Çocuklara ölüm nasıl anlatılır: Zor konuları konuşmanıza yardımcı olacak öneriler
Ölüm birçok insan için son derece rahatsız edici bir konudur ve çok az ebeveyn bu konuyu konuşmaya gönüllü olur. Bunun en büyük sebebi çoğumuzun ölüm korkusunu çözümleyememiş olmasıdır. Yaşam olayları arasında ölüm kavramı, çocuklar için de yetişkinler için de kabul etmesi zor bir gerçektir.
Çocukların ölüme ilişkin somut ve doğru bilgilere ihtiyacı vardır. “Ben ölecek miyim?”, “Sen de ölecek misin?“, “Neden ölüm var?” gibi doğrudan sorular, çocukların öğrenme isteklerini yansıtır. Ölümün günlük yaşantımızda bir sohbet konusu olmasını istemesek de, çocukların sorularını yaşına uygun olarak ve doğru bir biçimde yanıtlamalıyız.
Çocuğunuz neyi öğrenmek istiyorsa, ona yönelik az ve öz cevaplar verilmelidir. Çocuğun merak ettiğinden daha fazlasını aktarmak, korku ve kaygı yaratabileceği gibi, çocuğunuzun var olan kaygısının nedenini de anlamanıza engel olabilir. Çocukların ölümü öğrenmelerinin iyi bir yolu, somut olarak ölü hayvan ve bitkileri görmeleridir. Arada sırada ölü sinekleri, salyangozları, çiçekleri gösterebilir ya da çocuğunuzun bunları fark etmelerini sağlayabilirsiniz. Örneğin, “Bir kaplumbağa 152 yıl, tavşan 9 yıl, tilki 14 yıl yaşar” gibi canlıların yaşam sürelerinin olduğunu konuşabilirsiniz. Özellikle okul öncesi çocuklar için yaşamanın ne anlama geldiğini konuşmak ve somutlaştırmak gereklidir. “İnsanlar yaşarken nefes alır, konuşur, yürür, işitir…“, “Köpek yaşarken havlar, yürür, görür…” gibi.
Ölüm, kayıp ve yas konulu hikaye kitaplarından da destek alabilirsiniz. Çocuğunuza ölüm hakkında konuşmak için fırsat vermek, duygularına alan açmak, olası kriz durumlarını daha eşlik ederek yönetmenize yarayacaktır.
Çocuklara ölüm hakkında yanlış bilgi aktarılmamalıdır, eğer çocuk doğru olmayan bir bilgiye sahipse düzeltilmelidir. Örneğin, ölen kişinin (bir evcil hayvan da olabilir bu), uyuyor diye anlatılması doğru değildir. Ölüm ile uyku arasındaki farkın anlatılması çok önemlidir. Çocuğa açık açık neden ve nasıl öldüğünü söylemek, uyuduğunu söylemekten daha iyidir. Aksi takdirde çocuk, kişinin bir daha uyanamayacağını düşünüp uyumaktan korkabilir.
Bir yakının ölümünde yapılacak en doğru şey, çocuğa net ve doğru bilgi vermektir. Bir çocuğa ölen kişinin, “cennete gittiğini” söylemek, çocuğun olanları anlamasına yardımcı olmaz. Çocuklar net bilgilere ihtiyaç duyar. Çocuğun, kişinin öldüğünü ve bundan sonra olmayacağını bilmesi gerekir. Ölüm kelimesini kullanmaktan çekinmeyin. Çocuğa ölüm haberi verilirken “Üzüldüğümüz bir durum oldu, anneannen öldü” şeklinde söylenebilir. Ölüm kavramının ne olduğunu çocuğa “Artık yaşamıyor” gibi açıklayabilirsiniz. Okul öncesi dönem için yaşamanın açıklanması gerekir.
Dikkat edilmesi gerekenler
Çocukların ölüm konusuyla ilgili konuşmaya istekli ve hazır oldukları zamanı gözlemleyin. Konuşmaları ve soruları esnasında, yaşamakta olduğu duyguları fark edin. Bazen aynı soruları tekrar tekrar sorduğunda sabırlı ve anlayışlı davranın. Çocuğun zihnindeki karmaşa ve belirsizlikler ancak tekrarlanan sorularına cevap bulabildiğinde, çözülecektir. Kendi duygularınızla ilgili dürüst olun. En kısa zamanda günlük rutinlerinize dönün. Anne, baba olarak bazen çocuğunuzun sorularına cevap veremeyeceğinizi düşündüğünüzde, “Bu sorunun cevabını daha sonra senin için araştırıp, öğreneceğim” demekten çekinmeyin.
Çocuklar duygularını ifade edebilmek için desteğe ihtiyaç duyabilirler. Ölen kişi için resim yapmak, mektup yazmak, albümlere bakmak, hakkında konuşmak, hatıra defteri oluşturmak gibi etkinliklere yönlendirebilirsiniz. Çocuklar da yetişkinler gibi yas tutarlar, sevilen bir kişinin/hayvanın kaybından sonra yas süreci yaşamak oldukça doğaldır; bu süreç hakkında bilgi edinin. Cenaze törenleri ölümü kabullenmemizi sağlar, bu törenler çocuklar için de oldukça önemlidir. Çocuğa törende olacaklar hakkında bilgi verdikten sonra katılmak isteyip istemediğini sorun. Eğer katılmak istemiyorsa, zorlamayın.
Unutmayın ki anne, baba olarak sizin hazır olmanız da çok önemlidir. Çocuğa hangi duygu ile nasıl anlattığınız, kendi duygularınızı onunla nasıl paylaştığınız çok değerlidir. Çocuğunuza “Ben buradayım“, “Yanındayım ve güvendesin” mesajını vermeyi önemseyin.
Yas sürecini yaşamak sağlıklıdır. Fakat ebeveynlerin ve çocukların, günlük olağan düzeni engelleyecek seviyede yaşadığı korku ve endişeler gözlemlenirse, uzman desteği almaktan kaçınılmamalıdır.
İlginizi çekebilir: “Eyvah! Çocuğum tırnaklarını yiyor!”: Çocuğunuzu bu davranıştan vazgeçirmek için 10 öneri