X

Çocuk yapma sürecinde baskı ve stresin üstesinden gelmenize yardımcı olacak yaklaşımlar

Eğer eşinizle çocuk yapmaya çalışıyor ve bu süreç nedeniyle kendinizi stresli, endişeli ve umutsuz hissediyorsanız, merak etmeyin, yalnız değilsiniz.

Öncelikle, kimse çocuk sahibi olamamanın yaratacağı acı deneyimini planlayarak yola çıkmaz. Hamilelikle sonuçlanmayan denemeler veya yıkıcı etkisi bulunan gebelik kaybı, çiftler için hem oldukça üzücü hem de altından kalkması zor durumlar yaratabilmektedir.

Bu süreçte zihninizi ve bedeninizi etkili ve basit tekniklerle hazırlayarak bir yol haritası çıkarmak, hem stresinizi azaltacak hem de duygusal olarak daha dengeli olmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın ki, acılar ne yazık ki kaçınılmaz, fakat acı çekmek sizin insiyatifinizde. Daha iyi hissetmek ise elbette ki mümkün.

İlgili yazı: Çocuk sahibi olmadan önce cevap vermeniz gereken sorular

Çocuğunuzun olup olmayacağı konusunda belirsizlik yaşarken ve bunun sıkıntısını çift olarak çekerken, bu noktada size yardımcı olacak 3 yaklaşım bulunuyor: Farkındalık, meditasyon ve vücudunuzla bağlantıya geçme.

Farkındalık

Farkındalık; temelde kabullenişle birlikte yaşadığınız anın farkında olmak olarak tanımlanıyor. Farkındalık, yaşadığınız ana maksatlı olarak ve yargılamadan dikkatini vermenize izin veriyor. Anda neler olduğuyla ilgili farkındalığa sahip olduğunuzda, sizi kızdıran yargılayıcı ve dikkat dağıtıcı düşünceleri durdurabilirsiniz. Bu da bilinçli bir şekilde duygularınız hakkında farkındalığınızın olmasına ve onları zihninizden temizlemek ve mutluluğu kucaklamak için kabullenmenize izin veriyor.

Farkındalığın en iyi yanı ise her an ve her durumda bunu uygulayabiliyor olmanız. İşte size bu konuda yardımcı olacak 4 adım:

1. Kendinize şu soruları sorarak zihin ve beden farkındalığını sağlayın

  • Hangi düşüncelere sahibim?
  • Bedenimde fiziksel olarak ne hissediyorum?
  • Kendimi nasıl hissediyorum?
  • Neyden korkuyorum?

2. Korkularınızı evcilleştirin

Korkularınızın sadece duygu ve düşüncelerden ibaret olduğunu unutmayın ve korkularınızı evcilleştirmeye çalışın.

Korkularınızı kabullenin ve onların sadece düşünce ve duygulardan ibaret olduğunu unutmayın. Derin ve yavaş nefesler alarak bu duyguyu gözlemleyip tasvir edin. Bir elinizi göğsünüzün ortasına koyun ve dinginliğinizin ve neşenizin farkında olun. Mutlu olduğunuz ana odaklanın ve bir kere rahatladıktan sonra bu anı takdir etmek için 1 dakikanızı ayırın.

3. Farkına varın ve hissedin

Kabullenme pratiği yapın ve kendinize duygularınızı görmek ve olduğu gibi kabullenmek için izin verin, ne yanlış ne de doğru. Unutmayın ki, bize geleni değiştiremeyiz, fakat hazırlıklı olmayı deneyebiliriz. Bu noktada 2 seçenek bulunuyor: Savaşmak veya üzerine çalışmak. Duygularınıza katılın ve onların üzerine çalışılabilir noktalarına girin. Duyguyu iyice hissetmeye çalışın ve bu duygunun da geçeceğini unutmayın. Nefesinizi ve öz şefkatinizi bu noktada kullanın.

4. Kendinizi açın

Duygularınızı etkili bir şekilde anlamak ve ifade etmek için kapasitenizi geliştirebilirsiniz. Öfke, suça karşı korunma ihtiyacı anlamına gelmektedir. Korku güvende olma ihtiyacından gelir. Utanç mahremiyetin göstergesidir. Duygularınızı bir kez anladıktan sonra, farkında bir şekilde iletişime geçme uygulaması yapın. Farkında bir şekilde iletişime geçmeye niyetli olun, sakin kalın, yavaş konuşun, konuşurken ara verin ve kendinizi ifade edin, göz kontağı kurun, etkileşiminizi anbean gözlemleyin.

Meditasyon

Meditasyonun dönüştürücü özelliğinden faydalanın.

Meditasyon; dönüştürücü bir uygulama olup odak, konsantrasyon ve zihnin eğitimi etrafında döner. Meditasyon kanalıyla berraklığa, duygusal olarak pozitifliğe ve içsel dinginliğe ulaşmak mümkündür. Zihniniz sakin ve sessiz ise, iç huzurunuzu sağlar ve gevşersiniz.

Birçok insan meditasyon yapmaktan çekiniyor; çünkü sessiz bir mekan bulmanın imkansız olduğunu ve zaman bulamadıklarını dile getiriyorlar. Fakat bir de şöyle düşünün: Sevdiklerinize, ev işlerine veya ayak işlerine harcadığınız 1000 dakikanın yanında kendinize ayırmanız gereken, hak ettiğiniz bir 10 dakikanız yok mu?

İşte işinize yarayacak meditasyon teknikleri:

1. Bilinçli nefes 

Gözlerinizi kapayın. Ciğerlerinizdeki tüm havayı dışarı verin ve sonra da yavaşça burnunuzdan derin bir nefes alın ve ağzınızdan verin. Dakikada 6-10 arası nefes almaya çalışın.

2. Sese odaklanma

Oturun ve etrafınızda yükselen seslere dikkat edin, odağınızı değiştirebilir ve zihninizi temizleyebilirsiniz. Herhangi bir sesle yükselen herhangi bir yargı veya düşüncenin farkına varın ve daha sonra bunun geçmesine izin verin. Sabitlenmiş düşünce veya görüş olmadan sesin farkındalığına ulaşmayı amaçlayın.

3. Şarkı okuma

Mantraların (sözcüklerin) en kutsalı ve en yaygını olan OM; ruh, beden ve zihin bütünlüğünü temsil eder. Aslında OM çalındığında, onun titreşim sıklığının (432 Hz) aynısı doğada da bulunuyor.

Pozitif olumlamalar

Gözlerinizi kapatın ve bir cümleyi zihninizde tekrar edin. Bu cümlenin arkasındaki anlama ve nasıl somutlaştırılabileceğine odaklanın. Bazı pozitif önermeler size yardımcı olabilir:

  • Bedenime güveniyorum.
  • Hayatımda yeni değişikliklere izin veriyorum.
  • Hamile kalmama engel olan tüm duygusal engelleri serbest bırakıyorum.
  • En iyi sonucu hak ediyorum ve yeni hayatıma neşe ile minnettarım.
  • Hayatın mucizesi ile ilgili engin bağlantıyı deneyimliyorum.
  • Bebek sahibi olmakla ilgili kararımı açıkça gösteriyorum.

Vücutla bağlantıya geçme

Zihninizi beslediğinize göre, bedeninizle bağlantıya geçmeyi unutmayın. Bu noktada kulunçlarınızın ya da baş ağrınızın farkına varabilirsiniz; fakat vücudunuzu izlemeye devam ederek bu semptomları azaltmanız mümkün.

Alkol ve kafein tüketiminizi minimuma indirin ya da hiç tüketmeyin. Düzenli su tüketin. Vücudunuzu besleyici ve sağlıklı meyve, sebze ve tam tahıllı ürünlerle besleyin. Yoga, uzun yürüyüşler, yüzme ve diğer fitness uygulamalarıyla kendinizi aktif kılın. Gün içerisinde, vücudunuzun problemli bölgelerini tarayın.

Bedeninize ve zihninize iyi bakın ve göreceksiniz ki, zamanla çok sevdiğiniz bebeğinize ve ailenize kavuşacaksınız.

Kaynak:

mindbodygreen.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale