Siz de başınızı sağa sola çevirdiğinizde kuralları çiğneyen insanları görüyorsunuzdur. Kimi zaman çimlere basarak geçen, kimi zaman kırmızı ışıkta geçen, kimi zaman da yere sigarasını atan ya da tükürenleri. Eğer plaza insanı iseniz bu durumu daha çok aynı iş yerinde çalışıp birbirine selam vermeyenlerde görürüz. Bu bireyleri insan olduklarını unutan insanlar olarak tanımlıyorum. Nitekim saydığım örneklerin toplumda normal ve kabul görür olması ne üzücü. Bu örnekler kabul gördüğünden, kuralları yok sayma hali; kimi zaman hayvanların, kimi zaman da insanların canını yok saymaya vardı.
İki ayrı isteğin iki yüze etkisi
Anne ve babalar çocukların toplumda saygın bireyler olması için ellerinden geleni yapma çabasındadır. Bunun için çocuklarının öğrettikleri kurallara hemen uymasını beklerler. Çocuk, anne ve babasının istek ve taleplerine uymayınca ebeveynin başvurduğu çözüm yöntemi çoğu kez ne yazık ki ceza oluyor. Bir ailede çözüm yöntemi olarak ceza kullanılıyorsa; o aile çocuğunu baskı altına alıyor demektir. Baskılanan her çocuk kendi istek ve arzularını yaşanır kılmak ister. Bunu da gerçekleştirir. Şimdi bana “Çocuk hem baskı altında, hem de bunu çözmüş; sorun nedir?” diyebilirsiniz. Çözüm ama nasıl bir çözüm? Acaba bu çözüm yönteminin çocuklarınızın kafasını karıştırıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü? İkiyüzlü çocuklar tam da bu ebeveyn tutumunun eseri diyebiliriz.
Gelin birlikte bakalım: Çocuk ebeveynin kuralını nasıl anlar?
Çocuğa herhangi bir kural verildiğinde çocuk kuralın ne olduğunu anlayamaz. Bu kural vermenin ilk evresidir. Bu evrenin adı “bilme/öğrenme” dönemidir. Çocuğa öğretilen tüm kurallar onun dünyasında kafa karıştırıcıdır. Ebeveyn tarafında ise işler oldukça hızlı ilerler. Derler ki “Kaç defa anlattım hala böyle neden yapıyorsun?” ya da “İnadına yapıyor bu çocuk!” gibi yorumları duyarım. Bu yorumların duyulduğu evre ise ikinci evredir. Bu evre yorum evresidir. Evreler arasında seri bir geçiş vardır. Birinci evre olarak tanımladığım öğrenme evresinde çocuk söylenenin ne olduğunu öğrenir; ikinci evre olarak tanımladığım yorum evresi ise bu söylenenin neden ve niçin yapıldığını kavramaya başladığı evredir.
Dikkat! Hata tam da burada yapılıyor olabilir!
Ebeveyn evreler arasında farkı kavradığında rahatlar. Ama onları yeni bir gündem bekliyordur. Bu da çocuğa kural veya bilgi verirken bu söylemin yaş gruplarına ve çocuğun mental sürecine bağlı olarak değişkenlik göstereceğidir. Mesela eğer tırnaklarını yersen midende bir tırnak ağacı çıkar söylemini 5 yaşındaki bir çocuk anlamaz ve gerçekten midesi ağrıdığında içinde bir tırnak ağacının çıkıyor olduğuna ilişkin korkuya kapılırken, 10 yaşındaki bir çocuk bunun ayrıma varmış olur.
Yapılması gerekenler
Anne ve babanın bu dönemde de sabırlı olması oldukça önemlidir. Kurallar tam, net ve çocuğun yaşına göre anlatılmazsa çocuk bu kuraları anlayamaz. Ve birtakım kavramları kendi içerisinde tam olarak anlamlandıramaz.
Çocuklarının kuralları içselleştirmesi, kabullenmesi demek, anne ve babasını içselleştirmesi demektir. Anne ve baba çocuğunu eğitim sürecinde ne kadar anlarsa aslında çocuğunu o kadar duyar ve çocuğu ile bir o kadar da empatik frekansı yakalamış olur. Yorum evresi olan “Söylüyorum, söylüyorum, anlamıyor” yerini empatiye bıraktığında çocuk duyulduğunu ve anlaşıldığını hisseder, kabullenir. Bir çocuğun kuralları kabullenmesi demek, anne babasını kabullenmesi demektir!
Anne-babanın çocuğunu kabullenmesi doğaldır, doğuştandır, ancak çocuğun ebeveyni kabullenmesi aynı frekansta gerçekleşmez. Bunun için de ebeveynin çocuğuna kendisini sevdirmesi gerekir. Sevmek ve sevilmek, sevdirmek arasındaki fark budur; kendinizi nasıl konumlandırdığınızdır.
Şimdi etrafınızdaki insanlara bir kez daha bakın; toplumda yaşanan tüm bu aykırı ihlalleri, insan olmanın doğasını anne-babası kabul etmeyen ve edemeyen tüm bireyleri selamlayarak… Ben hala insan olmanın duygu yelpazesindeki tüm duyguların konuşularak, anlaşılarak ve ağızdan çıkan beyanın samimiyetine inanarak ilerleyenlerdenim. Düzene aykırı davrandığım, toplumun normaline uymadığım zamanların çokluğuna dönüp baktığımda gülümsüyorum. Bu yazımın amacı da benim gibi gülümseyenleri bulabilmek…
Sevgiler.
İlginizi çekebilir: Bukalemun çocukları görebilmek: Ebeveynin tutumu çocuğun kişiliğini nasıl etkiler?