Çocuklara müdahale etmeden denemelerine izin vermek neden önemlidir?
Evimizin karşısında bir otel var. Ülke içinden ve uluslararası birçok misafir gelip gidiyor. Bir keresinde İngiliz bir ailenin dokuz-on yaşlarındaki çocuğu, kocaman bir valizi indirmiş, arabanın bagajına koymaya çalışıyordu. Biz de kahvaltı ediyorduk, çocuk dikkatimizi çekti ve istemsizce gözlemlemeye başladık. Valiz çocuktan büyük duruyordu. Korumacı zihnimiz hemen aktifleşti: “Ay! Bir yerine bir şey mi olacak?” diye düşünürken, başarı öyküsüne tanık olduk. İlkinde yapamadı, daha sonra aşağı indi, daha güçlü çekti valizi ama yine olmadı, babası da geldi, hiç müdahale etmeden izledi.
İçimizdeki ses yine, “Yardım etsene be adam! Ne bakıyorsun?” diyordu. Aklımıza böyle düşünceler gelip giderken, çocuk durmadan denemeye devam ediyordu. Yeniden çekti valizi bagaja doğru. Valizi bagaja yerleştirdi sonunda. Yüzünden özgüveni okunuyordu. İstemişti, çabalamıştı, yılmadan devam etmişti ve sonunda yapmıştı. Yetişkin müdahalesi olmadan başarmanın gururu yüzünden okunuyordu.
Bu örnek, korumacı ve müdahaleci tutumun sosyal kodlarımızı nasıl da etkisi altına aldığını fark etmemi sağladı bir kez daha. Biz, çocuk ilk denemede yapamayınca hemen yardım etmeyi kendimize borç biliyoruz. Bu tutumla övünüyoruz hatta. Fakat sabırlı davranarak, ilk başarısız denemede “Ben yaparım senin için çocuğum!” demeden bu sosyal kodu kırmaya çalışmalıyız. Çünkü çocukları dikkatlice gözlemleyerek yeniden denemeleri için onlara şans vermek, çocukların “Ben yapabilirim”,”Ben bireyim” algısını somut bir biçimde desteklemek demektir. Ayrıca onların sosyal ve duygusal gelişimlerinde ve özgüvenli bireyler olmalarında önemli bir etkiye sahiptir.
İlginizi çekebilir: Başkalarının ne dediği önemli mi: Yaftalayıcı sıfatlardan kendinizi koruyun