X

Çocuk yogası nedir? Çocukların gelişimine nasıl katkı sağlar?

Çevrenize bir sorsanız, bugün hemen hemen herkesin “Yoga nedir?” sorusuna vereceği bir cevabı mutlaka vardır. Daha önce yogayı deneyimlememiş olanların yoga tanımları az çok benzer iken, yogayı hayatına bir yaşam biçimi olarak dahil etmiş olanların tanımları ise birbirinden tamamen farklıdır. Neden dersiniz? Çünkü yoga kişinin kendini keşfe çıktığı bir yoldur ve bu yolda herkesin deneyimleri birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendini keşfettiğin yol aslında senin yoga tanımındır.

Peki söz konusu çocuklar olunca? Çocuklar için de yoga aynı şekilde bir keşif yolu mudur? Çocuklarımıza “Haydi sen şimdi güzel bir serüvende kendini keşfet, keşfettiğinde de ben gelir seni burdan alırım” demek midir? Yoksa bu keşif yolculuğu için onların farkındalıklarını geliştiren bir zemin hazırlamak mıdır?

Çocuklar için de yoga aynı şekilde bir keşif yolu mudur?

Çocuk yogası, kendi içinde ritmi olan, esnek, çocukların bedenlerini fark ettikleri, birbirleriyle olan ilişkilerinde ve doğadaki her şeye karşı saygı duymalarını anlatan, onları daha duyarlı bir yaşama teşvik ederken kendilerini kimseyle kıyaslamamalarını bedensel duruşlar, meditasyon, nefes çalışmaları, hikayeler ve oyunlar içerisinde öğreten bir yaklaşımdır. Dolayısıyla çocuk yogası eğlencelidir, farkında olmadan da bu bahsettiğimiz keşif yolculuğuna hazırlayıcıdır.

Çocuk yogası herhangi bir maddeye ihtiyaç duymaz. Çocukların kendi zihin ve bedenleriyle kalabildikleri tek branş olması nedeniyle spor, bilim ve sanat dalları ile kıyaslanmamalıdır. Şimdi biraz daha detay zamanı!

Bir çocuk yogası dersi neler içerir? Derste neler var?
Çocuk yogası eğlencelidir, farkında olmadan da bu bahsettiğimiz keşif yolculuğuna hazırlayıcıdır.

Her dersimiz farklı bir temayla oyunlar ve hikayeler üzerine kuruludur. Örneğin bir dersimiz sırasında ormanda safariye çıktığımızı hayal ederken, safari sırasında karşılaştığımız hayvanların duruşlarını taklit ederiz. Biliriz ki, yoganın doğuş sebebi, doğadaki canlıları taklit ederek kendimizi onlar kadar güçlü hissetmektir! Biz de aslan, kobra, kedi, ağaç ve dağ olduğumuzda sırtımızı, göğsümüzü ve dengemizi en güçlü şekilde hissederiz. Kimi derslerimizde, önce yağmur damlaları olarak yeryüzüne düşeriz, sonra birlikte kocaman bir gökkuşağı oluşturup, tek tek altından geçeriz. Eşli çalışmalar yaparken, uyumu ve dengeyi deneyimleriz.

Bazı derslerimize bize verdiği sonsuz ve güzel enerji için güneşi selamlayarak başlarız. Nefes çalışmaları yaparak nefesin gücünü, meditasyon ile gevşemeyi ve zihnimizi bir balon kadar hafifleterek rahatlatmayı hissederiz. Her dersimizin sonunda o güne, arkadaşlarımıza, annemize veya babamıza birlikte teşekkür ederiz… Ya da aklımızdan geçen ne ise ona teşekkür ederiz.

Büyük yaş gruplarımızla olan derslerimizde ise; örneğin 8-9 yaşından itibaren oyunların yerini sohbetler almaya başlar. Yoga felsefesini, enerji merkezlerimizi ve anatomi konuşuruz. Çakralarımızla ilgili olan yoga duruşları, nefes çalışmaları ve bu konular kapsamında meditasyon çalışmaları yaparız. Bir merak duvarı oluşturup, bir sonraki buluşmamızda konuşmak için merak ettiğimiz konuları yazarız. Bol bol konuşuruz ki bu da bize kendimizi daha da iyi ifade etmemiz için imkan sağlar.

Derste ne yok? 
Biz de aslan, kobra, kedi, ağaç ve dağ olduğumuzda sırtımızı, göğsümüzü ve dengemizi en güçlü şekilde hissederiz.

Zorlama, rekabet ve olumsuz düşüncelere yoga derslerimize giriş izni vermiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerden o gün yanlışlıkla içeri girmiş olan var ise, üzerine çalışır, post-itlere yazar, ders sonunda da onları çöpe atarız. Böylece sadece derslerimiz sırasında değil, kendimizle baş başa kaldığımızda da bu duygu ve düşüncelerin huzurumuzu bozmasına izin vermemiş oluruz.

Yoganın yararları nelerdir? Çocuğumun gelişimine katkı sağlar mı?
Bol bol konuşuruz ki bu da bize kendimizi daha da iyi ifade etmemiz için imkan sağlar.

Yoga, erken yaşta başlandığı ve düzenli bir şekilde yapıldığı taktirde çocukların ruhsal, fiziksel ve zihinsel gelişimine inanılmaz fayda sağlar.” İşte duymak istediğimiz zincirleme fayda sistemi!

