Çocukların yardım istemek konusunda biz yetişkinlere öğretebileceği şeyler
Ortalama bir yetişkine günlük yaşamda en çok zorlandığı konulardan birini sorsak muhtemelen yardım istemek diyecektir. Pek çoğumuz mükemmeliyetçilikten ve beklentileri karşılama zorunluluğu hissetmekten muzdarip olabiliriz ya da başarısızlık korkusu, güçsüz görünme yanılgısı gibi ihtimaller bizi yardım istemekten alıkoyabilir.
Çünkü biz yetişkinler güçlü olmayı, bağımsız olmayı, bir şeyleri ‘tek başımıza halletmeyi’ bir başarı ölçütü olarak görebiliyoruz (ne yazık ki).
Diğer yandan toplumun büyük çoğunluğunun yardım istemeyi zayıflıkla ilişkilendirmesi de bu duruma zemin hazırlayabiliyor. Ancak çocuklar, bu konuda bizden çok daha başarılı. Onlar için yardım istemek, oldukça olağan, olması gereken, hayatın ‘normal’ bileşenlerinden biri. Yetişkinler yardım istemekten çekinirken çocuklar gönüllerince, ihtiyaçlarınca yardım isteyebiliyor. Peki, biz yetişkinler olarak çocukların bu davranışından bir şeyler öğrenebilir miyiz?
Okul öncesi öğretmeni olan YeYoon Kim, çok sevilen TED konuşmasında çevremizden destek istemek konusunda çocuklardan ilham alabileceğimizi anlatıyor. Sevdiklerimizden destek almanın, onların omzuna yaslanabilmemizin hayatımıza daha fazla neşe katabileceğini ve bu konuda çocukların bizlere rehber edebileceğini paylaşıyor konuşmasında. Bir öğretmen olarak çocukların yardım isteme biçimini gözlemlediğini anlatan Kim, çocuklar için yardım istemenin bir güven ifadesi olduğunu keşfettiğini açıklıyor.
Ona göre çocuklar, yardım isteyerek yalnızca fiziksel bir ihtiyaçlarını karşılamıyor, aynı zamanda yardım istedikleri kişiyle aralarındaki güven ilişkisini de güçlendirerek daha sağlam bir bağ kurmaya başlıyor. Yetişkinler olarak bu güvenin değerini unutuyoruz. Aslında yardım isteyebildiğimizde karşımızdakine ‘sana güveniyorum’ mesajını vermiş oluyoruz ve bu da ilişkilerimizi güçlendirmek için harika bir fırsat.
Konuşmasında Yeyoon Kim, yardım istemenin aynı zamanda bir ‘hediye’ olduğunu anlatıyor çocuklardan edindiği deneyimleriyle. Çocuklar yardım istediklerinde karşılarındaki yetişkine bir anlamda kendini daha değerli hissetme şansı da sunmuş oluyor. Yani yardım istemek bir güçsüzlük, acizlik, zayıflık durumu değil; aksine yardım edene anlam ve sorumluluk yükleyen bir role de sahip.
Dolayısıyla yetişkinlerin yardım istemeyi fırsat olarak görmesi gerekiyor. Yardım istediğimizde hem yardım eden hem de yardım alan yani kendimiz için karşılıklı büyüme ve bağlanma fırsatı yakalamış oluyoruz.
Öte yandan, kendi kendine yetme baskısını biz yetişkinler o kadar yoğun hissediyoruz ki ihtiyaçlarımızı bastırma, görmezden gelme pahasına bu baskının esiri oluyoruz çoğu zaman. Oysa ki çocuklar ihtiyaç duyduklarında bunu korkmadan dile getirebiliyor ve sonrasında doğal olarak çok daha iyi hissederek devam ediyorlar. Yetişkinler olarak gerçekten çok ihtiyacımız olduğunda bile yardım istemeyerek kendimizi yalnızlığa, tükenmişliğe, umutsuzluğa sürükleyebiliyoruz.
Yeyoon Öğretmen’in fark ettiği bir başka şey ise çocukların doğal bir şekilde yardım isterken aynı zamanda yardım eden kişiye mutluluk vermeleri ve onları tatminkar hissettirmeleri. Neden başkalarına, özellikle de sevdiklerimize, bu pozitif duyguları vermeyelim ki? Yardım istemek de yardım etmek de iki taraf için de oldukça anlamlı, olumlu hisler uyandıran, güven verici ve güçlendirici bir deneyim. Çocukların rahatlıkla yardım istemelerinden ilham alarak biz de yetişkin dünyamıza daha fazla yardım elinin dokunmasına izin verebiliriz. Böylece hem insan ilişkilerimizi güçlendirebilir hem de pozitif duyguların yayılmasına yardımcı olabiliriz, dalga etkisi yaratmak gibi…
Eğer konuşmanın tamamını merak ediyorsanız aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz:
Yeyoon Kim’in de dediği gibi “Being asked for help is a privilege.”
İlginizi çekebilir: Ebeveynliğe ve sevginin gücüne dair çok şey öğrenebileceğimiz bir film: I am Sam