Bilim insanları ve doktorlar yıllardır cinsellikle ilgili ilginç konularda araştırmalar yapıyorlar. Ayağından orgazm olan insanlar ya da kendi spermine alerjisi bulunan insanları cinsellikle ilgili araştırılması gereken ilginç konular arasında sayabiliriz; ancak belki de en ilginci cinsel kaynaklı hapşırma olabilir. Belki ilk duyduğunuzda size garip gelse de gerçekten de böyle bir durum söz konusu. Dilerseniz bu konu hakkında sahip olduğumuz bilgilerden bahsedelim.
Görülen ilk vaka tam yüzyıl öncesine dayanmakta olup, kişi kendini seks yaparken düşündüğünde kontrolsüzce hapşırmaya başladığını belirtiyor. O zamandan beri, araştırmacılar benzer deneyimler yaşayan insanlar olduğunu keşfettiler. Ayrıca, orgazm olurken kontrolsüzce hapşıran insanlar da bulunuyor.
Cinsel kaynaklı hapşırma durumu hem kadında hem erkekte görülebiliyor. Tam olarak neler olduğunu henüz anlayamamış olsak da, genel teori bu durumun nörolojik olduğu yönünde. Spesifik olarak, bazı insanların otonom sinir sistemlerinde anomali yani bozukluk bulunuyor ve bu sebepten dolayı hapşırıyorlar. Bu noktada sinir sisteminde yer alan ve nefes alma, terleme, hapşırma ve cinsel uyarılma gibi istemsiz vücut hareketlerini kontrol eden bölgeden bahsediyoruz.
Hapşırma sadece cinsel kaynaklı bir tepki değil!
Bilim insanları, bazı insanların sinir sinyalleri ileten tellerinin çaprazlanmış olduğuna inanıyorlar ve bu şekilde olunca beklenmeyen etkiler ortaya çıktığını ifade ediyorlar. Seks sırasında hapşırma bunlardan biri olabilir. Yine de beklenmeyen hapşırmanın aynı zamanda cinsel olmayan uyaranlara da bir tepki olduğunu da söylemek mümkün, yani parlak ışığa veya şişmiş bir karında da aynı tepki verilebiliyor. Böylelikle birçok ‘çaprazlanmış tel’ mümkün olabilirmiş gibi gözüküyor.
Cinsel kaynaklı hapşırmanın insanlar üzerinde deneyimlenen, onlara özgü etkilerini tam olarak bilmiyoruz. Örneğin; semptomlar sıklıkla seksüel düşünceler veya aktivitelerden kaçınmaya mı neden oluyor?
İlgili yazı: Mutlu bir cinsel hayata sahip çiftlerin sırları
Bu konuda bildiğimiz bir şey varsa, o da bu fenomene çok nadir rastlandığı, tıp literatürüne göre yalnızca birkaç düzine insanda bu problem görülüyor.
Kaynak:
lehmiller.com