Çocukluktan bu yana birçoğumuz çevremizdekilerden ve okulda öğretilenlerden et yemenin, omnivor beslenmenin (hepçil beslenme) faydaları hakkında onlarca şey duymuşuzdur. Ne var ki her geçen gün omnivor beslenmeyle ilgili yeni tartışmalar ortaya çıkıyor ve vegan beslenmenin faydaları daha da fazla ön plana çıkıyor.
Veganizm, temelinde hayvansal gıdaları tüketmemeyi bulunduran bir anlayış. Bununla birlikte hayvanların kozmetik, sanayi, bilim gibi konularda da kullanılmaması gerektiğini, her canlının yaşama hakkının korunması inancıyla savunan bir ahlak felsefesi aslında. İçeriğine baktığımızda etik, doğa dostu, sağlıklı beslenme amaçlı veganlık şeklinde üç türü barındırıyor.
Toplumda çocukluktan dayatılan omnivor anlayışla, kendimizi tüketim toplumunun tam ortasında buluyoruz. Veganizm bütün kolları ile buna karşı duruyor. Veganlar ile omnivor beslenenlerin karşılaştırıldığı bir çalışmada veganların doymuş yağ, işlenmiş gıda, yüksek glisemik indeksli karbonhidrat tüketiminin omnivor beslenenlere göre daha az, çoklu doymamış yağ tüketiminin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlarla kötü kolesterol görülme riskinin veganlarda daha düşük olduğu açıklanmıştır.
Vegan beslenenlerde düzenli alınan kurubaklagiller, meyve ve sebzeler, yulaf gibi tahıllardan alınan, kan kolesterol düzeyinin düşük olmasında etkili olmuştur. Bir başka çalışmada da vegan beslenenlerin açlık lipidleri, glikoz konsantrasyonları daha düşük bulunmuştur. Ayrıca, çağımızın hastalıklarından biri olan insülin direnci oluşum riskinin veganlarda daha düşük olduğu saptanmış ve pankreasın insülin üreten kısmı olan beta hücrelerin korunumu omnivorlara göre daha iyi bulunmuştur. Vegan beslenenlerde B12 vitamini eksikliği hariç eksiklik saptanmamıştır, ancak bu eksikliğin yanlış beslenme sebebiyle bütün beslenme tiplerinde ortaya çıkacağı bilinmektedir. Aynı çalışmada bu beslenme şeklinin çocuk ve gebe kadınlarda uygulanmasının sakıncalı olabileceği de tartışma konusu olmuştur.
Tüm bu verilerden şu sonuçları çıkarabiliriz:
Vegan beslenme modeli ile kan kolesterol seviyelerini olumsuz yönde etkileyen birçok faktör ortadan kaldırıp kalp damar hastalıkları riskinden korunmaktadır. Metabolik hastalıklar, koroner hastalıklar, arteriyal hipertansiyon, özellikle kolon kanseri, divertiküler kolon hastalıkları, böbrek ve safra taşları oluşumu riski azalmaktadır. Kalp krizi riskini önlemek için vegan beslenmeyi öneren doktorlar da vardır. Arterioskleroz, kalp hastalıkları tedavisinde vegan beslenme Amerika’da kullanılan bir beslenme tedavisi şeklidir.
İlginizi çekebilir: Vegan beslenmeye başlayacaklar için dikkat edilmesi gereken 7 şey