Ama gelin bir de bu cümlenin detaylı anlamına bir bakalım. “Kendini tanıyan, kendine saygı duyan, kendini kimseyle kıyaslamamasını bilen, koşulsuz sevgiyle çevresine ve doğadaki her şeye saygı duyan ve de farkındalığı gelişmiş olan bir birey olması yolunda elbette ki yoga çocuklarımızın gelişimine mükemmel faydalar sağlar.

‘Ben’ kavramını doğru öğrenmiş olan çocuk, kendini ifade etmekte daha rahat eder. Rekabet ortamında olmadığından, başarısızlık yaşayacağı konusunda endişe veya şüphe duymaz. Yoganın fiziksel kısmı bir detaydır, asıl odağı ruhsal ve sosyal yönden besleyici olmasıdır.

Çocuğum kaç yaşından itibaren yoga yapabilir?
Yoganın fiziksel kısmı bir detaydır, asıl odağı ruhsal ve sosyal yönden besleyici olmasıdır.

Çocukların motor yetenekleri ve dünyayı keşfetmeye başladıkları yaş olan 2 yaşından itibaren çocuklar yoga yapabilir. Bu yaş grubunun ebeveynleri ile birlikte yoga yapması, çocuk-ebeveyn arasındaki bağın kuvvetlenmesi ve birlikte keyifli zaman geçirmelerini desteklemesi nedeniyle özellikle öneriyoruz.  O nedenle ben de 2-5 yaş aralığındaki çocuklarımızı anne veya babaları ile birlikte davet ediyorum derslerime.

Dersin süresi ne kadardır ve bir derste kaç kişi olabilir? 
Önemli olan birlikte olunan süre boyunca keyif almak ve an’ı kaliteli, farkındalığı yüksek bir şekilde yaşamaktır.

Yaş gruplarına bağlı olarak çocukların dikkat ve konsantrasyon süreleri farklılık gösterdiği için, bir dersin süresi 35 dakika ile 60 dakika arasında değişebilmektedir. En küçük yaş (2-3) gruplarında ise 25 dakika ideal olarak kabul edilen süredir. Fakat her yaş, her çocuk ve her grup ayrı kabul edilmeli, ders süresi için de mutlak bir doğru aranmamalıdır. Önemli olan birlikte olunan süre boyunca keyif almak ve an’ı kaliteli, farkındalığı yüksek bir şekilde yaşamaktır.

Kişi sayısına gelince, dersler bir kişi ile yapılabildiği gibi eşli veya grup halinde farklı kişilerin katılımıyla daha eğlenceli hale gelebilmektedir. Yani aynı şekilde kişi sayısı konusunda da kesin çizgilerimiz bulunmamaktadır.

Yoga yaparken ne giyelim, öncesinde ne yiyelim? 

Bedeni sıkıştırmayan yani hareketleri kısıtlamayacak, bu sayede de zihnimizi rahat ettirecek her türlü kıyafet yoga için uygundur. Kalın giysiler ekstra terletebileceği için tercih edilmemesinde fayda vardır. Çorapsız bir şekilde mat üzerinde çıplak ayakla çalışmak köklendiğimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.

Ders öncesinde ne yemeli?” kısmına gelirsek, mutlaka bir muz, iki ceviz gibi reçetelerimiz yok elbette. Normal hayat rutinimizden kopmadan ne yapıyorsak onu yapmalı, bedene iyi bakmalı, ne aç ne tok olarak gelmeliyiz derslere. Dersten çıkınca da aynı sisteme devam etmeliyiz. Unutmayalım ki biz vücudumuza ne kadar iyi bakarsak, o da bize karşılığını o kadar güzel bir şekilde sunar.

Çocuk yogası derslerini deneyimlemek ve dersler konusunda detaylı bilgi edinmek için Instagram ve Facebook hesaplarını takip edebilir, www.minikyogees.com sitesini ziyaret edebilir ve her türlü sorunuz için bana bu kanallardan ulaşabilirsiniz.

 

 

İlginizi çekebilir: Çocuklar için en eğlenceli öğreti: Çocuk yogası

Günce Dere: Çocukların herhangi bir madde olmadan sadece kendi zihin ve bedenleri ile kalabildikleri tek branş Çocuk Yogası'dır. İşte bu nedenle yurt dışında hemen her anaokulunda olan ‘’Çocuk Yogası’’ derslerinin Türkiye’de de yaygın hale gelmesini kendine hedef edinmiş bir Çocuk Yogası eğitmeniyim. Türkiye'nin Yoga Alliance onaylı Tek Çocuk Yogası Okulu Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü Çocuk Yogası Eğitmenliği Uluslararası Sertifika Programları 2-7 yaş (1.modül) ve 7-15 yaş (2.modül) tamamladıktan sonra Yoga Alliance onaylı Çocuk Yogası eğitmeni olmaya hak kazanarak, aktif bir şekilde çocuk yogası dersleri vermekteyim. Hafta sonu derslerimi Ataşehir'de bulunan Satyayogastüdyo’da, gönüllü eğitmen olarak 8-15 yaş aralığındaki minik yogiler ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Dila Kurt Eğitim Evi'nde çalışmaktayım. Ek olarak, özel dersler ve etkinlikler kapsamında yeni minik yogiler ile tanışıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale