Çocuklarınızla iletişiminizi güçlendirerek gelişimlerini desteklemek için öneriler
Çocuk gelişimi; özbakım, sosyo-duygusal, bilişsel, fiziksel ve dil becerilerini kapsayan bütüncül bir süreçtir. Çocukların sağlıklı yetişmesi, fiziksel açıdan güçlü olması için dikkat ettiğimiz yeme-içme alışkanlıkları veya kaba-ince motor gelişimleri kadar duygusal ve mental becerileri için de desteklenmeleri çok önemlidir. Kendini ifade edebilen, kendine güvenen, duygularını tanımlayabilen, öfke kontrolü yapabilen ve güçlü sosyal ilişkiler kurabilen çocuklar yetiştirmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken farklı hususlar bulunur. Tıpkı yetişkinler gibi çocukların da anlaşılmaya, ihtiyaç duyduklarında destek alabileceklerini fark etmeye ihtiyaçları vardır. Kurduğunuz diyaloglarda onların duygularına alan açarak, kendilerini rahat ifade edebilecekleri güvenli ortamı sağlayarak onlarla olan iletişiminizi güçlendirebilir, aynı zamanda duygusal gelişimlerini destekleyebilirsiniz. Çocuklara yardımcı olabilmek, farklı gelişim alanlarında ilerlemelerini desteklemek ve güçlü beceriler kazanmaları için fırsat yaratmak için çocuklarla iletişim kurarken diyaloglarımıza ekleyebileceğimiz çeşitli cümleler onlara ihtiyaç duyduklarını sağlayabilir.
1.“Sana yardımcı olmak için ne yapabilirim?”
Çocuklar duygularını çok hızlı bir şekilde davranışlarına aktarırlar. Örneğin, çocuğunuz okulda bir arkadaşına kızmış ve bu nedenle eve geldiğinde alışık olmadığınız davranışlar sergiliyor olabilir. Davranış değişikliklerinin farkında olun ve altında yatan sebebi, neye ihtiyaçları olduğunu ve sizden ne beklediklerini öğrenin. İhtiyacı o an için anlaşılmak, konuşmak veya hiçbir şey yapmadan sadece anne/baba şefkatini hissedebilecekleri bir sarılma olabilir. Dikkatinizi ona verin. Davranış değişikliğinin sebebini anlayabilmek için farklı bir şeyler ile uğraşmadan onu dinleyin. İhtiyaç duyduğu o an için her ne ise sizden onu alabileceğini hissettiğinde kendini açacak ve sizinle paylaşacaktır.
2.“Bana ihtiyacın olduğu zaman burada olacağım.”
Bir şeylerin ters gittiğini fark ettiğinizde çocuğunuzla iletişim halinde olun. Her şey hemen çözülmek zorunda değil. Acele etmeyin ve sabırlı olun. Sizinle konuşmak istediğinde çocuğunuz için orada olacağınızı bilmesini sağlayın. Konuşmak veya anlatmak istemediği zamanlarda ısrarcı olmayın. Hazır olduğunda onun size gelmesini bekleyin. Konuşmadığı zamanlarda onu konuşturmak için “Ne oldu?”, “Okulda biri bir şey mi dedi?”, “Dışarıda arkadaşlarınla bir sorun mu yaşadın?”, “Biri sana bir şey mi yaptı?”, “Öğretmenin mi kızdı?”, “Arkadaşınla bir problem mi oldu?” ve benzeri yönlendirici sorular yöneltmemeye çalışın. Onun size gelmesini bekleyin. Paylaşmaya hazır olduğunda sizin orada olduğunuzu bilmenizi ona güven verecektir.
3.“Bugün seninle gurur duydum.”
Takdir edilmek, başarısının fark edildiğini görmek, yetişkinleri olduğu kadar çocukları da mutlu eder. Kendilerine olan güvenlerinin artmasına yardımcı olur. Cesaretlendirin, motive edin. İlgi alanlarını keşfetmelerini, yeteneklerini fark etmelerini sağlayın. Yaptıkları çalışmaları değerlendirin. Gözünüze oldukça basit görünen bir sanat çalışmasını “Güzel bir resim…” diyerek geçiştirmeyin. Detaylandırın. “Bu renkleri bir arada kullanmanı çok beğendim.”, “Ne kadar değişik bir çalışma olmuş.”, “Hayalinde canlandırdıklarını resme çok başarılı bir şekilde aktarabilmişsin…” gibi cümleler kurun. Gerçekten takdir ettiğinizi hissettirin.
4.“Bugün nasıl hissediyorsun?”
“Okulda bugün ne yaptınız?”, “Ödevlerini öğretmenine gösterdin mi?”, “Bugün matematikte ne öğrendiniz?”, “Öğlen yemeğini yedin mi?” ve benzeri sorular ebeveyn-çocuk diyaloglarında sıkça yer alan kalıplar arasında. Evet, akademik kaygılar veya fiziksel gelişimi etkileyen faktörlere ilişkin sorular ebeveynlerin en çok merak ettikleri konulardan. Bu soruları elbette ki sormak ve cevaplarını çocuklarınızdan beklemek çok normal, fakat diyaloglarınızın sadece bu tür sorular etrafında dönmemesi gerektiğini de kendinize hatırlatın. Duyguların önemini ve bizler için olduğu kadar çocukların da hayatında önemli bir yer tuttuğunu unutmayın. Yemek yiyip yememeleri, ödevlerini yapıp yapmamaları tabii ki önemli fakat arada nasıl hissettiklerini, neye üzüldüklerini, onları en çok neyin mutlu ettiğini de sorun. Mutluluklarını, sıkıntılarını paylaşın.
5.“Her şey iyi olacak.”
Evet, hayat hiçbir zaman kusursuz değil ve olmayacak da. Sorunlar olabilir; anlaşmazlıklar, duygu karışıklıkları, başarısızlıklar, engeller ve dahası… Önemli olan tüm olumsuz durumların bir bitiş çizgisi olduğunu ve geçip gideceğini çocuklara da öğretmek. Çocuklar sık sık “Ben bunu yapamıyorum…” demeye meyilli olabilirler. Başarısız olduklarını hissettiklerinde veya bir işi istedikleri gibi tamamlayamadıklarında “Zaten yapamıyorum.” diyerek çekilmek isteyebilirler. Ya da sevdikleri arkadaşlarıyla bir sorun yaşadıklarında “Bir daha onunla konuşmayacağım…” gibi cümleler kurabilirler. Olumsuzlukların geçici olduğunu, konuşarak, çabalayarak, üzerine emek ve zaman harcayarak her şeyin düzeltebileceğini anlatın.
6.“Bunun üzerinden birlikte gelebiliriz.”
Problem çözme, yaş ile doğru orantılı olarak gelişen bir beceridir. Yaşanılan durumu birlikte analiz ederek çözüm yolları üretebilir veya çocuğunuzun bulduğu yöntemleri birlikte değerlendirebilirsiniz. Zorlu süreçlerde yanlarında olduğunuzu bilmek onları rahatlatır. Kendi yaşantınızdan örnekler verin. Yaşadığınız başarısızlıkları onlarla paylaşın. Üstesinden nasıl geldiğinizi, başta size çok zor görünen bir olayı çalışarak nasıl aşabildiğinizi anlatın. Çocuklar, ebeveynlerini hata yapmayan, her zaman mükemmel davranan varlıklar olarak görmeye meyilli olabilirler. Onlara sizin de zaman zaman hata yaptığınızı, hayatınızın farklı dönemlerinde farklı başarısızlıklar ile yüzleştiğinizi anlatın.
7.“Seni seviyorum.”
Sıcacık bir sevgi sözcüğünün iyileştiremeyeceği çok az şey vardır, değil mi? Çocuklarınıza onları sevdiğinizi, desteklediğinizi, her ne olursa olsun yanlarında olduğunuzu fırsat buldukça söyleyin ve hissettirin. Sevginin gücü, sandığımızdan çok daha büyük. Sadece “Seni seviyorum.” diyerek sarılmanız bile onların içinde tamir edilemez sandıkları üzüntüleri alıp götürmeye yetebilir. Onları sevginizden mahrum bıraktığınızı hissettirecek cümleler kurmaktan kaçının. Sizin sevginiz onlar için en büyük yaşam kaynağı.
İlginizi çekebilir: Özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebilmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktalar