X

Çocuklarda olumlu beden imajı nasıl geliştirilir?

Çocuklarınıza abur cubur yemenin ‘korkunç’ bir şey olduğunu hissettirdiğinizde veya bazı yiyecekleri ‘iyi’, bazı yiyecekleri ‘kötü’ olarak etiketlediğinizde onların beden algılarına zarar verebileceğinizi hiç düşünmüş müydünüz? ‘Şekerli yiyecekler kötüdür.’, ‘Yağlı yemekler kilo aldırır.’ ‘Çikolata yemek sivilce yapar.’ ya da ‘Abur cubur dişleri çürütür.’ gibi olumsuz yargılar, küçük yaştan itibaren bu söylemlere maruz kalan çocuklarda olumsuz beden imajı algısının yerleşmesine neden olabiliyor.

Biz yetişkinler nasıl ki vücudumuzun nasıl göründüğünü önemsiyor, bedenimiz hakkında farklı görüşlere sahip olabiliyor, kilomuza, vücut tipimize takılabiliyoruz, benzer durum çok küçük yaştan itibaren çocuklar için de geçerli. Henüz yeni yeni konuşmaya ve bir şeyleri anlamaya başlamış küçük çocuklar bile kendileri ile ilgili beden imajı algısı geliştirebiliyor. Araştırmalara göre üç yaşındaki bir çocuk dış görünüşünden rahatsızlık duyabiliyor. Profesyonel Çocuk Bakımı ve Erken Yıllar Derneği (PACEY) tarafından 2016 yılında yapılan bir araştırma, 3-5 yaş arasındaki çocukların 4’te 1’inde beden algısı sorunlarının olduğuna dikkat çekiyor. Araştırma ayrıca beden imajıyla ilgili kaygıların günümüzde geçmişe göre çok daha genç yaşlarda başladığını ve kız çocuklarının en riskli grupta olduğunu da ortaya çıkarıyor.

Üç yaşındaki bir çocuğun görünüşünden mutsuz olabileceğine inanmak zor olsa da, PACEY danışmanı ve çocuk gelişimi uzmanı Jacqueline Harding, televizyon programlarının, hikaye kitaplarındaki karakterlerin, yetişkinlerin diyet, estetik operasyonlar ve kendi vücutları hakkındaki konuşmalarının çocukların vücut imajlarını etkileyebildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Biz onlara ne öğretirsek öğretelim, çocuklar toplumumuzun değer verdiği incelik ve güzellik ideallerinin fazlasıyla farkındalar.” Bu nedenle çocuklarımızı korumak için sandığımızdan çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Aksi halde çocuklar;

  • Yeme bozuklukları,
  • Kaygı ve stres,
  • Zihinsel sorunlar,
  • Aşırı kilo alma/verme,
  • Depresyon,
  • Utanç ve suçluluk,
  • Özgüven eksikliği,
  • Düşük benlik algısı,
  • Sosyal izolasyon gibi pek çok olumsuz duygu ve durumu deneyimleme riski ile karşı karşıya kalabilirler.

Peki, çocukları toplumsal baskılardan, dayatılan güzellik anlayışlarından, geleneksel ‘diyet kültürü’nden nasıl koruyacak, onların sağlıklı alışkanlıklar kazanmalarına ve beden imajlarını güçlendirmelerine nasıl destek olacağız? İşte çocukların beden algısını güçlendirecek öneriler:

