Çocuklarda sağlıklı bir gelişimin olmazsa olmazları: Merak ve sorgulama
Sizce yaşadığımız dünyada merak, soru sorma, sorgulama kavramları olmasaydı nasıl olurdu? Sanırım düşüncesi bile korkunç… Soru sormaya çok küçük yaşlarda başlarız. Konuşamasak bile sadece gözlerimizle bile soru sorarız. Ebeveynlerin, çocuklarının yönelttiği soruları anlayışla karşılaması, sıkılmadan cevap vermesi, çocukları yeni sorulara, daha üretici sorgulamalara yönlendirmektedir. Ne yazık ki her ebeveynde durum bu şekilde olmayabilir. Bir pinpon topu gibi anne, baba, televizyon, tablet arasında giden çocuklar sorma, sorgulama yeteneklerini kaybeden kişilere dönüşebilmektedir.
Kişinin soru sorması ve sorgulamasının temeli, merak ve şüpheden gelmektedir. Çocuklar bazı kavramları anlamlandıramayabilir ve merak ederek sorgular. Aslında merak ederek beyinlerde yer alan boşlukları doldururuz.
Albert Einstein, “Bir insanın zekası verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır” demiştir. Çocukların soru sorması için öncelikle kendisini ifade etmesi, rahatça konuşabilmesi önemlidir. Geç ya da az konuşan çocukların yaşamlarına baktığımızda, ihtiyaçlarını daha söylemeden yerine getiren ebeveynler görürüz. Çocuk daha susamadan su verilir, acıkmadan yemek verilir. Çocuk bakar ki konuşmama gerek yok çünkü bütün ihtiyaçlarıma cevap veriliyor. Hatta çocuğun su ihtiyacı karşılanacağı zaman az miktar verilip, çocuğun tekrardan “biraz daha istiyorum” demesi sağlanabilir. Bu şekilde kendini ifade eden, dile getiren bir çocuk yetişebilir.
Merak eden çocuklar soru sorar, sorgular ve gelişim süreci sağlıklı bir şekilde devam eder. Ebeveynlerin çocukları merak duygusunu geliştirmeye, sorgulatmaya yönlendirilmesi gerekmektedir. Genelde çocuklarımıza okuldan gelirken şu soruları yöneltiriz… “Bugün derste ayağa kalktın mı?“, “Öğretmenin sorduğu soruya cevap verdin mi?” Eğer çocuğunda merak duygusu geliştiren bir ebeveynseniz şu şekilde sorabilirsiniz; “Bugün öğretmenine ne sordun?” Böylece çocuk öğretmenine soru sorması gerektiği düşünüp eyleme geçebilecektir. Bu sayede bilgi, öğrenme düzeyini yükseltip, konsantrasyon gücünü artırabilecektir.
Sorulara karşı çocukların verebileceği cevaplara olumsuz bir yorum yapılmamalıdır. Çocuk kısıtlanacağını ve yanlış cevap verebileceğini düşünerek yaratıcı cevaplar veremeyecektir. Önemli olan çocuklara sorabileceğimiz soruların hem düşündürmesi hem de yeni sorular ve cevaplara yol açabilmesidir.
Çocuklarda merakı ve sorgulamayı artıran birkaç örnek paylaşmak istiyorum:
- Ellerimiz ne işe yarar? Peki 5 tane elimiz olsaydı sence nasıl olurdu?
- Başımızdan bahsedebilir misin? 2 tane olsaydı sence ne yapabilirdik?
- Sence neden geceleri uyuyoruz? Gündüzleri uyuyup geceleri uyanık olsak ne olurdu?
- Sence ay, güneş, yıldız ne işe yarar? Eğer bunlardan birisi olmak isteseydin ne olurdun?
- Bana hayvanlardan bahsedebilir misin, hangisinin yerine geçmek isterdin?
- Sence şu duvarın arkasında ne olabilir? Elimdeki kutunu içerisinde ne olabilir?
- Bir gün boyunca görünmez olsan neler yapmak isterdin?
- Sence uzun boylu olmak nasıl bir şey? Zürafa olsaydın nasıl olurdu?
- Ahtapotların kaç kolu var? Senin bu kadar kolun olsaydı neler yapardın?
İlginizi çekebilir: Küçük yaşta başlayan ve ömür boyu süren bir alışkanlık: “Akıllı” emzikler