X

Çocuğunuza besin etiketi okuma alışkanlığı kazandırmak için bilmeniz gerekenler

Mutfağımızı sağlıklı yiyeceklerle doldurmayı ve paketlenmiş gıdalardan uzak durmayı hepimiz istiyoruz. Özellikle de paketlenmiş gıdaları çocuklarımızın tüketmesini hiç istemiyoruz. Onların iyi beslenme alışkanlıkları kazanmaları adına sağlıklı besin seçimleri yapmalarını sağlayabiliriz. Bunun için önemli yollardan biri onunla beraber besin etiketlerini okumak. Çocuğunuz besin etiketlerini okumayı öğrendiğinde hangi gıdayı tercih etmesi gerektiğini, hangi gıdanın vücuduna zararlı olduğunun bilincinde olacaktır.

Yemek saatleri, market alışverişleri, fast food restoranları etiket okumayı öğrenmek ve bunu alışkanlık haline getirmek için harika fırsatlardır.

Çocuğunuzla besin etiketlerini okuma konusunda yardımcı olabilecek birkaç ipucu vereceğin. Öncelikle beraber marketten iki veya daha fazla paketli ürün seçmekle başlayın. Ona besin etiketinin olduğu kısmı gösterin, bu etiketlerin yediği gıdanın ne olduğunu anlattığını ve etiket okumayı bildiği takdirde daha sağlıklı olacağından bahsedin. Etikette yazanlara beraber göz gezdirin ve aşağıdaki önerileri dikkate alarak etiketin ana parçalarıyla ilgili ona bilgi verin.

Porsiyon
Bir paketin kaç gram olduğu, kaç porsiyona denk geldiği etiketi doğru yorumlayabilmek adına ilk koşul.

Alınan ürünün kaç porsiyon olduğunu bilmek ve ona göre tüketmek için porsiyon miktarının hesaplanması gerekiyor. Ayrıca paketin üzerinde yer alan besin ögeleri tablosunda yazan miktarların 100 grama göre mi, 1 pakete göre mi olduğu kontrol edilmeli. Örneğin aldığınız bir gıdanın etiketinde 100 gramının içerdiği şeker miktarı yazıyor diyelim, oysa bu gıdanın bir paketi 200 gram. Siz etikette yazan miktara göre hareket edip, bir tam paketi tükettirseniz düşündüğünüzden iki kat daha fazla şeker almış oluyorsunuz. O nedenle bir paketin kaç gram olduğu, kaç porsiyona denk geldiği etiketi doğru yorumlayabilmek adına ilk koşul.

Besin etiketinin ilk aşamasından başlayın ve sevdiği atıştırmalıkların bir paketinin kaç porsiyon olduğunu beraber hesaplayın. Çocuğunuza bir porsiyonun ne kadar yememiz gerektiği hakkında bize fikir verdiğini söyleyin.

Kalori

Porsiyon başına düşen kalori miktarına dikkat etmek de önemli. Kalorilere yönelik genel kılavuza bakacak olursak porsiyon başına 40 kalori düşük, 100 kalori orta, 400 kalori ise yüksek olarak sınıflandırılmaktadır.

Çocuğunuza kalorinin bir yakıt olduğunu ve vücuduna enerji verdiğini söyleyin. Yürümek, koşmak ve bisiklete binmek için bu enerjiye ihtiyacımız olduğunu anlatın. Fakat fazla kalori almasının sağlığını olumsuz etkileyebileceğinden söz edin.

Protein

Birlikte yiyeceklerin bir porsiyonunda bulunan protein içeriklerine bakın. Proteinlerin kaslarının güçlenmesine yardımcı olduğunu açıklayın.

Yağ

Alacağınız gıdanın büyük bir kısmı doymuş yağ veya trans yağdan oluşuyor ise o ürünü tercih etmemeniz daha doğru olacaktır. Fazla doymuş yağ, trans yağ ve kolesterol alımı başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere, obezite ve kanser riskini arttırır. Bu noktada dikkate almamız gereken bazı değerler var. 1 paket ürünün total yağ oranı %10’dan az olmalı, 2 gramdan daha az doymuş yağ içermeli, kolesterol miktarı 20 mg’dan az olmalı. Ayrıca alınan ürünlerin trans yağ içermemesi de önemli. Ancak paketin üzerinde trans yağ yoktur ibaresi görmemiz o ürünün sıfır trans yağ içerdiği anlamına gelmeyebilir. Ürün 0,5 mg’dan daha az trans yağa sahip ise paket üzerinde “trans yağ içermez” ifadesi yasal olarak yazılabiliyor. Bu durumda içindekiler listesini inceleyin ve listede hidrojenize yağ yazıyorsa, ürün trans yağ içeriyor demektir.

Çocuğunuza vücudunun büyümesi için biraz yağa ihtiyacı olduğundan, ancak ihtiyacının iyi yağlar olduğundan bahsedin. İyi yağların en çok fındık, ceviz, badem, zeytinyağı ve avokadoda bulunduğunu söyleyin. En sevdiği atıştırmalıkları veya cipsleri alın ve etiketinde doymuş yağ, trans yağ ve kolestrol kelimelerini gösterin, kalp üzerindeki olumsuz etkilerini açıklayın. Bu ögeleri hiç içermeyen veya çok az içeren atıştırmalıklar bulmaya çalışın.

Şeker

Paketli bir üründe yazan şeker miktarı, o ürünün içeriğindeki hem doğal şekeri (süt şekeri, meyve şekeri gibi) hem de ilave şekeri (glukoz şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu, pirinç şurubu) belirtir. Yani bir ayrım söz konusu değildir. Bu ayrımı yapabilmek için ürünün içindekiler listesine bakabiliriz. Peki nedir içindekiler listesi? Satın alacağımız üründe bulunan diğer besinleri ve eklenen katkı maddelerini içerir. Bu liste, ürünün içinde çok bulunandan az bulunana göre sıralanır.

Çocuğunuzla beraber aldığınız gıdaların besin etiketlerini karşılaştırın ve hangisinin daha fazla lif içerdiğine bakın.

İçindekiler listesinde rafine şeker, yarı beyaz şeker, invert (dönüştürülmüş) şeker şurubu, glukoz şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu, maltoz şurubu, ham kamış şekeri gibi ifadeler görüyorsak bu üründe ilave şeker var demektir. Eğer içindekiler listesinde ilave şekerler ilk sıralarda yer alıyorsa o ürünü tercih etmemek doğru olacaktır.

Çocuğunuza şekerin onun için enerji sağladığını ancak vücudunun büyümesine yardımcı olmayacağını aksine kilo almasına ve dişlerinin çürümesine neden olabileceğini bu nedenle yiyeceği besinlerde seçim yaparken şeker miktarı daha az olanı tercih etmesi gerektiğini anlatın.

Lif

Lif içeriğinin porsiyon başına 3 gramdan fazla olması bağırsak sağlığının korunması adına önemli. Çocuğunuzla beraber aldığınız gıdaların besin etiketlerini karşılaştırın ve hangisinin daha fazla lif içerdiğine bakın. Ona lifin barsak sağlığını korumaya nasıl yardımcı olduğunu açıklayın ve daha fazla lif içeren ürün seçiminin sağlığı için iyi olacağını söyleyin.

Sodyum

Sodyum, tuzun bir bileşeni. Fazla tüketimi hipertansiyon, kalp hastalıkları, felç gibi hastalıklara neden olabiliyor. Özellikle tuzlu bisküviler, salça, zeytin, turşu, konserveler, maden suları fazla sodyum içeriyor. Paketli gıdaların 100 gramında 1,25 gramdan fazla tuz olmaması önemli. Günlük total tuz tüketimi ise 4-5 gramı geçmemeli.

Çocuğunuza, besin etiketlerinde daha az sodyum içeren gıdalar seçmelerini nedeniyle beraber söyleyin.

Ve son olarak;

  1. Bir seferde besin etiketinin bir ya da iki yönüne odaklanın. Örneğin başlangıç olarak sevdiği gıdaların 1 paketinde kaç porsiyon olduğunu birlikte hesaplayabilirsiniz.
  2. Besin etiket okuma alışkanlığı kazanması için bu etkinlikleri sık sık tekrarlayın. Evde, markette, restoranda her fırsatta.
  3. Çocuğunuzun etiket okuduğunu görürseniz onu takdir edin ve teşvik edin.

İlginizi çekebilir: Okul çağındaki çocuklar nasıl beslenmeli?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Işkın Akçam: Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. 2015 yılında Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Master eğitimine başladı. Üniversite eğitimi sonrası İzmir’de özel bir poliklinikte iki yıl boyunca kilo verme, kilo alma, sporcu beslenmesi, hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi alanlarında bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı verdi. 2016 yılında Dr. Bülent Serçin Muayenehanesi’nde Anne Çocuk Diyetisyeni olarak bireysel beslenme eğitimleri ile emziklilik döneminde annelerin, 0-18 yaş aralığındaki bebek ve çocukların beslenme takibini yapmaktadır. Hipokrat’ın “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun” sözüne inanarak mesleğini sürdürüyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale