BMC Psychology’de yayınlanan bir araştırmaya göre cinsiyet tarafından belirlenen roller doğumdan hemen sonra başlıyor ve özellikle bebeklerinin ağlamaları konusunda yetişkinliklerin algılarını etkiliyor.
Cinsiyet rollerinin etkisi toplumda çok yaygın durumda
Basmakalıp inanışa göre, duygusal ve bilişsel yetenekler konusunda cinsiyet farklılığının insan psikolojisi ve davranışları üzerinde çeşitli etkileri bulunuyor. Cinsiyet rolünün sonuçları hem topluma, hem de ailelerin davranışlarına etki ederek yayılıyor. Çocuğun doğumundan itibaren, ailelerin erkek ve kız çocuklarına karşı etkileri farklı oluyor. Çocuklarını cinsiyetlerine göre giydirmelerini veya cinsiyet rolüne göre farklı aktivitelere teşvik etmelerini buna örnek olarak verebiliriz. Tüm bunlar cinsel kimliğin gelişimine katkıda bulunuyor.
İlgili yazı: Çocuklara toplumsal cinsiyet eğitimi nasıl verilir?
Bebeklerin ağlamaları, ihtiyaçlarının karşılanması ve streslerini atmaları bakımından ebeveynler için hayati derecede önemli bir sinyal olarak görülüyor. Bebek ağlamalarının anlamının yorumlanmasının etkisi daha önceden incelenen bir durum değil. Burada önemli nokta, bunun daha önce bir vaka olarak görülmemesi; çünkü ergenlik öncesi erkek ve kız çocuklarının ağlamalarının sesleri çok büyük farklılıklar taşımıyor.
Sussex Üniversitesi’nden David Reby’nin gerçekleştirdiği bir araştırmada, 24 tane 3 aylık bebek katılımcı alınıyor ve ağlama sesleri kaydediliyor. Daha sonra kaydedilen bu sesler, aralarında bebeklerin ailelerinin de bulunduğu bir grup yetişkin katılımcıya dinlettiriliyor.
Bu araştırmada yetişkinlerden, bebeklerin ağlamalarındaki değişime göre cinsiyetini tahmin etmeleri isteniyor. Yetişkinler bebeğin cinsiyetini, bebek sesinin kulağa maskülen ya da feminen tonlarda gelip gelmemesinden tahmin ediyorlar.
Bebeğin ağlaması yetişkinlere bebeğin cinsiyeti konusunda ipucu veriyor
Sonuçlar gösteriyor ki, ses perdesi konusunda erkek ve kız bebekler arasında farklılık olmamasına rağmen, pes sesli ağlamalar erkeklere ve çok tiz ağlamalar ise kızlara atfediliyor. Dahası, pes sesli bebekler daha maskülen ve çok tiz sesli kızlar ise daha feminen olarak algılanıyor. Sonuçta, yetişkin erkekler göreceli olarak pes sesli ağlamaları daha sinir bozucu olarak ifade ediyorlar ve bu durum da pes sesli ağlamaların kızlar tarafından temsil edildiği yargısını oluşturuyor.
Bulgular gösteriyor ki, dinleyiciler yetişkin seslerindeki farklılıkları genelleştirerek bebek ağlamalarında da aynı genellemeye başvuruyorlar. Bu durum sadece ağlayan bebeklerde cinsiyet ve cinsiyete bağlı özellikleri etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda bir ölçüde bebekleri rahatsız eden şeyleri değerlendirmelerini sağlıyor. Bu davranışlar bireysel cinsel kimliğinin inşasını kısıtlıyor ve devamında ise bebeğin iyiliği konusunda direkt çıkarımı olabiliyor. Kız çocuğun rahatsızlığı erkek bebeklerle kıyaslandığında daha kolay göz ardı edilebiliyor.
Kaynak:
pyspost.org