X

Çocuğunuza duygularını yönetmeyi öğretin: Davranış ve duygular arasındaki farkı görmek

Bir duyguyu hissetmek oldukça normaldir. Gün içinde pek çok duygu yaşarız. Öfkeleniriz, korkarız, seviniriz, üzülürüz, endişeleniriz; ancak her duygunun belirli bir süresi vardır. Örneğin, işten terfi aldığınızda sevinçten havaya uçarsınız, çevrenize bu haberi verirken çok sevinirsiniz ancak birkaç gün sonra o sevincin şiddetti giderek azalır. Bu her insanda görülen normal bir durumdur. Yaşadığımız duygular ilk 30 dakika çok yoğunken, sonra giderek azalmaya başlar.

Çocuklar da doğaları gereği zaman zaman aşırı dramatik olabilir. Onların istediklerini hissetmelerine izin vermek gerekir, aynı şekilde hissetmeseniz bile. Tabii ki bu, istedikleri gibi davranabilecekleri anlamına gelmez.

Çocuğunuzu kuralları çiğnemek, başkalarını incitmek veya sosyal olarak uygunsuz davranmak konusunda uyarın. Aynı zamanda, öfkeli, üzgün, korkmuş, heyecanlı ya da yaşadığı diğer duyguları hissetmesinin doğru olduğunu bilmesini sağlayın.

Çocuğunuzun duygularını küçültmekten veya reddetmekten kaçının 

“Üzülmemeliyim” diyen çocuklar, kederden kaçınmak için büyük çaba harcayacaklar. Ama bu sağlıklı değil. Keder iyileşme sürecidir.

Amaç, çocuğunuzun duygularını değiştirmemeli. Bu gibi şeyler söylemekten kaçının: “Bu kadar abartmayı bırak. Çok küçük bir şey için çok sinirlenme. Ağlamayı kes. Hiçbir şey için çıldırıyorsun. Bebek olma. Saçma sapan bir şey için endişelenmeyi bırak” gibi söylemlerden kaçının. Çünkü bunlar çocukların duygularını anlamlandıramamasına ve öğrenememesine neden olacaktır. Duygular normaldir ve yaşanması gerekir.

Duyguyu davranıştan ayırmak 

Çocuğunuzun yaptığı şey ile nasıl hissettiğini ayırt edin. Öfke bir duygudur, vurmak bir davranıştır. Hüzün bir duygudur, çığlık bir davranıştır.

Çocuğunuzu belli şeyler hissetmemesi için ikna etmek yerine, ona rahatsız edici duygularla nasıl başa çıkılacağını öğretin. Sağlıklı baş etme yöntemlerini birlikte hazırlayıp yazabilirsiniz.

Rahatsızlıkla baş etmede çocuğunuzun güvenini artırın 

Bazen ebeveynler zihinsel olarak güçlü bir çocuk yetiştirmenin, duygusal olmayan bir çocuk yetiştirmekle ilgili olduğunu düşünür. Ama bu doğru değil. Zihinsel olarak güçlü çocuklar duygularını tanır ve daha sonra, bu duygularla baş etmenin sağlıklı yollarını seçerler.

Çocuğunuza, endişe gibi rahatsız edici hislerle başa çıkabileceğini öğretin. Bir okul yarışmasında tüm okulun önüne çıkmaktan korktuğu zaman, korkularıyla yüzleşebilme becerisini vermişseniz, denemeye istekli olacaktır. Ancak, kaygının kötü olduğu mesajını gönderirseniz, kendisini endişeli hissetmesine neden olan şeyler yapmaktan kaçınabilir. Tüm duygular normaldir; kaygı da bunlardan biridir. Ancak fazla olursa yaşam işlevimizi bozabilir. Bu nedenle “Onunla baş etmeyi öğrenmeliyiz” diyebilirsiniz.

Benzer şekilde, çocuğunuza rahatsız edici duyguların da yaşamın bir parçası olduğunu gösterin. Örneğin, huysuz ve kötü hissettiğiniz günlerde bile başkalarına nasıl nazik davrandığınızı konuşun. Çocuğunuza üzüldüğünüz günlerde hala işe gittiğinizi gösterin. Bazen kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanlarda bile işleri halletmek zorunda olduğunuzu açıkça belirtin.

Çocuğunuza duygularını yönetmeyi öğretin 

Çocuğunuza duygularının iyi olduğunu ve bu duygularla başa çıkmanın sosyal olarak uygun yollarını bulabildiğini öğrettiğinizde, davranışlarında büyük bir gelişme göreceksiniz. İşte bir çocuğun duyguları hakkında fikir edinmesine yardımcı olmanın bazı yolları:

  • Çocuğunuzun duygularını etiketleyin: Çocuğunuza duygularını daha iyi anlaması için duygularını adlandırarak öğretin. Şöyle bir şeyler söyleyebilirsiniz: “Bugün parka gitmediğimiz için gerçekten hayal kırıklığına uğramış gibi hissediyorsun. 
  • Sağlıklı başa çıkma becerilerini öğretin: Çocuğunuza rahatsızlıkla aktif olarak nasıl başa çıkacağını öğretin. Ona üzgün olduğunda bir resmi boyayabileceğini veya sinirlendiğinde dışarıda oynayabileceğini gösterin.
  • Çocuğunuza duyguları üzerinde bir miktar kontrol sahibi olabileceğini gösterin: Kötü bir ruh hali içindeyse, odasında somurtarak oturmanın ya da bu gibi bazı davranışların onu kötü bir duygulanımda nasıl tutacağı hakkında konuşun. Eğlenceli bir oyun oynamak gibi diğer seçeneklerin onu neşelendirebileceğini açıklayın.

  • Çocuğunuzu uygunsuz davranışlardan dolayı disipline edin: Çocuğunuz sinirlendiğinde erkek kardeşinin oyuncağını kırarsa, bunun bir sonucu olduğunu görmeli. Duyguları için cezalandırılmayacağını açıkça belirtin, ancak kurallara uymadığı zamanlarda bazı sonuçlara katlanması gerektiğini gösterebilirsiniz. Bir duyguyu hissetmek oldukça normal, ancak o duygunun yol açtığı davranışı yapıp yapmamak bizim kontrolümüzde ve seçimimizde. Çocuğa da bunları öğretmek oldukça faydalı olacaktır.
  • Sabırlı olun: Çocuğunuz büyüdükçe, duyguları üzerinde daha iyi kontrol sahibi olur. Ancak bu, duygularıyla ilkokul ve gençlik yıllarında mücadele edemeyeceği anlamına gelmez. Çocukluk, duygusal iniş çıkışların olduğu lunaparktaki oyuncaklara benzetilebilir. Çocuğunuza duyguları öğretmek, koçluk yapmak için öğretilebilir anlar arayın. Ve duygularınızı daha iyi yönetmek için çalışmaya hazır olun. Çocuğunuz engellere, zor insanlara ve aksiliklere cevap verme şekliniz ile duygular hakkında çok şey öğrenecektir. O nedenle sizi model alacaktır, dikkatli olmakta fayda var.

Rahatsız duygularla ilgili çocuğa nasıl yardım edebilirsiniz?

Zihinsel olarak güçlü çocuklar, duygularının onları kontrol etmelerine izin vermek yerine, duygularını nasıl kontrol edebileceklerini anlarlar. Duygularını nasıl düzenleyeceğini bilen çocuklar davranışlarını yönetebilir ve olumsuz düşünceleri uzak tutabilir. Ancak çocuklar duygularını anlama anlayışıyla doğmazlar ve duygularını sosyal olarak uygun yollarla nasıl ifade edeceklerini doğal olarak bilemezler.

Öfkesini nasıl yöneteceğini bilmeyen bir çocuk, agresif davranışlar ve sık sık öfke patlamaları gösterebilir. Benzer şekilde, üzgün hissettiğinde ne yapacağını bilemeyen bir çocuk kendi başına somurtarak saatler harcayabilir.

Çocuklar duygularını anlamadıklarında, rahatsız edici olan herhangi bir şeyden de kaçınabilirler. Örneğin, sosyal durumlarda gerçekten utangaç olan bir çocuk yeni bir faaliyete katılmaktan kaçınabilir, çünkü yeni şeyler denemeyle ilgili rahatsızlığı tolere etme kabiliyetine güven duymaz.

Çocuklara duygularını düzenlemelerini öğretmek birçok davranış problemini azaltabilir. Duygularını anlayan bir çocuk da rahatsız edici durumlarla başa çıkmak için daha iyi hazırlanacak ve çok daha iyi bir performans gösterme olasılığı olacaktır. Pratikle çocuklar duygularıyla sağlıklı bir şekilde başa çıkabildiklerini öğrenebilirler.

Kişisel sorumluluğu öğretin 

Çocukların çok çeşitli duygular yaşaması sağlıklı olsa da, duyguları üzerinde bazı kontrolleri olduğunu fark etmeleri de aynı derecede önemlidir. Okulda zor bir gün geçiren bir çocuk ruh halini artıracak okul sonrası etkinlikleri seçebilir.

Çocuğunuza duygularını öğretin ve yoğun duyguların yanlış davranışları haklı çıkarmak için bir bahane olarak hizmet etmemesi gerektiğini anlamasına yardımcı olun. Kızgın hissetmek ona birisine vurma hakkı vermez gibi…

Çocuğunuza kendi davranışlarından sorumlu olduğunu ve duyguları için başkalarını suçlamanın kabul edilemez olduğunu öğretin.

Ayrıca önemli bir nokta daha; çocuğunuza, başkalarının duygularından sorumlu olmadığını hatırlatmak da aynı derecede önemlidir. Sağlıklı bir seçim yaparsa ve başkası sinirlenirse sorun olmaz. Çocukların yaşamları boyunca güçlendirilmeleri gereken önemli bir derstir, böylece akran baskısına dayanabilir ve kendileri için sağlıklı kararlar alabilirler. İyi değerlerin ve güçlü karakterlerin kullanılması, diğer kişilerin onaylamamasına rağmen, çocuğunuza iyi kararlar vermesi konusunda güven verecektir.

Rahatsız duygulara hoşgörü göstermek

Rahatsız edici duygular genellikle bir amaca hizmet eder. Bir uçurumun kenarında duruyorsanız, endişe bizi tehlikeye karşı uyarmak için normal bir duygusal tepkidir. Ancak bazen gereksiz yere korku ve endişe yaşarız.

Çocuğunuza, bir şey hakkında gergin hissettiği için, bunun mutlaka kötü bir fikir olduğu anlamına gelmediğini öğretin. Örneğin, futbol takımına katılmaktan korkuyorsa, diğer çocuklardan hiçbirini tanımıyorsa, yine de oynamaya teşvik edin. Korkularıyla yüzleşmek (bunu yapmak güvenli olduğunda) düşündüğünden daha fazlasını yapabileceğini görmesine yardımcı olacaktır.

Bazen çocuklar rahatsızlıktan kaçınmaya alışırlar, kendilerine olan güvenlerini kaybederler. “Bunu asla yapamam, çok korkutucu olacak” şeklinde düşünüyorlar. Sonuç olarak, yaşamdaki birçok fırsatı kaçırıyorlar. Çocuğunuzu, rahatlık bölgesinin dışına çıkmak için yavaşça itebilir, teşvik edebilirsiniz. Çabalarını övün ve sonuç yerine denemeye istekli olduğuna daha fazla önem verdiğinizi açıkça belirtin. Ona hataları, başarısızlıkları ve rahatsız edici durumları nasıl daha iyi öğrenme ve gelişme fırsatları olarak kullanacağını öğretin.

Sonuç olarak duygularımızı hissetmek oldukça normaldir. Gün içinde pek çok duygu yaşarız. Öfkeleniriz, korkarız, seviniriz, üzülürüz, endişeleniriz ancak her duygunun belirli bir süresi vardır. Gelir ve geçerler. Önemli olan nasıl baş ettiğimizdir. Yanlış baş etme stratejileri hem ebeveynleri hem de çocukları yorar.

İlginizi çekebilir: Pozitif disiplin: Çocuğunuzun davranış problemlerini olumlu bir şekilde yönetebilirsiniz

Gülnaz Küsin: Adana’da dünyaya gelen Gülnaz Küsin 2009-2011 yılları arasında Viyana Üniversitesi Siyaset Biliminde eğitim gördükten sonra Mersin Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Lisans eğitimi sırasında Adana Dr.Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde,Özel Adana Medline Hastanesinde ve Adana Sevgi Evleri Çocuk Yetiştirme Yurdunda stajyer psikolog olarak görev yapmıştır.2017 yazında Kanada Saskatoon 'da İngilizce eğitimi almıştır. İleri derece İngilizce düzeyine sahiptir. Şu anda Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansına devam etmektedir. Halen Dr Alper Yılmaz ile birlikte çalışmaktadır. Aldığı eğitimler: • Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi (Prof Dr Şükrü Uğuz) • Oyun Terapisi Eğitimi • Denver 2 Gelişimsel Tarama Testi • Moxo D-cpt Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Ölçme Testi

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale