X

Çocuğunuza beynin çalışma mekanizmasını öğretmenin en eğlenceli yolu: Beyin evi ve sakinleri

Bilgi güçtür. Beyin hakkındaki gerçekleri, beynin nasıl çalıştığını öğrenmek duygusal zeka için güçlü bir zemin hazırlar. Çocuklar beyinlerinde neler olup bittiğini anladıkları zaman davranışlarımız için seçme şansımızın olduğu görüşünü kazanmak için ilk adımı atmış olurlar.

Beyni öğrenmek aynı şekilde ebeveynleri de etkiler. Çünkü, beynin nasıl çalıştığını öğrenmemiz çocuğumuz bize ihtiyaç duyduğunda, onun sorularını nasıl cevaplayabileceğimizi anlamamızı sağlar.

Çocuklar beyinlerinde neler olup bittiğini anladıkları zaman davranışlarımız için seçme şansımızın olduğu görüşünü kazanmak için ilk adımı atmış olurlar.

Beyni çocuklara (ve ebeveynlere) nasıl anlatabiliriz?

Bazen beynimiz korku, üzüntü veya öfke gibi duygularla dolup taşar ve bu durum bizim için oldukça karmaşıktır, özellikle de çocuklarımız için. Bu nedenle çocuklara beyinlerinde neler olup bittiğini öğretmek kafa karıştırıcı düşüncelerin ve başa çıkması zor duyguların mantığını anlamaları için oldukça önemlidir. Ayrıca, çocuklar beyni öğrendikçe kendi duygularını başkalarına anlatabilmelerini sağlayacak kelime zenginliğine de erişmiş olurlar. Beyni bilmediğiniz bir yabancı dil olarak düşünebilirsiniz; eğer ailenizdeki bireyler bu dili konuşuyorsa, kendinizi ifade etmeniz ve onlarla iletişime geçmeniz daha kolay olacaktır.

Beyin üst katları ve alt katları olan bir evdir

Çocuğunuza beyin kavramını alt ve üst katları olan bir ev gibi tanıtabilirsiniz. Bu metafor, çocuklara kafalarının içinde neler olup bittiğini anlatmak için harika bir yoldur. Metaforu bir adım öteye taşıyacak olursanız, bu evde kimlerin yaşadığından bahsedebilirsiniz. Üst katta yaşayan karakterler, alt katta yaşayan karakterler hakkında bilgi vermek faydalı olacaktır.

Bu yolla çocuğunuza nörokorteksin (düşünen beynimiz-üst kattakiler) ve limbik sistemin (hisseden beynimiz- alt kattakiler) işlevleri hakkında bilgi vermiş oluruz. 

Çocuğunuza beyin kavramını alt ve üst katları olan bir ev gibi tanıtabilirsiniz.

Alt katta kimler yaşıyor, üst katta kimler yaşıyor?

Genel anlamda üst katta yaşayanlar düşünen, problem çözen, duygu denetleyici, yaratıcı, esnek ve empatik karakterlerdir. Üst kat komşularını kodlamak için özelliklerle aynı baş harfi taşıyan isimler kullanabilirsiniz. Bu şekilde çocuklarınız beynin kategorizasyon özelliğini istem dışı kullanacak ve karakterleri hızlıca öğreneceklerdir: “Sakinleştirici Sedef, Problem Çözücü Petek, Yaratıcı Yağız, Esnek Emre.”

Alt katın insanları hissedenlerdir. Bu insanlar bizi güvende tutmaya ve ihtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığına odaklanmış durumdadır. Yaşamsal bütün içgüdülerimiz bu insanlar tarafından kontrol edilir. Alt katta yaşayanlar bizim için bir tehlike olup olmadığına, bir alarm sesi duyup duymadıklarına, savaşmaya, kaçmaya, bir tehlikeyle yüzleştiğimizde ortaya çıkmaya hazır olup olmadığımıza ve saklanmamız gerekip gerekmediğine karar verirler. Alt katta “Uyaran Umut, Korkan Kerem ve Büyük Patron Beril” yaşamaktadır.

Siz ve çocuğunuz hangi özelliklerden bahsettiğinizi bildiğiniz sürece karakterlere istediğiniz isimleri verebilirsiniz. Hatta bu oyunu oynadıkça isimleri değiştirebilir; erkek/kız isimlerini, hayvan isimlerini/çizgi film karakterlerinin isimlerini ya da tamamen kendi uydurduğunuz isimleri kullanabilirsiniz. Sevdiğiniz kitap veya filmlerden isimler bulabilir, sadece sizin tarafınızdan bilinen ve uydurulan isimleri seçerek beyin fonksiyonları için kendi dilinizi yaratabilirsiniz.

Ya alt kattakiler kontrolü ele geçirirse?

Beynimiz, alt kattakiler ve üst kattakilerle birlikte ve barış içinde çalıştıkları zaman mükemmel performans gösterir. Üst katı ve alt katı bağlayan merdivenin çok kalabalık olduğunu ve sürekli halde herkesin birbirine mesaj taşıdığını hayal edelim. Böyle bir durumda, tercihlerimizi sağlıklı yapabilir, bizi zorlayan durumlarla başa çıkabilir, kendimizi iyi hissedebilir ve kontrollü olabiliriz. Ancak bazen alt katta yaşayan Uyaran Umut bir tehlike algılar, Korkan Kerem panik yapar ve biz tam olarak ne olduğunu anlamadan Büyük Patron Beril bedene tehlike için hazırlanmasını söyleyen zili çalar. Bu zil aracılığıyla tüm komşulara “Evin yönetimi alt kat tarafından ele geçirilmiştir!” diye haber gönderir. Bu haber üst ve alt kattakileri birbirine bağlayan merdivenin bir süreliğine çalışmayacağının habercisidir.  

Bazen bu merdiveni durdurmak bizi en güvende tutan şeydir

Çocuğunuza bu reaksiyonların güvenli olduğunu anlatın ve bazı sorular sormayı deneyin.

Herkes evdeyken evde çok gürültü olur ve herkesin birbirini aynı anda duyması imkansızdır. Büyük Patron Beril üst kattakilere sessiz olmasını söyleyerek alt kattakilerin tehlikeye hazırlanmasını sağlar. Aynı zamanda Büyük Patron bedenin diğer bölgelerine aç ya da kapa emri verebilir. Kalbimizin daha hızlı çarpmasını sağlar ve bu sayede daha hızlı koşabiliriz, kaslarımız mümkün olduğu kadar güçlenir ve savaşa hazır oluruz. Büyük Patron Beril bedenimize sabit kal emri de verebilir ve bu sayede tehlikeden saklanabiliriz. Tüm bu emirlerin amacı bizi güvende tutmaktır.

Çocuğunuza bu reaksiyonların güvenli olduğunu anlatın ve bazı sorular sormayı deneyin. Gerçekleşemeyecek sorular sormak, çocukların bunu bir oyun olarak değerlendirmesini ve korkutucu bulmamasını sağlayacaktır. Örneğin: “Oyun bahçesinde bir dinozor görsen beynin alt katındakiler ne yapar?”

Bu herkes tarafından paylaşılan bir deneyimdir

Acil durumlar hakkında çocuğunuzla paylaşabileceğiniz örnekler düşünün ve herkesin başına gelen bir deneyim olduğunu hatırlatın. Bu örneklerin çok ürkütücü olmamasına özen gösterin. Eğer örnekleriniz sırasında çocuğunuzu çok korkutursanız alt kattaki komşuların anında kontrolü ele alacağını unutmayın!

Kullanabileceğiniz bir örneği sizlerle paylaşmak isterim:

Arabanın anahtarını bulamadığım ve senin de okula çok geç kaldığın bir günü hatırla. Nasıl sürekli aynı yerlere panik halinde bakıp duruyordum değil mi? Bunun tek sebebi beynin alt katındakilerin kontrolü ele geçirmiş olmasıydı! Alt kat yönetimi ele geçirdi ve beynimin düşünceci tarafı üst kat çalışmayı durdurdu.

Alt katta işler karışırsa?

Büyük Patron biraz daha heyecanlıdır ve tetikleyicilere karşı panik butonu ufacık şeyler için dahi açılıp kapanabilir.

Alt katın yönetimi ele geçirdiği bazı anlarda üst kattaki Problem Çözücü Petek ve Sakinleştirici Sedef’e ihtiyacımız olabilir. Alt kat yönetimi herkeste ele geçirebilir ancak bu çocuklarda daha sık yaşanan bir durumdur. Çocukların beynindeki Büyük Patron biraz daha heyecanlıdır ve tetikleyicilere karşı panik butonu ufacık şeyler için dahi açılıp kapanabilir, bunun nedeni üst katın hala inşa aşamasında olmasıdır. Gerçek şudur ki, bu inşa süreci yirmili yaşların ortalarına kadar devam etmektedir. Yetişkin ve çocuklara dair bu farkı açıklamak istediğinizde, “Anneni veya babanı markette yere yatıp ağlayarak çikolata isterken gördüğünü hatırlıyor musun?” diye sorarak aktarabilirsiniz.

Çocuklar bu soruyu genelde komik bulur ve kıkırdamaya başlarlar. Bu kıkırdama bunun hala oyun olarak algılandığının ve öğrenirken eğlendiklerinin göstergesidir. Çocuklarınıza, anne ve babaların da en az çocukları kadar çikolatayı sevdiğini ancak zaman içinde Sakinleştirici Sedef ve Problem Çözücü Petek’i kullanmakta oldukça fazla pratik kazandıklarını, artık Büyük Patronla kolayca koordine olabildiklerini aktarabilirsiniz. Onların da zaman içerisinde deneyimlerinden edindikleri bilgilerle bu beceriyi kazanacaklarını hatırlatmayı unutmayın.

Paylaşılan dilden duygu regülasyonuna

Beyin evi dili kullanımı, çocukların hataları konusunda konuşmasını da kolaylaştırmaktadır.

Beyin evine tüm karakterleri tamamen yerleştirdiğinizde, artık çocuğunuzla beyin hakkında birlikte geliştirdiğiniz bir dile sahip olacak ve böylece duygu regülasyonunda onlara yardımcı olabileceksiniz. Örneğin; zorlu anlarda “Büyük Patron Beril alarmı çalmaya hazırlanıyor gibi gözüküyor, Sakinleştirici Sedef’i çağırıp Büyük Patron’a birkaç derin nefes almasını söylemeye ne dersin?

Beyin evi dili kullanımı, çocukların hataları konusunda konuşmasını da kolaylaştırmaktadır. ‘Externalise’ dediğimiz bu teknikle çocuklar konuyu kendilerinden ayrı tutmayı başarabilir, hatalar konusunda karakterlerden yola çıkarak analizler yapabilir. Bu duygular ve hatalar hakkında konuşmanın yargısız, oyuncu bir yolunu yaratır. Bir çocuk için “Bugün bir arkadaşıma vurdum” demek yerine “Büyük Patron Beril bugün kontrolü ele geçirdi” demenin nasıl daha kolay olduğunu düşünün. Ebeveynlere bunu anlattığımda genellikle aldığım cevap “Çocuğum bu şekilde yaptığı yanlış davranışlardan dolayı başkasını suçlama alışkanlığı kazanmaz mı?” oluyor.

Cevap ise “Hayır”. Bu metafor çocuğa duyguları regüle etmenin yolları konusunda bilgiler paylaşmanızı sağlayacaktır. Eğer çocuğunuz yaptığı hatalar hakkında sizinle konuşabilir duruma gelirse, sizin de beyninizde üst kat komşularını devreye sokarak birlikte problem çözme şansınız olacaktır. Bu çocuğun sorumluluk veya olayın sonuçlarından kaçması anlamına gelmez, aksine size “Bir dahaki sefere Büyük Patron’a yardım etmek için neler yapabilirsin?” sorusunu sorma şansını yaratır.

Beyin evini bilmek ebeveynlere çocuklarının yaşadıkları korku, öfke ve üzüntü gibi duyguları nasıl cevaplayabileceklerine yönelik yardımcı olur. Çocuğunuz yoğun bir duygunun içindeyken ona “Sakin ol” demeyi denediniz mi? Mutlaka denemişsinizdir. Ancak beyin evinden öğrenimlerinizle Sakinleştirici Sedef’in üst katta yaşadığını ve Büyük Patron Beril zili çaldığında, alarm kapanana kadar Sakinleştici’nin çok bir yardımının dokunmayacağını artık biliyorsunuz. Ortak dili kullanarak veya sadece bilgilerini hatırlayarak çocuğunuzun kendi duygularını regüle edebilme becerisi kazanmasına yardımcı olabilirsiniz. Öğretmen, ebeveyn veya aile yakını olarak çocukların alarmını bizim kapatmamız gereken durumlarda empati, sabır veya derin nefesler aracılığıyla onlara yardımcı olabiliriz.

Bu aşamaya nasıl geleceğiz?

Bir süre sonra evi inşa etmenin yaratıcı ve eğlenceli yollarını buluyor olacaksınız.

Beyin evini çocuğunuzla tek bir sohbette tamamlamayı beklemeyin. Bu zaman alan bir süreç olacaktır. Sohbeti başlatıp, zaman zaman tekrar edebilirsiniz. Bir süre sonra evi inşa etmenin yaratıcı ve eğlenceli yollarını buluyor olacaksınız.

Başlamanız için bazı fikirler:

  • Bir kağıt ve renkli kalemler alarak evi, karakterleri çizmeyi deneyin.
  • Alt kat yönetimi ele geçirdiğinde evin nasıl gözükeceğine dair bir şeyler çizmeye çalışın.
  • Merdivenlerden birbirine bilgi taşıyan komik karakterler çizmeye çalışın.
  • Karakterlerin beyin evindeki yolculukları ve yaşadıkları maceralar hakkında hikayeler yazın.
  • Canlandırma yapmak için evin odalarını veya iki ayakkabı kutusunu kullanın.

Eğer evi canlandırmak için başka yaratıcı fikirler bulursanız, fikirlerinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.

 

İlginizi çekebilir: Negatif duyguların farklı yüzleri: Öfkeyi etkili şekilde dışa vurmanın 5 pozitif sonucu

Psikolog & Nörobilim Uzmanı Güliz Altınbaşak: Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünden tam burslu olarak mezun oldu. Şu anda Dialectical Behavior Therapy (DBT) Turkey Danışmanlık Merkezi’nde Program Koordinatörü ve The Life-Co Wellbeing Merkezi’nde Mental Wellness Program Koordinatörü olarak çalışmaktadır. The LifeCo Wellbeing merkezi bünyesinde meditasyon odaklı olmak üzere mindfulness (farkındalık), duygu regülasyonu, stres yönetimi ve kişilerarası iletişim becerileri üzerine eğitim kampları düzenlemektedir. Ayrıca, savaş mağdurlarına yönelik mesleki eğitim, savaş sonrası travma ve formal eğitim projeleri yürütmektedir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde EMDR odaklı projelerde çalıştı. TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nda Psikolog ve Eğitmen olarak görev aldı. “Doğudaki Ebeveyn ve Çocukları Bilinçlendirme Projesi” kapsamında birçok ilde araştırma yaptı ve eğitimler verdi. Norveç, Azerbaycan, Slovenya ve İspanya’da “Dezavantajlı Grupların Bilinçlendirilmesi ve Hayat Şartlarının Yükseltilmesi” konusundaki projelerde Ülke Koordinatörlüğü yaptı. Maltepe Kapalı İnfaz Ceza Kurumu’nda hükümlülerle çalıştı. Aynı dönemde Avrupa Şafak Hastanesi’nde bağımlılık üzerine çalışmalar yaptı. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nda gönüllü olarak görev alarak suça eğilimli çocuklar için çalışmalar düzenledi. “Erkek Homoseksüeller ve Heteroseksüellerin Suçluluk Utanç ve Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması” üzerine yaptığı araştırmayı 17. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde, “Kanser Hastaları için Mindfulness Odaklı Mental Wellness” çalışmasını “VIII Ibero American Congress of Clinical and Health Psychology Congress” Porto Riko’da sundu.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale