X

Çocuk ve genç odalarında Feng Shui: Odayı dekore ederken uygulayabileceğiniz 6 ipucu

Eh sonbahar geldi. Yazın o sıcak, neşeli, rehaveti bol günleri yerini, serin akşamlara, daha az ışığa, dökülen yapraklara ve bir miktar da hüzne bıraktı. Ama olsun hep deriz; doğanın düzenine, her mevsimin özelliklerine uyum sağlamamız lazım diye. Ne yapalım sonbahar hüzün taşıyorsa… Şehirde işe ve okula dönüşler başladı, yeni projeler hazırlanıyor, eski rutinler başlıyor.

Sonbahar arınmanın, temizlenmenin, bırakmanın zamanı. Nasıl ki ağaçlar, yeniden ilkbaharda büyümek ve tazelenmek için yapraklarını bırakıyor, işte biz de, yenilere yer açmak adına, bize fazla gelen yüklerden arınmak için ideal dönemdeyiz. Sadece zihnimizdeki veya bedenimizdeki yüklerden bahsetmiyorum. Bugünkü konumuz sürekli iletişim içinde olduğumuz, kendi kozalarımız olan kendi evlerimiz… Madem çocuklar okullu oldu, yeni bir döneme başlıyorlar; o zaman, işte size, işe onların odalarından başlayabileceğiniz bazı ipuçları…

Hiç düşündünüz mü neden bazı çocuklar odalarında rahatça uyuyup çalışabilirken, bazıları ise sürekli uyanır ve odası haricinde evin başka mekânlarında çalışmayı tercih eder? Aslında cevabı basit: Fiziksel sebeplerin yanında, odanın enerjisi ile ilgili uyum ve ahengin olmaması, enerjinin tıkanması, huzursuzluk ve konsantrasyon bozukluğu yaratabilecek olumsuz enerjilerin bulunması sebeplerden bir veya birkaçı olabilir…

Aslında klasik bir Feng Shui uygulamasında, işe, ilk önce evin enerji haritasını çıkarmak ile başlarız. Sonra da o odayı kullanan çocuğun doğum tarihine göre astrolojik haritasını göz önüne alarak, ihtiyacı olan elementleri saptarız. Ama bunun dışında hepimizin kendi çocuklarımızın odalarında yapabileceği temel ipuçlarını burada paylaşıyorum…

Doğal ışıktan faydalanın

Eve ilk defa taşınıyorsanız, çocuğunuzun odasını da tıpkı kendi odanız gibi, doğal ışık alan ama gün içinde evin yoğunlukla kullanılan salon ve mutfak gibi mekânlarından uzakta, aydınlık bir oda olarak seçin. Güneş ışığı mükemmel bir enerji ve hayat kaynağı olduğu için, her sabah, hem perdeleri, hem de pencereleri açıp enerjinin içeriye girmesine izin verin. Akşam ise tuz lambaları, hem yumuşak ışıkları ile güzel bir aydınlatma sağlar, hem de oda içindeki havanın kalitesini artırarak doğal bir koruma oluştururlar.

Sadeleşin

İşe ilk önce odalarını toplamakla başlayın. Bakın bakalım raflarda birikmiş, bir ara oynanmış bırakılmış, sürekli tozunu almaktan yorulduğunuz ıvır zıvır oyuncaklar, objeler var mı? Bazen de insan uzun zamandır aynı yerde duran ama hiçbir işe yaramayan nesneleri de hep oranın eşyası gibi hissediyor. Kaldırın veya sevdiği başka bir obje ile değiştirin. Oh raflar rahatladı biraz! Gözünüzü yoran nesneler de artık yok…

Etrafımızdaki her türlü canlı ve cansız varlık ile iletişim içinde olduğumuzu unutmayalım… O yüzden çocukların da etrafında hep sevdikleri, baktıkça iyi hissettikleri eşyalar olsun. Onları korkutabilecek, hayal dünyasını olumsuz etkileyeceğini düşündüğünüz objeleri odalarından çıkaralım. Onların yerine, aile fotoğrafı, doğa resimleri, doğal kristaller ve taşlar koyalım. Örneğin; güzel güneş ışığı alan bir odanın penceresine asacağınız kristaller hem ışık yansımalarına neden olacak, hem de odada tam da çocukların seveceği masalsı bir ortam oluşturacaktır. 

Biriktirmeyin

Yaşam Enerjisi dediğimiz “Chi” evin içinde, odaların içinde rahatça akmalı ve gezinmeli. Kapıların arkasını, yatak altlarını küçülmüş, oynanmayan veya giyilmeyen eşyalarla depo gibi kullanmak, enerjinin akmasını engeller. Mekânda yaşanan tıkanıklık da zihinsel tıkanıklıklara sebebiyet verir. O yüzden hemen bir liste yapmalı ve yaşlarına uygun olmayan oyuncaklar başka ihtiyaç sahiplerine, giyilmeyen küçülmüş ama temiz kıyafetler başka ihtiyacı olan çocukların dolaplarına veya kitaplar yeni kurulacak kütüphanelere gitmeli… Araştırınca görüyorsunuz ki bunları toplayan, ihtiyaç sahiplerine ulaştıran bir sürü yer var. Almak için vermeyi öğrenmeli değil mi?

Alanları ayırın

Yaşları küçük çocukların odalarını fazla eşya ile doldurmaktan kaçınalım. Onların da hayal güçlerini çalıştırıp sergileyecekleri enerjinin de rahatça aktığı alanlara ihtiyaçları var. Çocuklarımızın yatak odaları genelde birçok faaliyeti içinde barındırabiliyor. Gün içinde hem oyun oynuyorlar, okul dönüşü ders çalışıyorlar, akşam ise uyku için kullanıyorlar… Her şeyden önce birkaç fonksiyonu bir arada bulunduran mekânlarda, bu fonksiyonları birbirinden ayıracak en azından somut köşeler oluşturmakta yarar var. Çalışma köşesi, oyun köşesi ve yatak alanını iyi düzenlemeli ki fonksiyonlar birbirine girip enerji kargaşası yaratmayıp, tam tersine kişisel gelişimine destek versin. 

Çalışma masasının konumuna dikkat edin

Çalışma masasının yönü Feng Shui uygulamalarında önemlidir. Masa yönünü tercih ederken, çocuğun doğum tarihi temel alınarak olumlu yönlerini çıkartırız ve yaşam enerjisinin desteğini alması için yüzünü bu yönlere dönmesini isteriz. Onun dışında, siz, masayı konumlandırırken, kapının tam karşısında olmamasına özen gösterin, tedirginlik hissetmemesi için de kapıyı görecek şekilde pozisyonlandırmaya çalışın. Kim arkasından sessizce yaklaşan bir ebeveyn ister ki? Eğer böyle bir durum varsa küçük bir ayna da iş görür. Masa üzerinden oyuncaklarını ve dağınıklığı kaldırın ki sadece yapacağı işe konsantre olsun ve ödevler de saatlerce sürmesin. Masaya koyacağınız, seveceği doğal taşlar ile de konsantrasyonunu artırabilirsiniz.

Yatak nasıl yerleştirilmeli?

Bunun arkasından, tabii ki, huzurlu bir uyku için yatak yönü seçimi geliyor. Çocuğumuzun da yine kendisi için en uygun pusula yönüne göre yatması için doğum tarihine göre yatak yönü hesaplanabiliyor. Yatağın konumunu ise, mümkünse kapıdan en uzak noktada ama kapıyı görecek şekilde yerleştirmelisiniz. Yatak başının sağlam bir duvar olması ise tercihiniz olmalı…

Eğer birkaç çocuğunuz varsa ve odayı paylaşmak durumundalarsa, her ikisine de kendi bölümlerini kişiselleştirmeleri için fırsat yaratın. Ancak yerden tasarruf edeceğim diye ranza formatlı yatakları mümkünse tercih etmeyin. Altta yatan kişi, her zaman üzerinde baskı hisseder. Çok zorda kalırsanız da ara sıra yer değiştirerek uyumalarını teşvik edin. Üst yatağın tavanını açık renklerde de boyayabilirsiniz.

Feng Shui ile düzenlenmiş odalar, çocuklarımızın sağlıklı büyümesine, olumlu kişisel özellikler geliştirmesine, ailesi ve çevresi ile uyum içinde olmasına katkı sağlar…

Daha detaylı bilgi almak için; info@madeinfengshu.com adresine yazarak kişisel danışmanlık alabilirsiniz…

“madeinfengshui “olarak 02-03 Kasım’da Beykoz Village Park Resort &Spa’nın doğal ortamı içinde, Mayıs ayında yaptığımız atölye çalışmasını, olumlu geri dönüşler üzerine sizler için tekrarlıyoruz. “5 Element ile Dengelen” Volume 2 Atölye çalışmasında; hem elementler ile ilgili genel bilgiler öğrenecek hem de katılımcıların daha önce paylaştıkları doğum tarihlerine göre, astrolojik haritalarını yorumlayacağımız bireysel seanslar yapacağız. Bu şekilde kendi öz elementimiz, dolayısıyla kendi hayat yolculuğumuz hakkında derin bilgiler öğreneceğiz. Kendimiz için, özümüzde hayal ettiğimiz hayatı resim ve kolaj çalışmaları ile oluşturacağız. 5 Elementin, Aromaterapi ile bağlantısını öğrenip, ihtiyacımız olan elemente göre Aromaterapik yağlarımızı hazırlayacağız. Yoga&Meditasyon ile de doğanın içinde kendimiz ile bağlantı kuracağımız bu etkinliğe sizleri de bekliyoruz.
Atölye ile ilgili tüm detaylara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
www.madeinfengshui.com/events/5-element-ile-dengelen-volume-2/
Kayıt için info@madeinfengshu.com adresine mail atabilir ya da telefonla bizlere ulaşabilirsiniz..
Bahar: 05322935392 Banu: 05324737771
Ya da sadece takip etmek isterseniz;
www.madeinfengshui.com
https://www.facebook.com/madeinfengshui/
https://www.instagram.com/madeinfengshui/

İlginizi çekebilir: Ev satın alırken de Feng Shui: Evinizin enerjisi tüm yaşamınızı etkiliyor

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale