‘Yapamayacağım’, ‘Başaramayacağım’, Olmuyor’ gibi olumsuz cümleler ve üstesinden gelinememe, baş edememe hissiyle başlar korkular. Başlarda sadece küçük bir ürküntü iken, giderek büyür ve içinden çıkılamaz bir tedirginlik hali ile bezenir. O halde, yaşamda bizleri bile korkuya, endişeye sürükleyen o kadar uyaran varken, çocuklarımıza kendi dünyalarındaki korkularla mücadele etmeyi nasıl öğreteceğiz?
Sorunu tanımlayın
Korkularla mücadele ederken çocuğunuzla ortak bir dil yakalayın ve ona karşı açık ve anlaşılır bir tutum sergileyin. Çocuğunuzun hayatında olan sorunu birlikte belirleyin ve sorunu olabildiğince somut bir şekilde tanımlayın. Çocuğunuzun “Karanlıktan korkuyorum” ifadesini mümkün olduğunca genişletin. Sorunu tanımlarken “Ne zaman, nasıl, neden, kimleyken, nerede vs.” gibi sorulardan faydalanabilir, çocuğunuzun korkusunu tanımlayabilir ve ortak bir sorun tanımlamasında buluşabilirsiniz. “Odamda yalnız başıma kaldığımda karanlıktan korkuyorum.” ifadesi korku davranışını uygun şekilde betimleyen bir cümledir.
İlgili yazı: Korkularınızın ve içgüdülerinizin yardımıyla en doğru yolu bulabilir misiniz?
Hedef belirleyin
Çocuğunuzla birlikte korkularla mücadele ederken hedef belirleyin. Karanlıktan korkan bir çocuk için “Gece odam karanlık bile olsa yatağımda yatacağım.” uygun bir hedef olabilir. O halde, belirlediğimiz hedefler üzerinde çalışmak ve bu hedefin herkes tarafından bilinir olması, davranışın kazandırılması için de önemli olacaktır.
Aile bireylerini bilgilendirin
Belirlediğiniz hedeften tüm aile bireylerine bahsedin. Onların desteği de çocuğunuzun korkularına şekil verme sürecinde belirleyici olacaktır. Korkulardan ve hedeflerden haberdar olan aile bireyleri, belirlenen uygulama çerçevesinde hareket eder. Böylece, herkes çocuğa aynı davranmış olur. Uygulamanın belirlenen prosedüre uygun, sistematik ve düzenli yapılması, çocuğun davranışlarının değişmesine o denli yardımcı olur.
Çocuğunuzla birlikte ödül belirleyin
Uygulamaya başlamadan önce, çocuğunuzla birlikte onun hoşuna gidecek bir ödül belirleyin. Uygulama aşamalarında sergileyeceği uygun davranışlar için ödüllendirilmek, onun hem motivasyonunu, hem de davranışlarını artıracaktır. Ödül; çok sevdiği bir yiyecek, bir oyun, bir oyuncak veya etkinlik olabilir.
Çocuğunuzun davranışlarına şekil verin
Şekil verme; çocuğun davranışını aşamalı olarak değiştirmektir. Her zaman en kolay basamaktan başlayın. Karanlık olan sinema salonuna giremeyen bir çocuk için, ilk basamak onun kolaylıkla uyum sağlayabileceği bir beceri olmalıdır. Sinemanın kapısında 5 dakika boyunca sakince beklemek uygulamanızın ilk basamağı olabilir. Sinema salonunun içinde 5 dakika beklemek ikinci basamak, sinema koltuğunda 5 dakika oturmak üçüncü basamak olarak belirlenebilir. Bu ilk üç basamaktan sonrasında şekil verme yöntemi “süreye şekil verme” şeklinde devam ettirilir. 5 dakika boyunca sinema koltuğunda sakince oturan çocuğa mutlaka belirlenen ödülü sunulur. Daha sonrasında, bekleme süresi 10 dakikaya, sonrasında 15 dakikaya, sonrasında ise 20 dakikaya çıkarılır. Çocuk uygulama boyunca, her uygun davranışı için ödüllendirilir. Böylece çocuk, film süresi boyunca sakince koltuğunda oturarak, karanlık olmasına rağmen sinema ortamında kalabilir.
Çocuğunuzun davranışını genelleyin
Çocuğunuz hedeflenen davranışı kazandıktan sonra, aynı davranışı mutlaka farklı ortamlarda da genellemesini sağlayın. Karanlıkta film izleme korkusunu yenen çocuk, mutlaka farklı sinema salonlarına götürülmeli, aynı beceri farklı ortamlarda da genellenmeli, becerinin devamlılığı aile tarafından takip edilmelidir.
Düzenli, sürekli ve sistematik yapılan uygulamalar, çocuğunuzun korkularıyla mücadelesinde sizlere kolaylık sağlayacak, çocuğunuzla birlikte belirlediğiniz ödüller hem onun motivasyonunu pekiştirecek, hem de uygun davranışı artıracaktır.