X

Cinsel dürtülere el freni çekmek: Masturbasyonu bırakma deneyimi

Birçok insan cinsel arzularını ilk olarak mastürbasyon yoluyla keşfeder. Bu aslında cinsel ilişkiye girmediğiniz kurak dönemde cinsel arzuları ortaya çıkarmanın basit ve güvenli yoludur. Peki eğer kendiniz dokunmayı bir süreliğine bırakırsanız ne olur? Birçok kişi mastürbasyona bir süreliğine ara verdiğinde, bunun pozitif sonuçları olduğunu aktarıyor.

NoFap topluluğu

Ünlü internet sitesi Reddit’te yer alan NoFap Community, mastürbasyona bir süre ara vererek etkilerini görmeyi amaçlıyor. Masturbasyon hala toplumlarda tabu olduğundan dolayı, hakkında konuşmak oldukça zor. Bu yüzden, yazarları bilinmeyen bu anonim grup, insanların yargılanmadan ve küçük düşürülmeden deneyimlerini paylaşmalarına olanak sağlıyor.

Web Geliştiricisi Alexander Rhodes, 2011 yılında günde 10 kez pornografik yayınlar izlemekten kurtulmak ve mastürbasyonu bırakma deneyimini paylaşmak için bu grubu kuruyor. Rhodes’un UpVoted’a verdiği röportajda, eskiden mastürbasyon yapmadığında kendini garip hissettiğini, tuvalete koşarak gittiğini ve mastürbasyon yapamadığında kalp çarpıntısı hissettiğinden bahsediyor.

Rhodes kendine dokunmayı bıraktığından beri daha konsantre olabildiğini, kendini daha üretken ve enerjik hissettiğini belirtiyor ve ekliyor: ‘Hayatımın her alanında kullanabileceğim bir enerji kazandım. Bunu kelimelerle ifade etmek oldukça zor.’

Vice U.K yazarı Ed Smith, geçtiğimiz yıl mastürbasyonu bırakma deneyimi yaşadığında, Rhodes’e benzer şekilde üretkenliğinin arttığını ifade ediyor. ‘İşlerimi hallediyorum. Evimi temiz tutuyorum. Kişisel projelerimi eskiden kaytarmama sebep olan aktivite olmadığından dolayı bitirebiliyorum. Ereksiyon dönemlerinde kendimi zorlamamın bedenim, durum ve zihnim için düşündüğümden daha iyi olduğunu fark ettim.’

İnsanlar neden mastürbasyon yaparlar ve pornonun bundaki rolü nasıldır?

Sık sık tekrarlayan porno tüketimi beyin aktivitesi uyuşturucu bağımlısı kişilerdeki beyin aktivitesine benzerlik gösteriyor.

Rhodes NoFap’i kurduğunda, gruptaki birçok insanın porno bağımlılığından muzdarip olduğunu anlıyor. 3 yıl önce Cambridge University’nin NoFap üyeleri üzerine yaptığı bir araştırma, kompülsif porno tüketimindeki beyin aktivitesinin uyuşturucu bağımlısı kişilerdeki beyin aktivitesine benzerlik gösterdiğini ortaya çıkarıyor. Sinirbilimci Matthew Johnson’un UpVoted’a verdiği röportajda, porno izlemenin beyni yeniden programladığı görüşüne inanmadığını belirtmesine karşın, porno tüketicilerinin büyük ihtimalle bağımlı olmaya meyilli olduklarını dile getiriyor. Bir başka deyişle, bağımlı alışkanlıklara meyilli olmanın sonucu sıklıkla mastürbasyon yapmak olabilir.

Son zamanlarda TestTube’de yayınlanan bir video, kompülsif porno izleme alışkanlığında açıkça nörolojik faktörlerin rol oynadığını belirtiyor.

Porno ve mastürbasyon hala ciddi ilişkilerde bir problem olarak karşımıza çıkıyor ve bazı insanlar bu tarz hareketleri aldatma olarak algılıyor. Bu da, bu olgularının neden sosyal birer tabu olduğunu gösteren kanıtlardan yalnızca biri olarak karşımıza çıkıyor. Sürekli porno izleme dürtüsüyle savaşmak birçok insan için oldukça zor olabiliyor, insanlar bunun yerine kıyaslanabilir bir şey koymakta oldukça zorlanıyorlar. Porno bağımlılığı aynı zamanda birçok insanın seksten zevk almasını güçleştirebiliyor, çünkü bu kişiler seks esnasında porno izlediğindeki kadar cinsel uyarılma yaşayamayabiliyorlar.

Zorlayıcı olarak pornografik içeriklere bakan kişiler kendilerini iş yerinde porno izlerken bulabiliyorlar. Güncel bir araştırma, insan kaynakları uzmanlarının, çalışanların aşağı yukarı üçte ikisinin bilgisayarında pornografik içeriklere rastladığını söylüyor ve bunların yarısı düzenli olarak bu içeriklere girdiğini belirtiyor.

Sonuçta, Smith mastürbasyonu bırakma deneyiminden birçok şey öğreniyor, ancak bu seçimin onu cinsel olarak korkuttuğunu itiraf ettiğini de belirtmeden geçemiyor:

‘İş veya hobilerinizle uğraşırken biraz kafanızın dağılması açısından faydalı. Ayrıca mastürbasyon yapma ihtiyacı hissettiğinizde bunu yapmakta bir sorun yok. Yine de, mastürbasyon yapmak cinsel dürtünüzü artırmıyor. Bu yüzden, deneyimlerime göre partnerinizle birlikte iffetli olmak en çok keyif alacağınız şey olacaktır.’

Mastürbasyon yapmak neden önemli?

Bu durumu yalnızca kendinizle oynamaktan tamamen vazgeçmek olarak görmeyin, esasında olayı mastürbasyonun insan hayatındaki yeri ve amacı olarak görmeliyiz.

Concordia University’deki Psikoloji Profesörü Jim Pfaus, Ed Smith’e verdiği röportajda mastürbasyonu %100 bırakmanın bizi öldürmediğini, ancak kendimizi keşfetmekten bizi mahrum ettiğini söylüyor: ‘Masturbasyon gerçek bir stres giderici. Seks veya mastürbasyon yapmanın 12 saate kadar kalp atış hızınızı azalttığı kanıtlanmış bir gerçek. Ayrıca, kendimizle oynamak seksüel ritmimizi öğrenmemiz açısından bize yardımcı olarak seks dünyamızı iyileştiriyor. Erotik ve pornografik görsel uyaranlara bu aksiyon sayesinde bağlanıyoruz. Bu bizim yaratıcılığımızı zenginleştiren seksüel fantazilerimizi besliyor.’

İlgili yazı: Mastürbasyonun Beden ve Ruh Sağlığındaki Yeri

Masturbasyona ara vermek, seks ve mastürbasyon zamanı cinsel uyarılmanızı artırıyor. Bu artışta partnerinizi yatakta ödüllendirmenizi sağlıyor. NoFap üyeleri masturbasyona ara vermenin faydaları arasında konsantre olma, dikkatli düşünme, sivilcelerden kurtulma, daha az yorulma, kilo verme gibi sebepler sıralıyorlar.

Her ne kadar masturbasyonu bırakmanın birçok faydası bulunsa da, bazı insanlar hala çok değerli olduğu fikrinde.

Pfaus ise bu konuda şunları söylüyor: ‘Eğer sperminizi tutarsanız, bu seks veya mastürbasyon yapmadığınız anlamına gelir ve bu da seks yapma için uyarılmanızı artıracaktır. Bu enerji bizim tantrik seks dediğimiz konuya geliyor. Ereksiyona katkıda bulunma ve boşalmayı geciktirme orgazm deneyimini şiddetli bir şekilde zevkli hale getiriyor. Bu bizim için ve sıçanlar için doğru bir yaklaşım. Bu sebepten dolayı enerjiyi artırma daha psikolojik ve inançsal bir durum.’

Womens’s Health Magazine yazarı Kristeen Solleeen, 2014 yılında yazdığı bir yazısında mastürbasyonun seksten bazı durumlarda daha değerli olduğunu belirtiyor. Bunun nedenini ise seks için hem kadının hem de erkeğin hazır olması gerektiğine, mastürbasyon içinse böyle bir zorunluluk olmadığına bağlıyor ve şunları söylüyor: ‘Traş olmanıza veya seksi giyinmenize gerek yoktur. Ayrıca karşınızdaki insanın ihtiyaçlarını değil yalnızca kendinizi düşünürsünüz. Masturbasyon kendimize verdiğimiz bir hediye gibidir’

Kaynak:

attn.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale