X

Çocuklarda anksiyete bozukluğu: Kaygılı bir çocuğa nasıl yardım edebilirsiniz?

Öncelikle kaygı duyan çocuğunuza nasıl yaklaşmak gerektiğine bakalım:

  • Çocuğunuza kaygılarını yönetmek için ihtiyaç duydukları becerileri öğretebilirsiniz.
  • Çocuğunuz yatağın altında gizlenen canavarlar için endişe duyuyor ya da okulda sunum yapma konusunda kaygı duyuyor olabilir, tüm çocuklar bazen kaygı yaşarlar.

Anksiyete (kaygı) iyi bir şey olabilir. Kaygı bizi koruyan en temel duygumuzdur. Örneğin karşıdan karşıya geçerken sağımıza solumuza bakarız, arabaların bize çarpmasından kaygı duyarız. Kaygı bizi hayatta tutar ve kaygı, çocuğunuzu da güvende tutmak içindir. Kaygı; bedenin ve zihnin, gerçek ya da hayali, tehdit ya da tehlike algısıyla oluşan bir durumudur. Kaygı durumları, korkunun ve endişenin aşırı bir derecesi olarak tanımlanır .

Kaygı, tehlike durumunda hissedilen ve organizmanın bütünlüğünün korunmasına ilişkin oluşan normal bir tepkidir. Ancak bu duygu kaygılanılmaması gereken durumlarda çıkar ya da olması gerekenden daha çok hissedilirse müdahale edilmesi gereken bir sorun haline dönüşebilir.

Bazen yetişkinler ya da çocuklar belki de gerçekçi olmayan şeyler için endişeleneceklerdir. Bu durumda neler yapabiliriz, bu yazımızda bunları konuşacağız.

Çocuğunuzun endişesine cevap verme şekliniz, endişeli duygularla baş etmeyi nasıl öğrendikleri konusunda büyük bir fark yaratacaktır. İşte endişeli bir çocuğun rahatsız edici duygularıyla başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olabilecek dokuz strateji.

Çocuğunuzun duygularını doğrulayın

  • Çocuğunuz bir şey için endişelendiğini, kaygı duyduğunu söylediğinde, “Ah, önemli değil” veya “Endişelenme” gibi şeyler söylemek cazip gelebilir. “Bu tür cevaplar çocuğunuzun duygularının yanlış olduğu mesajını gönderir.
  • Çocuğunuzun duygularını, “Şu anda gerçekten gergin hissediyor gibisin” veya “ Büyük bir kalabalığa karıştığın zaman biraz endişeleniyorsun” gibi şeyler söyleyerek doğrulayın.
  • Ardından, çocuğunuzun kaygılarına rağmen başarılı olabileceğinden emin olduğunuzu söyleyen bir mesaj gönderin. “Korkutucu şeyler yapmak zor, ama yapabileceğine eminim” gibi. Ya da “Başlangıçta biraz zorlanabilirsin ama devamında alışacaksın” gibi geribildirimlerde bulunabilirsiniz.

Gerçek ve yanlış alarmları ayırmak 

Çocuğunuzla kaygılarının onları nasıl güvende tuttuğunu konuşun. Bir aslan tarafından kovalanırlarsa, beyinleri bedenlerine tehlike altında olduklarını bildiren bir sinyal gönderir. Avuç içi terleyebilir, kalbi daha hızlı çarpabilir ve harekete geçmeye hazırlanırken bir enerji salınımı olabilir.

Beyninin sahte bir alarm gönderdiği ve bir yaşam veya ölüm durumu olmasa bile vücutlarını tehlikeye karşı uyardığı zamanlar olabilir. Örneğin basketbol maçına gitmek, heceleme yarışmasında olmak ve bir testte başarısız olmak, sanki yaşamları için savaşıyormuş gibi aynı endişe tepkisini uyandırabilir.

Çocuğunuzun yanlış bir alarm (rahatsız edici, ancak yaşamı tehdit edici olmayan bir olay) ile gerçek bir alarm (bir yaşam ve ölüm durumu) yaşadığı zamanı tanımlamaya başlamasına yardımcı olun.

Gerçek bir alarmsa, bu alarm zillerini dinlemeleri ve kendilerini güvende tutmak için harekete geçmeleri gerektiğini açıklayın. Ancak yanlış bir alarmsa, korkularıyla yüzleşmek iyi bir fikirdir. Endişeli olduklarında, “Beyniniz şimdi size gerçek bir alarm mı veriyor, yoksa yanlış bir alarm veriyor mu?” diye sorun. Bu şekilde hangi eylemde bulunacaklarına karar vermelerine yardımcı olabilrisiniz.

Kanıt toplamak

Çocuğunuz, “Korkarım öğlen yemeğinde oturacak kimseyi bulamayacağım” veya “Matematik sınavımda tüm cevapları yanlış yapacağım” gibi şeyler söylediğinde, birlikte çalışın ve kanıt toplayın. Düşüncelerin her zaman doğru olmadığını ve kaygının gerçekten gerçekleşmesi muhtemel olmayan şeyler konusunda tahminler üretebileceğini açıklayın. Çocuğunuzu, endişeli düşüncelerinin ardındaki kanıtları değerlendirmek için ipuçları toplayan bir dedektif gibi davranmaya teşvik edin.

Örneğin, bir matematik sınavında başarısız olacaklarını söylerlerse, “Bunun doğru olduğunun kanıtı nedir?” ”Daha önce böyle bir durum başına gelmiş miydi ve ne kadar kötüydü? Sonra ne oldu? Telafi edebildin mi?” gibi sorularla düşüncesini sorgulayarak, bunların gerçek mi, yoksa kaygılı düşünceler mi olduğuna birlikte karar verin. Ardından, tahmininin doğru olmadığını gösteren kanıtlar toplayın. 

Kanıtları yazın ve birlikte gözden geçirin. Çocuğunuzun endişeli düşüncelerinin ve yıkıcı tahminlerinin gerçekleşmeyeceğini görmesine yardım edin.

Çocuğunuza kanıtları kendi başına toplamasını, böylece yardım etmek için orada olmadığınız zamanlarda da kendi başına bunu yapabileceğini öğretin. Düşünceleri destekleyen ve çürüten kanıtların yazılı bir listesini gözden geçirmek düşünceyi değiştirebilir ve kaygıyı azaltabilir.

Çocuğunuza sağlıklı kendi kendine konuşma öğretin

Endişeli (kaygılı) bir çocuğa güven vermek önemli olsa da, kendilerini güvende hissetmelerini öğretmek daha da önemlidir. “Dans resitalimde karışıklık yapacağım” dediği zaman “Harika yapacaksın” deme konusunda acele etmeyin!

Bunun yerine, “Dans resitaline çıkacak olan bir arkadaşına ne söylerdin?” diye sorun. Çocuğunuz, “Ona iyi bir iş yapacağını söylerdim” diyerek cevap verebilir.

Amaç, kendilerine daha sağlıklı öz konuşma ile nezaket ve şefkatle nasıl davranılacağını öğretmektir. O zaman, güven verici kelimeler sunmak için yanlarında olmadığınızda da, kendilerine güven verebilirler.

Bedeni sakinleştirmeye yönelik stratejileri belirleyin

Çocuğunuz çok fazla fiziksel anksiyete (kaygı) semptomu yaşarsa, -kalp atışı veya kasları sıkma gibi- onlara vücutlarını nasıl sakinleştireceklerini öğretin. Vücutlarını sakinleştirmelerine yardımcı olmak için birkaç kez birlikte egzersiz yapın (internette pek çok örnek mevcut). Kendilerini endişeli hissettiklerinde kendi başlarınayken de bunu nasıl yapabileceklerini konuşun.

Çocuğunuzu küçük adımlarla yüzleştirme 

Çocuğunuz belirli bir şeyden endişeleniyorsa, karanlıktan korkmak veya bir restoranda kendi yemeklerini sipariş etmekten korkmak gibi, her seferinde küçük bir adımla korkuları ile yüzleşmelerine yardımcı olun. Korkutucu gelse de, korkularla yüz yüze gelmek, uzun vadede endişenin (kaygının) giderilmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, yavaş hareket etmek önemlidir. Onları çok korkutucu bir şey yapmaya zorlarsanız, daha korkutucu bulurlar ve çabalarınız boşa gider. Çocuğunuzun korkularıyla yüzleşmek için nasıl bir adım atabileceğine karar vermek için çocuğunuzla birlikte çalışmanın önemli olduğunu unutmayın. Oturup korkularıyla yüzleşebilecekleri adımların bir listesini yazabilirsiniz. Amaç, orta derecede korkutucu bir şey yapmaları ve artık o kadar korkutucu olmayana kadar uygulamaya devam etmesi olmalıdır. Sonra bir sonraki adıma geçebilir.

Çocuğunuzun odağını değiştirmesine yardım edin

Çocuğunuz yarın yağmur yağabileceği ve beyzbol oyununun iptal edilmesine neden olabileceği endişesi gibi kontrol edemediği şeyler konusunda endişe duyuyorsa, endişelerini gidermesine yardımcı olun. Çocuğunuz belirli bir endişe ile meşgul olduğunda, “Bu konuda yapabileceğin herhangi bir şey var mı?” diye sorun. Cevap evet ise, sorunu çözmelerine yardımcı olun. Örneğin, bir fen bilgisi sınavından endişe ediyorsa, çalışmak iyi bir fikir olabilir. Ya da basketbol takımına alınmamakla ilgili endişeleniyorsa becerilerini geliştirebilirler. Ancak, kontrol edemeyeceği şeyler hakkında endişeleniyorsa, hava durumu veya bir başkasının davranışı gibi, kontrol edebileceği tek şeyin vereceği tepki olduğunu konuşun. Kötü hava koşullarından en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğini konuşun. 

Odağı değiştirmenin en iyi yolu, çocuğunuzu vücudunu hareket ettirmesi ve bir aktiviteye katılması için teşvik etmektir. Dışarıda koşmak ya da oyun oynamak, endişelerini gidermek için kullanılabilecek basit yöntemlerdir.

Ebeveynlik stratejilerinizden haberdar olun

Araştırmalar, kontrol edici davranış sergileyen ebeveynlerin, çocuklarının kaygılarını artırma eğiliminde olduğunu bulmuştur. Bu yüzden ebeveynlik tarzınıza ve çocuğunuzla olan etkileşimlerinize göz atmanız önemlidir. Çocuğunuzu bir şeyler yapmaya zorlamak ya da her şeyin yolunda gitmesi konusunda ısrar etmek, muhtemelen işleri daha da kötüleştirecektir. Mükemmeliyetçi eğilimlere de dikkat edin. Çocuğunuzun mükemmel olmasını beklemek, çocuğunuzun çok fazla baskı hissetmesine neden olabilir ve bu da daha fazla endişe yaratmanıza neden olabilir. Endişe (kaygı) ile mücadele ediyorsanız, yardım almak önemlidir. Endişeniz çocuğunuza bulaşabilir ve onların da endişe geliştirmelerine neden olabilir.

Profesyonel yardım alın

Çocuğunuzun endişesi iki haftadan uzun sürerse, bir uzmandan destek alabilirsiniz. Çocuğunuzun endişesi günlük işleyişe engel oluyorsa destek için başvurabilirsiniz. Örneğin, okula devamı veya notları kaygılarından etkilenirse veya korkuları nedeniyle sosyal aktivitelere katılmamaya çalışıyorsa, profesyonel desteğe ihtiyacı olabilir. Çocuklarda anksiyete bozuklukları yaygındır. ABD’deki 4 çocuktan 1’inde anksiyete bozukluğu olduğu tahmin edilmektedir. Anksiyete bozuklukları çok iyi tedavi edilebilir ancak çoğu zaman tanınmaz ve teşhis edilmezler.

İlginizi çekebilir: Çocuğunuza duygularını yönetmeyi öğretin: Davranış ve duygular arasındaki farkı görmek

Gülnaz Küsin: Adana’da dünyaya gelen Gülnaz Küsin 2009-2011 yılları arasında Viyana Üniversitesi Siyaset Biliminde eğitim gördükten sonra Mersin Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Lisans eğitimi sırasında Adana Dr.Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde,Özel Adana Medline Hastanesinde ve Adana Sevgi Evleri Çocuk Yetiştirme Yurdunda stajyer psikolog olarak görev yapmıştır.2017 yazında Kanada Saskatoon 'da İngilizce eğitimi almıştır. İleri derece İngilizce düzeyine sahiptir. Şu anda Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansına devam etmektedir. Halen Dr Alper Yılmaz ile birlikte çalışmaktadır. Aldığı eğitimler: • Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi (Prof Dr Şükrü Uğuz) • Oyun Terapisi Eğitimi • Denver 2 Gelişimsel Tarama Testi • Moxo D-cpt Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Ölçme Testi

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale