X

Cinsel tatmini artıran 3 şaşırtıcı aktivite

Cinsel tatmini arttırması hedeflenen bazı çeşitli cinsel etkileşimler ilk bakışta oldukça şaşırtıcılar çünkü tam tersini yapacak gibi görünüyorlar. Bu aktiviteler arasında kapalı gözlerle cinsellik yaşamak, bağırmak ve inlemek ile öpmekten kaçınmak bulunuyor. Göz teması yakınlık kurmak için temel, öpüşmek çok önemli bir nokta ve gürültü genelde rahatsız edicidir. Ama peki bu aktiviteler neden cinsel heyecanı artırıyorlar?

Kapalı gözlerle cinsellik yaşamak

Gözler birbirimizi algılamak ve anlamak için çok önemliler. Gözlerin ruhun pencereleri olduğu söylenir ancak göz teması yakınlık elde etmenizi sağlasa da, karanlıkta ilişki de çok tercih edilen bir şey. Peki insanlar cinsellik esnasında yakınlık elde etmek istemiyorlar mı?

Romantik ilişkilerde göz temasının temel rolü, cinsellikte gözleri kapatma ile çelişkili görünüyor. Araştırmalara göre ışıkların açık olması, erkeklerde testosteron miktarını arttırıyor ve cinsel tatminde iyileşme sağlıyor. Ayrıca başka kanıtlara göre cinsel uyarımda gözlerin temel bir rolü var çünkü cinsel ilginin en önemli işaretleri arasında göz bebeklerindeki büyüme bulunuyor. Doğrudan bakış ise bir kişinin diğeri ile ilgilendiğini ve temasa girmek istediğini gösteren en önemli sosyal işaretler arasında bulunuyor.

Gözlerimizi kapattığımızda, fantezilerimizi güçlendirmek için duyularımızdan birisini kapatmış oluruz. Cinsel heyecan için gözleri açmanın yanında kapatmak da işe yarar. Gözleri açmak ondaki aşkı görmek için iyiyken, kapatmak ise dikkat dağıtan şeylerden kurtulmak ve anda kalmak için önemli. Özellikle orgazma yaklaşırken gözlerin kapanmaya eğilimli olmalarının sebebi bu olabilir. Güncel bulgulardan birisine göre birisinin çekiciliği doğrudan güzel bir yüzden kaynaklanmıyor, ancak doğrudan bir bakış yakalanırsa elde edilebiliyor ve bu da olayın sosyal boyutuna işaret ediyor. Bu kombinasyon cinsellik esnasında gözleri açıp kapatmanın da bir açıklaması olabilir.

Cinsellik esnasında çığlıklar ve inlemeler

Çığlık ve inleme genellikle acı ve ağrı anlamına gelir ama peki tatmin edici bir cinsel deneyim için gerekliler mi yoksa cinsel tatminin bir bedeli durumundalar mı?

Pek çok kişi bunu ağrı ve acı ile ilişkilendirse de, insanlar cinsel ilişki esnasında neden bu sesleri çıkartırlar. Bu tür sesleri çıkarmaktan neden utanmayız?

Pek çok romantik deneyimde olduğu gibi cinsel deneyimler iki yönlü olabilirler, yani hem tatmin hem acı verebilirler. Cinsel seslerin bir faydası, partnerimizin olaydan kopuk olmadığını göstermesi. Bu nedenle yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, inleyen kişiler partnerlerinin orgazma ulaşmalarını kolaylaştırıyorlar. Sessiz kalmak partnerinizin bu işten keyif almadığınızı düşünmesine sebep olabilir. Seksi seslerin cinsel çekim üzerinde fiziksel görünümden daha fazla etkisi olabilir ve seksi olmak da genellikle güzel olmaktan ziyade çekici olmaktan geçer. Sesler cinsellikte kullanışlı olsalar da ne kadar bağırırsanız o kadar iyi olur diye de düşünmemek gerekir. Doğru denge önemlidir. Çok fazla ses çıkartmanız partnerinizin samimiyetinizi sorgulamasına sebep olabilir ve buna ek olarak pek çok insan çığlıklara karşı çok da toleranslı değildir.

Bazı insanlar cinsellik esnasında neden öpüşmeyi reddederler?

Pek çok insan öpüşmenin seks için çok önemli olduğunu düşünür ancak bazıları bundan tamamen kaçınabilirler. Özellikle seks işçilerinin bazıları öpüşmekten tamamen kaçınırken, bazıları bir yakınlık kurmak için bu hizmeti de verebilirler. Ancak normal cinsel ilişkide de insanlar yakınlık hissetmemek için öpüşmekten kaçınabilirler.

Öpüşmek genellikle cinsel tatmin ile ilişkilendirilir ama o zaman neden insanlar bundan kaçınma çabasında olabiliyorlar?

Çalışmalara göre öpüşmek potansiyel eş adaylarının kalitesini tespit etme konusunda en değerli araçlardan bir tanesi çünkü hem bağ kurulmasını sağlıyor hem de cinsel uyarıma yardımcı oluyor. Cinsel tatmini arttırma konusundaki rolüne ek olarak, aynı zamanda bağ kurmayı ve yakınlığı da sağlıyor, böylece ilişkideki bağ daha sıkı oluyor. Hatta işin içine dili katmanın bu konuda daha da fayda sağladığı belirtiliyor. Özellikle rastgele kişiler ile yapılan cinselliklerde insanların öpüşmemeyi tercih etmesi, yakınlıktan kaçmaya cinsel tatmindeki azalmaya rağmen değer vermelerinden dolayı olabilir. Ayrıca öpüşmekten kaçınmak kendimize dair algımızı da iyileştirebilir çünkü kendi zihnimizde aşkla olan cinsel ilişki ile sadece fiziksel tatmin için olanı ayırmış oluruz.

İlişki içinde olmayan cinsel partnerler ne seks işçileridirler ne de bir vibratördürler ve onlara ödeme yapamaz, yeni pil takamazsınız. Bu tür ilişkilerde illa ki penetrasyon ve boşalma olması gerekmez ancak yine de insan etkileşimlerinde gerçek bir arzu, tatmin ve cinsel ilgi vardır. Bu nedenle yüzeysel etkileşimlere girdiğimiz insanlarlayken bile onlara saygı duymamız, isteklerine karşı nazik olmamız gerekir.

Sonuç olarak gözlerinizi kapatmak, bağırmak ve öpüşmekten kaçınmak şaşırtıcı davranışlardır. Yine de bunlar değişim, belirsizlik ve çekingenlik gibi faktörlerin etkisini arttırırlar ve bu da cinsel tatmini iyileştirebilir. Bu aktiviteler ölçülü ve dengeli olmalılar. İnsanlar bunlardan keyif alabilirler ancak partnerlerinin dileklerine de dikkat etmeliler ve aşırıya kaçmamalılar. Cinsellikte de hayatın genelinde olduğu gibi belli bir denge gerekir ama terazinin ucu zaman zaman biraz kaçabilir.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Tantrik Cinsellik nedir: Tantra’nın temel prensipleri ve tantrik seks uygulama önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.





Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş





Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?





Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.





Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale