X

Çin astrolojisine göre 2019, bize ve dünyaya neler getiriyor?

Çin yeni yılı Güneş takvimine göre 5 Şubat’ta başlıyor. Çinliler Batı takviminin yanı sıra “Hsia” adını verdikleri Çiftçi Takvimini de günlük hayatlarında çokça kullanıyorlar. Bu takvim bizim bir üst kuşak ailelerimizin kullandığı Anadolu’da Halk takvimi olarak adlandırılan ve daha çok örf ve inanışlara dayalı Saatli Maarif takvimimize benziyor aslında. Bu takvimde de her şey doğanın ritmi, mevsimlerin düzeni ile ilgili. Hatta 5 Şubat doğanın canlanmaya başladığı Bahar Bayramı’nın ilk günü, yeni yılın başlangıcındaki ilk yeni Ay’ın da günü. Bu tarih elbette Güneş ve Ay’ın arasında oluşan farktan dolayı her sene değişiklik gösteriyor. Bundan sonra 2 hafta boyunca yeni yıl kutlamaları devam edecek ve 15 gün sonra gerçekleşecek olan Dolunay gününde Fener Festivali ile son bulacak. Hani şu yeni yıl dileklerini yazıp helyum dolu balonlarla göğe uçurdukları, resimlerden aşina olduğumuz festival…

Şahsen, ritüellere, bayramlara, festivallere, kutlamalara inancım sonsuz… Hepimizin her zaman bir şeylere inanmaya, bir araya gelmeye ihtiyacı var. Bu tür vesilelerle toplanıyor olmamız hepimizi birbirine bağlıyor ve güçlü hissettiriyor kanımca…

“Hsia takvimi”ni diğer takvimlerden farklı kılan, zamanı bildiren tüm birimlerin, diğer tüm Çin metafizik bilimlerinde olduğu gibi 5 element ile ifade edilmesi. Toplamda 8 elementin birbiriyle ilişkisi hem yaklaşan senenin geneli hakkında, hem de şahsi haritalarımızla ve kendimiz hakkında bilgilerle dolu oluyor… 60 senede bir aynı elementler ile tekrarlanan sistemde benzer olayların yaşandığını görmek ise hayli ilginç. Eh tarih tekerrürden ibaret diye boşuna dememişler.

Her yeni senede, karşımıza çıkacak fırsatlar konusunda doğru seçimler yapmak için kendimizi iyi tanımamız ve potansiyelimizi bilmemiz lazım. İşte Çin astrolojisi bize bu konuda yol haritası da sunan bir sistem. Yeni senenin yolculuğunda kullanabileceğimiz bir pusula gibi de diyebiliriz. Tabii bunu değerlendirmeyi seçmek yine kişinin seçimine kalmış.

Evet; her sene iki element demiştik. 2019 senesinin elementleri Yin Su (Domuz) üzerinde Yin Toprak… Bakalım bize neler anlatıyor?

2019 senesinin elementleri bize neler anlatıyor?

Toprak ve Su elementlerinin bir araya gelmesi ile çıkacak sonuç pek de şaşırtıcı değil. Bulanık ve gevşek bir toprağın sonucu olarak köksüz ve kaygan bir zemin. Sanırım kulağa da pek olumlu bir durum olarak gelmiyor. 2019’un Toprak elementi, geçen senenin aksine daha huzurlu ve dengeli yapıda. Zaten Yin Toprak genelde huzurlu bir bahçeye de benzetilir. Ancak gelen Su elementi, onun bu dengeli yapısını bozarak, kırılgan hale getiriyor. Sonuç olarak çok olumlu bir sene değil. Ancak her seneden alınacak, cepte toplayacak dersler, öğretiler var. Her birimize geleni şükredip kabul etmek, elimizdekilerle maksimum fayda sağlamak için hazırlıklı olmak ve geleni lehimize çevirecek pozisyonlar yaratmaktan başka bir şey kalmıyor.

Domuz’un genel niteliklerinden bir tanesi de vermek, sunmak, hizmet etmek… Hele ki Toprak Ana’nın besleyen, büyüten, geliştiren yapısıyla birleştiğinde etrafımıza yapacağımız özverinin tavan yapma potansiyeli çok yüksek. Hep verici ve affedici taraf olmak, kimse kırılmasın diye “hayır” diyememek, bize, bu sene hayal kırıklığı olarak geri dönebilir. Zaman zaman bu verici ve affedici tarafımız suistimal edilebilir. Kime, Ne için, Ne kadar? Seçimlerimizde de dengeli olalım, sonuçta çok verdiğinde çok almıyorsun, yeteri kadar verdiğinde yeteri kadar alıyorsun.

Yin Toprak, rahatlamanın, içe dönmenin, konforun temsilcisidir. Toprak Ana bizi merkezlenmeye davet ederken, sıcacık kucağında, bu sene, sevdiklerimiz ve ailemiz ile vakit geçirmek, kendimize vakit ayırmak, bize her şeyden daha fazla iyi gelecek. Çin Zodyak’ı döngüsünün son hayvanı olan Domuz senesi; bir mola verip dinlenmenin ve rahatlamanın, bir sonraki yıl (metal-Fare) ile başlayacak yeni döngüye girmeden evvel, geçmiş 11 senenin analizini yapıp yeni kararlar almanın, vadesini doldurmuşlardan arınmanın, yeni başlangıçlar yapmanın tam da sırası…

Domuz, kışın başlangıcını temsil ederken, kendisinden sonra gelecek, ilkbaharın temsilcisi olan Ağaç elementinin de doğumunu sembolize ediyor. Doğanın tekrardan yeşermesi gibi yeni oluşumların da müjdecisi. Politik başarısızlıkların sonuçlarında bireylerin yöneticilerine karşı güvenlerinin azalıp da kontrolü kendi ellerine almaya başlamak istemeleriyle oluşacak uluslararası ilişkilerde, sosyal düzende, yeni başlangıçlar, rejimler, hükümetler görmek mümkün. Bunun sonuçları olarak jeopolitik alanda, ticari müzakerelerde gerilimin yükselmesi de muhtemel.

2019’da bizi ve dünyayı neler bekliyor?

Kültür, doğa-çevre, sanat ve hümanistik konularda yeni oluşumlar, yeni bilimsel ve yaratıcı keşifler, sene içinde bol bol gündeme gelecek. Uzay ve Güneş Sistemimiz ile ilgili yeni bilgiler ile evrenimizi daha çok keşfedeceğiz.

Kendi hayal gücümüz de bu sene Domuz’un keşiflere düşkün ve yaratıcı yapısıyla besleniyor… Hayal kurmaktan kaçınmayalım, sonuçta her tasarım, her keşif, bir hayalle başlar… Bu yola çıkarken belki sonunun nereye gideceğini asla bilemezsin ama burada önemli olan, gerçeklikten kopmadan, emin adımlarla ve kendine güvenerek yaratıcı fikirlere doğru kendin için de yol almak.

Domuz seneleri genelde yatırım yapmak için iyi senelerdir. Domuz’un cömert ve verici yapısı, aldatma ve suistimallere karşı bazen bizi savunmasız bırakacak olsa da, akıllıca, temkinli ve risk almadan yapacağımız her türlü yatırım girişiminin destekleneceğini bilmeliyiz.

Bu senenin elementi olan Toprak, Ağaç elementi için Para demek. Dolayısıyla, 2019 Domuz senesinde para kazanacak öncelikli sektör olarak; Ağaç endüstrilerini (tekstil, kâğıt, çevre, moda, yayın, medya, eğitim, dekorasyon, mobilya, ormancılık…)  sayabiliriz.

Bu senenin burcu olan Domuz ise bir Su elementi. Su elementi, Toprak elementi için Para demek… Toprak endüstrileri (tarım, konut, inşaat, emlak, ileri teknoloji, maden, sigorta, bilgisayar software, danışmanlık…) sektörleri için de iyi bir sene olacak…

Aynı zamanda, Domuz sistemde “Seyahat Yıldızı “olarak geçer. Domuz seneleri, insanları, daha da fazla seyahat etmeye teşvik eder. Dolayısıyla bol bol seyahat bizi bekliyor. Sonuç olarak, Turizm sektörü de bundan büyük ölçüde faydalanacak ve para kazanacaktır. Ancak, bu kadar seyahatin sonucunda, yollarda dikkatli olmakta, trafik kurallarına uymakta, riskli sürüşler yapmamakta fayda var. Domuz senesinin kaygan zemininde, trafik kazalarında artış görmeyi istemeyiz…

Sonuçta belirli sektörler para kazanacak olsa da ekonomik büyümedeki yavaşlama, uzun vadeli borsa düşüşleri bu sene de devam ediyor. Global ekonomi genelde bu yönde bir gidişat sergilese de; temkinli yatırımlar yaparak, olayı lehinize çevirmek de çok mümkün.

Sevgi ve dostluk yıllarını ifade eden Domuz, bizi daha fazla sosyalleşmeye iterken sosyal medyanın tüm kullanım alanları da bundan nasibini bol bol alacak… Maalesef günümüzde sosyalleşmek; artık, teknolojik dünyada daha fazla takipçisi olmak veya daha fazla beğeni almak olarak yorumlanıyor. Hal böyle olunca, sosyal medya kullanımını destekleyen yeni aplikasyonların da patlaması muhtemel. Ama siz siz olun, sevdiklerinizle eski usul sosyalleşin. Vakit yok demeyin. Mesaj yazmayın, telefon açın hatta daha iyisi gidip görüşün. Doğal, organik ilişkileri destekleyin. Sarılın, omzunda ağlayın veya beraber kahkahalar atın. Toprak ananın şefkatini bolca beraberce paylaşın. Hepimize iyi gelecek olan bu…

Maalesef dünyayı kirletmeye, ozonu delmeye, ormanları yok etmeye devam ediyoruz. Biz böyle devam ettikçe, dünyamızın da kendine göre korunma yöntemi geliştirmesi çok normal. Doğal afetler de bunların sonucu… Global ısınma, buzların erimesi ve Su elementinin güçlü olarak görülmesi ile beraber, sel, su baskınları, kuvvetli fırtınalardan dünyamız da nasibini alıyor. Kaygan zemin ile birlikte toprak kayması, çığ, deprem gibi doğal afetler de biz doğaya saygılı olmaya devam etmedikçe, sene genelinde görülmeye devam edecek…  

Para, ekonomi, politika, gelişme dedik. Gelelim sağlığa… Her işin başı sağlık sonuçta. Yin Toprak elementi Çin tıbbında mide ve pankreası temsil eder.  Ne zaman ki bu element dengeden çıkar; mide ve sindirim sistemi, insülin ve diyabet şikâyetleri de artar. Ateş elementinin yokluğunda, kan dolaşımı ve kalple ilgili sorunlarda, enerji düşüklüğünde artış yaşanır. Domuz içinde gizli element olarak Ağacı bulunduran bir Su elementidir. Ağaç elementi vücutta kemikleri temsil eder ve Su elementinin etkisiyle ıslanan Ağaç’ın, romatizmal sorunlara da yol açması mümkündür. Toprak elementini dengelemenin bir yolu da antioksidan kullanmak. Eğer genel olarak bu konularda sıkıntılarınız varsa, sizin ve doktorunuzun söyleyeceğinden farklı bir şey söylemeyeceğim: kontrollerinizi aksatmayın, beslenme ve egzersiz düzeninize dikkat edin, stresten uzak kalmaya çalışın. Ve bunu sadece bu sene değil, her zaman yapın.

Sene genelinden gelen elementlerin makro sonuçları olduğu gibi, mikro düzeyde de kendi hayatlarımıza da etkisi var. Doğum anımızda saat, gün, ay ve yıldan gelen 4 temel etki alırız. Bu etki 4 sütunla ve her sütunda 2 element ile belirlenir. İşte buna da “Kaderin 4 Sütunu” denir. Buradaki 8 elementin birbiriyle olan ilişkisi, kişisel hayatlarımız ile ilgili bilgiler verir. Burada 2019’un (Yin Toprak-Yin Su) etkisi haritalarımıza nasıl etki edecek bir bakalım…

2019’un uyumlu burçları: Sütunlarınızın birinde (saat/gün/ay/yıl) Kaplan, Tavşan ve Keçi olanlar, sene ile uyumlu burçlar olduğunuz için, genelde sakin ve rahat bir dönem geçireceksiniz… Domuz yılı ile zıtlığa girecek olanlar ise maalesef Yılan burçları… Zıtlık; hareket, kaza ve değişim getirir… Ama eğer siz kendi rızanız ile, değişiklikleri yaparsanız sistem sizi destekler ve çatışma minimuma iner… Anlayacağınız; geleni kabul edip, direnmemekte fayda var… Çatışma olduğu zamanlarda, Domuz elementinin uyumlu-dost dediğimiz elementi Kaplan olduğu için, sene boyunca, korunma amaçlı olarak, üzerinizde sevdiğiniz herhangi bir “Kaplan” sembolünün aksesuarını taşıyabilirsiniz…

Kendilerine yüklenip yıpratacak, başını sürekli derde sokacak, endişe ve stresten karnı ağrıyacak burç ise senenin burcu ile aynı olan Domuz burçları… Domuz senesindeyiz; benim de haritamda Domuz var deyip sevinmeyin… Domuz-Domuz ile karşılaşınca “Kendine Ceza” dediğimiz bir durum yaratıyor… Doğum seneleri 7 ve 6 ile bitenler için yine olumlu bir sene diyebiliriz. “Koruyucu Melek” dediğimiz yıldız, işlerinizi kolaylaştırmak, arkanızı kollamak için görev başında. Etrafınızda sürekli size yardım etmeye- destek vermeye çalışan insanları gördükçe bu söylediğimi anlarsınız. Yılın en çok seyahat edecek, ev-iş değişikliği yapacak  burçları ise Yılan, Horoz ve Öküz burçları. Özellikle Yılan elementi olanlar için trafikte bir kat daha dikkat diyorum… Akademik çalışma yapmak isteyenler, sınavlara hazırlananlar, kitap yazmak için bekleyenler bu da size gelsin… Doğum senesi “0” ile bitenler, bitirmek istediğiniz konulara odaklanın… “Akademik Yıldız” sizin tarafınızda.

Doğum yılınızı, ayınızı, saatinizi öğrenmek için aşağıdaki görseli inceleyebilirsiniz. Ama unutmayalım ki haritaları doğru yorumlamak, detaylı bilgiye sahip olmak için aslında her kişinin saat, gün, ay ve yıldan oluşan tam doğum haritasına sahip olması gerekir. Burada verilen bilgiler geneldir. Günler çok sayıda olduğu için belirtilmemiştir.

Her sene ne getirirse getirsin; önemli olan bu haritaları yol pusulası gibi kullanmak. Sene geneli hakkında bilgi sahibi olmak, bize; potansiyelimizi, beklentilerimizi belirleyebilmemiz, yola ne yükle çıktığımızın farkında olmamız, olayları lehimize çevirebilmemiz için bir avantaj. Size de bu bilginin yol gösterici olması ümidiyle, iyi bir yıl geçirmenizi dilerim.

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale