X

Cinsel ilişkiye dair doğru bilinen 12 şaşırtıcı yanlış

Cinsel İlişkiye Dair Bilgiler

Cinsellik konusunun çok fazla konuşulmaması nedeniyle cinselliğe dair bilinenlerin genelde kulaktan kulağa duyduklarımızla sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Bugün sizlerle, cinsellikle ilgili oldukça yaygın olarak bilinen ancak bilimsel araştırmalarla aksi kanıtlanmış 12 şaşırtıcı gerçeği paylaşıyor olacağız.

Birazdan okuyacağınız toplum tarafından oldukça normalleştirilmiş olan söylentiler, aslında hepimizin mantıklı düşünerek farklı sonuçlara varabileceği ancak kendimize itiraf etmekten çekindiğimiz ya da toplum baskısı nedeniyle kabul ettiğimiz şeyler.

Bilimsel araştırmalar ve uzun süreli çalışmalarla aksi kanıtlanan bu yanlış anlaşılmaların neredeyse tamamı, genelde gerçek cinsel ilişkiyi yansıtmayan ve olağan üstü durumları normalmiş gibi algılamamıza sebep olan porno filmler nedeniyle hayatımızda var oluyor.

İşte cinsellik hakkında yıllardır kulaktan kulağa söylenti şeklinde gezen ancak hiç bir bilimsel geçerliliği olmayan 12 yanlış ve rakamlarla cinsellik;

1. ‘’Penis boyutu kadının cinsellikten aldığı zevkin belirleyicisidir.’’

Francken’in 2002 yılında yapmış olduğu geniş kapsamlı araştırmada, penis boyunun alınan zevkte belirleyici olduğunu belirten kadınların oranı %21’ken asıl önemli olanın penisin kalınlığı olduğunu belirtenlerin oranı ise %32. Yani penis boyunun uzunluğu kadınların aldığı haz açısından bakıldığında sanıldığı gibi çok da önemli bir kriter değil.

2. ‘’Düzenli bir cinsel hayatı olanlar mastürbasyon yapmayı bırakırlar.’’

Lauman’ın 1994 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, uzun süreli ve düzenli bir ilişkisi olan erkeklerin %85’i, kadınların ise %45’i mastürbasyon yapmaya devam ediyor. Erkekler en sık genç yaşlarda mastürbasyon yaparken, kadınların 30’lu yaşlarda en fazla mastürbasyon yaptığı da edinilen bulgular arasında.

3. ‘’Homoseksüellik (aynı cinsiyetteki birinden hoşlanma) psikolojik bir rahatsızlıktır.’’

Homoseksülliğin psikolojik bir rahatsızlık olmadığı bilim dünyasında 1974’en beri kabul gören bir gerçek. Yapılan araştırmalara göre toplumun %3 – 7’ si kendi cinsindeki bireylerden hoşlanıyor.

4. ‘’Partner seçiminde cinsel performansa göre değerlendirme yapıyoruz.’’

Yapılan araştırmalar partner seçiminde kadınlar için en önemli olan kriterin çocuk büyütebilmek için uygun ve güvenli ortamın sağlanabilmesi olduğunu gösteriyor. Erkekler içinse kadının doğurganlığı ön planda. Yani genelde kendilerinden daha genç yaştaki kadınlarla beraber olmak istemelerinin altında yatan sebep doğurganlık yetisiyle bağlantılı.

5. ‘’Erkekler daima seks için hazırdır.’’

Erkekler seks için daima hazır olmaları gerektikleri gibi yanlış bir inanışa sahipler ve bu durum erken boşalma problemlerinin en önemli sebepleri arasında. Tıpkı bir kadın gibi erkekler de her zaman seks yapmak istemeyebilirler, yorgun hissedebilirler, önce romantik bir başlangıç yapıp uzun süreli bir ilişki arzuluyor olabilirler ya da daha erotik bir cinsel deneyim yaşamak isteyebilirler.

6. ”İdeal bir cinsel ilişki en az 30 dakika sürmelidir.”

Penetrasyon (penisin vajinaya girişi) ve ejekulasyon (boşalma) arasında geçen ortalama süre 6-10 dakikadır. Erken boşlama problemi yaşayan erkeklerde bu süre 3 dakika ya da daha  kısa bir süreyle kısıtlı olabilir. Yani cinsel ilişki için en az 30 dakika söylentisi oldukça gerçeklerden uzak.

7. ‘’Uzun süredir beraber ya da evli olan çiftler her gün cinsel ilişkiye girer.’’

Lauman’ın 1994 yılında yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre çiftlerin %7’si haftada 4 ya da daha fazla, %34’ü haftada 2-3 kez, %45’i ayda bir kaç kez, %13’ü yılda bir kaç kez ilişkiye giriyor. 1 yıl boyunca hiç cinsel ilişkiye girmediğini rapor eden çiftlerin oranı ise %1.

8. ‘’Kadının orgazmı erkeğin performansına bağlıdır.’’

Kadınların cinsellikten zevk almasını sağlayan en önemli şey, karşısındaki kişiyle bir bağının bulunması ve kadının ilişkiden zevk alabilmesi için bu durumun orgazmla sonuçlanması gerekmiyor. Amerika’lı katılımcılarla yapılan bir araştırmanın sonucuna göre orgazm problemi yaşayan kadınların %85’i deneyimlediği cinsellikten zevk alıyor.

9 ‘’Çocuk doğurmak cinsel hayatını olumlu etkiler.’’

Çocuk doğurduktan 8 ay sonra her 2 çiftten 1 tanesi cinsel ilişkilerinin ortalama ya da vasat olduğunu rapor etmiş. İlişki kalitesiyle ilgili sorulan sorulara ortalama ya da vasat olarak verilen cevaplar da doğum öncesinde %1’ken, doğumdan sonra %20’lere ulaşıyor. Yalnızca 6 ay içinde cinsellikten alınan hazda ve istekte önemli bir düşüş yaşanıyor.

10. ‘’İlişkide pornografik materyallerin kullanılması ilişkiyi olumsuz etkiler.’’

8,376 kişiyle yürütülen bir çalışmanın sonuçlarına göre orta sıklıkta izlenen porno filmler bireyler arasındaki ilişki üzerinde pozitif bir etki bırakıyor. Porno izleyen çiftlerin ilişki kalitesinin daha iyi olduğu ve çiftler arasındaki bağlılığı arttırdığı da araştırmanın sonuçları arasında.

Yapılan başka bir araştırma, erkeklerin %76,8’inin kadınlarınsa %31,6’sının ilişkileri olduğu halde tek başlarınayken porno izlediklerini gösteriyor. %44,8’i ise çift olarak cinsel içerikli filmler izlediklerini rapor etmiş.

11. ‘’60 yaşından sonra cinsellik yaşanmaz.’’

60-80 yaşındaki bireylerle yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre erkeklerin %60’ı, kadınlarınsa %64’ü cinsellikten aldıkları hazdan oldukça memnun. Yaşın getirdiği fiziksel zorluklar nedeniyle cinsel aktivitelerde bir düşüş yaşansa da, cinsellikten alınan zevk hiç bir zaman azalmıyor.

12. ‘’Cinsellikle ilgili problemler erkeklerde daha yaygın.’’

Yapılan araştırmalar cinsellikle ilgili ciddi bir rahatsızlığı bulunan  kadınların oranının %40 – 50 iken erkeklerde bu oranın %20 – 30 olduğunu gösteriyor. Yaşanan bu problemler diyabet, hipertansiyon, yüksek kolsterol seviyesi, hormon bozuklukları, ameliyat, performans gerginliği, depresyon, vücuttan memnun olmama gibi nedenlerden kaynaklanıyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale