarımızla süper yakın, sımsıcacık bir ilişki değil mi? Bana en çok gelen mesajlar bu yönde. Öyleyse, hayal ettiğimiz, istediğimiz ilişkiyi gerçek kılmaya cümlelerimizi değiştirerek başlayabiliriz. Garanti ediyorum, bambaşka bir şey mümkün olacak;)
Okullar açılmış, yeni düzenler oturtulmaya çalışılırken çocuğunuzla yakın ve sağlıklı iletişim için şöyle öneriler de hazırlamıştım:
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bir sonraki yazıda buluşana kadar Dr. Eda Uslu Instagram hesabımdan daha fazla bilgiye ulaşabilir, DM üzerinden benimle iletişime geçebilirsin…
İlginizi çekebilir: Huzurlu bir yaşam için hayatına dahil etmen gereken 7 mindful tutum