  • İlk olarak bedeninizle kendi ilişkinizi düşünün; bu zor görünebilir ama kendi beden imajınızı anlamak, çocuğunuza veriyor olabileceğiniz mesajların bilincinde olmanıza yardımcı olabilir.
  • Çocuğunuzu bedeni hakkında ne düşündüğü, ne hissettiği hakkında konuşmaya teşvik edin; güvenli, tarafsız ve yargılayıcı tavırlardan uzak bir ortam yaratın. Ona vücuduna saygı duymayı ve kendi vücut tipini şefkatle kabullenmeyi öğretin.
  • Bedenlerimizin farklı tip, şekil ve boyutlarda olabileceğini ve bedeninin kabul görmeye değer olduğunu çocuğunuza anlatın.
  • Fiziksel görünüme çok fazla değer vermekten kaçının, aksi halde siz farkında olsanız da olmasanız da çocuğunuz da benzer bir tutum geliştirebilir. Bunun yerine, kişilik, beceriler, ilgi alanları gibi bir insanı oluşturan tüm farklı yönler hakkında konuşmayı deneyin.
  • Zayıflık veya kaslılık gibi ‘sözde’ kabul gören tek tip vücut mesajlarına karşı eleştirel bir bakış açısı benimseyin ve bunu çocuğunuzla paylaşın; toplumsal güzellik anlayışlarını sorgulamaya teşvik edin.
  • Yiyecekleri ‘iyi’ veya ‘kötü’ olarak etiketlemekten kaçının. Bunun yerine, yiyeceklerin sağladığı besin değerlerine, faydalarına odaklanın ve çeşitliliği teşvik edin. Gıdaları etiketlemek çocuğunuzun yiyeceklerle sağlıksız bir ilişki kurmasına ve bazı yiyecekleri yerken suçluluk ve utanç gibi olumsuz duygular hissetmesine neden olabilir. Ayrıca sağlıksız diyet, düzensiz yeme davranışları ve yeme bozuklukları geliştirme riskini artırabilir.
  • Çocukları fiziksel olarak aktif olmaya ve eğlence ve fiziksel sağlık için faaliyetlerde bulunmaya teşvik etmek, vücutlarının görünümüne odaklanmak yerine vücutlarının neler yapabileceğini takdir etmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle çocuğunuzu fiziksel aktivitelere katılması için destekleyebilirsiniz. Hatta tüm ailenizi daha ‘aktif’ hale getirebilir, birlikte çeşitli aktivitelere katılabilir, açık havada yürüyüş yapabilir, bisiklet sürebilir veya bir spor dalıyla ilgilenebilirsiniz.
  • Kilo kaybı, kilo yönetimi veya vücut tipini değiştirmek gibi vurgular yerine fiziksel aktivite motivasyonları olarak zindelik, sağlık, sosyal etkileşim ve eğlenceyi ön planda tutmayı unutmayın.
  • Çocuklarınızın maruz kaldığı haberlere, sosyal medya paylaşımlarına, oynadıkları oyuncaklara ve izledikleri çizgi filmlere dikkat edin ve beden algısını olumsuz etkileyecek ögeler içeren kaynaklardan uzaklaşmasını sağlayın.

  • Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yeme alışkanlıkları konusunda teşvik edici bir ortam yaratın ama değişimin bir günde gerçekleşmeyeceğini de unutmayın. Taze meyve-sebzeler, tam tahıllı gıdalar, sağlıklı yağlar gibi besinlerden oluşan zengin öğünler hazırlayın ve mümkün olduğunca tüm aile birlikte yemek zamanına katılmaya özen gösterin. Ortak yemek saati, sağlıklı yeme pratikleri yapmak için harika zamanlardır.
  • İşlenmiş yiyecekler konusunda ailecek aşırıya kaçmamaya gayret edin, ancak bu tür yiyecekleri ‘yasak’ listesine de yerleştirmeyin, çünkü belli başlı gıdaları yasaklamanız çocuklarda geri tepen bir etki yaratabilir ve daha büyük arzulanmalarına neden olabilir. Bunun yerine farklı yiyecek gruplarını birlikte keşfedin, sağlıklı beslenmenin bir parçası olarak hangi besinlerin gerekli olduğunu öğrenin ve bazı yiyeceklerin neden diğerlerinden daha iyi seçenekler olduğunu tartışın.
  • Son olarak çocuğunuza öz güven ve öz sevginin ‘kilo, vücut tipi, dış görünüş’ gibi fiziksel özelliklere bağlı olmadığını hatırlatın ve öz güveni yüksek çocuklar yetiştirmek için Özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebilmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktalar yazımızda yer alan ipuçlarına da göz atın.

Ayrıca vücut imajını destekleyen kitaplardan da hem kendiniz hem de çocuklarınız için faydalanabilirsiniz. Bizim önerilerimiz şu şekilde; Beautiful Girl, I am Enough, What I Like About Me, Her Body Can.

İlginizi çekebilir: Çocuğunuza bedenini sevmesi için yardım edebilirsiniz: Dikkat etmeniz gereken 3 şey

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale